Vatansız Aşk
ışığa açılan mağarada hüzmesiz at dağılmış savaşçının işaret parmağı “hasta la vista”, “patria y muerte” “sonsuza kadar”, “vatan ya da ölüm” yitik ufuktan ses: “ritornare al segno” “bayrağa dön-dalgalandığı yere sığın” asya’nın merkezinde “büyük doğu” doğuda güneşi öpen endamlı kuğu ejderha, kam, semah ve anka dansıyayı çekik göz, ceylan bakışlı çoğu gölgeler aleminde, gönül süzgecinde şu asalaklığın keşif kolu;
oryantalizm o lafazan ve sonculuk, hiçlik ve teklik o nefsi kör, ilmi iflas olmuş akla veda yeni zaman çöküşü-sığ ‘sevi’ye elveda ankara’nın taşı, nakışı, kaşı-gözü safi gül yanan-haşlanan-hoşlanan-kanayan son gül yeşeren yıldız kaydı, ay o yana-sen bu yana kırık üçgende, iki iç açı-bir dudak iziydi-aydı çemberin içinde sarmal-gece şiir ve rüyadaydı çığlıktı ve sessiz zikirdi her uyak, her dokunuş şafağı müjdeleyen zifir ve göğü öpen ulu çınar beni yıldıza bağlayan ip, kozadaki örümcek-nar yanık yüzlü arz, kuruyan göz pınarı ve kırbaç izi her gidenden hatıra, hem doğu-hem batıdayım ama dünyanın eşiği, yitik seviler beşiği, yeni düşe merhaba!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.