Yaşam mucizelerle dolu dendiğinde,bir şekilde duyduğumda ya da kendimi çaresiz yalnız hissettiğim zamanlarda kendime “Du bakalım Çiğdem hayır olsun yaşam mucizelerle dolu,gün doğmadan neler doğar” cümleleriyle kendime telkinler verirken bir yandan neden böyle oluyor, Allahım ben çok mu şey istiyorum,ya lütfen ol der misin?Lütfen ol de diyormuşum. Orda isyan varmış,orda sızlanma varmış, orda Yaradan’a bak sen bilmiyorsun sen ol de ben biliyorum bu olacak olan benim için en hayırlısı gibi böyle cahilce kafa tutma varmış.Şimdi çok gerilerde kalan bu hallerime bu haldeki Çiğdem bakıyor ve gülüyor.Hak veriyor,anlıyor ve gülebiliyor.
O kadar çok şey değişiyormuş ki aslında her gün,her an ölüp ölüp dirilirmiş insan.Evet Her an mucizelerle doluymuş,dolu olmasını bir kenara bırakın oluyormuş.Farkeder mi sadece sana olmadığı,sevdiğine,önem verdiğine,kıymetini bilene olması da kafi.
Her an mucizeler oluyor derken aslında olmayan olana da şükür edebiliyor musun tüm özünle sistem,düzen buna bakıyormuş.Dilinden çıkanlar çok önemli evet Hayr konuş Hayr olsun,aman ağzını hayra aç biz bunları duyarak büyüdük.Ağzından çıkan sözcüklerin yaydığı titreşimler çok önemli çünkü dönüp dolaşıp kişinin kendi gerçekliği oluyor.Büyük konuşuyorsun imtihanın oluyor,asla yapmam ben bunu diyorsun bir bakıyorsun yapar haldesin,biri hakkında zanda bulunuyorsun bir sürü yorum yapıyorsun sonra olanın senin zanlarınla uzaktan yakından alakası yok,şaşırıyorsun ve vicdanın belki de paçandan yakalayıveriyor.Bir de sistem öyle kusursuz ki konuştukların havaya gidiyor bir yerlerde kayıtları tutuluyor.Günü geldiğinde insanı insana düşürmemek için,haklar zerre şaşmadan ölçülüp biçelebilsin diye.Onun için sözcüklerimiz çok önemli.İlahi düzen ağızdan çıkanları çok ciddiye alıyor bunu artık bilim de destekliyor,hastayım hastayım dedikçe hücrelerinin zekasını bu kaydı tutuyor ve hastalığın ilerliyor.konuşulanların gökyüzünde bir katmanda kayda alındığı ispatlı.
Sözcüklerle başlıyor her şey bir selam veriyorsun başlıyor harikalar.Lakin senin sistemle olan bağını senin gördüğün, bildiğin,görmediğin, bilmediğin kimselerle de bağını şekillendiren bu düzenin kanunları var.Ve bu kanunlar senin sözünden sonra ,özüne de bakıyor.Sen yaşam mucizelerle dolu derken aynı zamanda özün ne halde.Yaşam mucizelerle dolu özüm buna inanıyor,buna kabul veriyor,özüm şartsız koşulsuz güveniyor,sistem özümün ihtiyaçlarını en iyi şekilde biliyor ve beni ihtiyaçlarımla hatta daha fazlası ile eşzamanlı olarak denk getirecek,denk getirmese de mesele değil özüm beni benden daha iyi biliyor dolayısıyla layığım olanı bana sunar.İdraki olmayanların her şeyini temin eden beni mi unutacak , O beni unutmaz diyorsa özüm.
Özüm, ruhum, en sevgilinin şekil verdiği kendinden bir parçayı büyük bir aşkla yerleştirdiği ,her şeyde olduğum hiçbirşeyliğimin en kutsal hazinesi ben sana teslimim diyorsa özümün dili işte o zaman sistem kanunları ve tüm görevlileri ile birlikte benim hayrıma işliyor.Herşey birleniyor iyi kötü ne demek diyorsun.Kolay zor nedir anlamını unutuyorsun.Olmadığında mutsuzluk neymiş olduğunda aşırı sevinç çığlıkları ne demek.Olmadığında da, olduğunda da hayırlı olanın farkındalığında ise özün haz boyutunda duyguların olmuyor,olamıyor.İçin başka bir coşup,taşıyor.Sen özün ve O bunu biliyor.Ne güzel özetlemiş Hafız-ı Şirazi “Gönlüyle sözü bir olana kurban olayım”Ve tabii tüm zamanlara güneş gibi doğan sevgili Rumi “Kalbi ile sözü bir olmayan kimsenin,Yüz dili bile olsa , o yine dilsiz sayılır” Yolumuz özü sözü bir olanlardan,özü sözü bir olanlarla olsun dilerim.
ÇİĞDEM EZER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.