Kastamonu / TAŞKÖPRÜ; Şifalı bir bitki olduğunun kanıtlanmasıyla birlikte sarmısağa talep de arttı. Özellikle, Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde üretilen sarmısak, dünya pazarında büyük ilgi görüyor. Taşköprü sarmısağı, Çin sarımsağının pabucunu dama attı. Eski Türklerde, savaş öncesinde askerlere ve kına gecesinde de damatla geline sarmısak yedirilirmiş. Bunun nedeni sarmısağın güç verdiğine ve cinsel isteği artırdığına inanılmasıymış. Günümüzde ise sarmısağın kansere ve başka birçok hastalığa karşı antibiyotik işlevi gördüğü iddia ediliyor. Eczanelerde de acısız ve kokusuz sarmısak tabletleri şifa verici diye satılıyor.Yüzyıllardır insanoğlunun ilaç niyetine kullandığı mucizevi bitki sarmısak, son yıllarda yeniden keşfediliyor. Gerek doğal beslenmeye dönüş akımı gerekse klinik araştırmalar sarmısağın değerini artırmış durumda. Tarih boyunca bazen tanrılara özgü bir nektar, bazen de vampirlere ve kötü ruhlara karşı “nazarlık” olarak kullanılan sarmısağın insan sağlığına yararları, şimdi bilimin mikroskobu altında…
Sarmısak merkezi
Taşköprü, Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Kastamonu iline bağlı bir ilçe. İlçeye adını veren tarihi Taşköprü, uzun yıllara meydan okuyarak dimdik ayakta duruyor. İlçenin tek giriş çıkış yeri burası. Gökırmak üzerindeki 69 metrelik köprü, M.S. 1366′da Yağmur Bey’in oğlu Ali Bey tarafından yaptırılmış.
Taşköprü çeşitli uygarlıklara sahne olmuş, tarih ve kültür zenginlikleriyle dolu bir yerleşim yeri. İlçenin karşısında bulunan Zımbıllı Tepe’deki Romalılardan kalma Pompeiopolis harabeleri ve antik kenti bunun en belirgin kanıtı. İlçede Selçuklu ve Osmanlı tarihinin izlerine rastlamak da mümkün. Oğuzların Kayı boyundan olan Taşköprüler konuşmaları, şiveleri, giyimleri ve gelenek göreneklere bağlılıkları ile dikkat çekiyor.
Taşköprü aynı zamanda Türkiye’nin başlıca sarmısak üretim merkezlerinden. Yılda 20 bin tonluk üretim kapasitesiyle dünya pazarında Çin, İran ve Malezya ile rekabet ediyor.
Taşköprü‘de meşhur kuyu kebabı yanında sarmısak yeniliyor.
İlçede sarmısak kokulu erkeklere ilgi fazla…
Sarımsak kokmayan gençlere kızlar ilgi duymuyor.
Uluslararası üne sahip Taşköprü sarmısağı, bu ünü kalitesine ve uzun ömürlü oluşuna borçlu. Taşköprü sarmısağının üretiminin artırılması, kalitesinin yükseltilmesi, fabrikasyona dönüştürülmesi ve üreticilerin desteklenmesi için büyük çabalar sarfeden Taşköprü eski Belediye Başkanı Hasan Altan, “Artık endüstri bitkisi olan sarmısağın ilaç sanayiinde işlenmesi için, devletin ve işadamlarının yatırımına her türlü kolaylığı sağlayacağız,” diyor. Ardından sözlerini şöyle sürdürüyor: “Biz bin bir güçlüklerle üretiyoruz, başkaları kaymağını yiyor. Amerikalılar bizden sadece 200 bin liraya aldıkları sarmısağı şişeye koyarak, yine bize 100 tabletini 8 milyon liradan satıyor. Eczanelerde ve baharatçılarda satılan ‘Kyolic’ adlı sarmısak hapının aslı, bir kilo Taşköprü sarmısağıdır.”
Adını yalnızca festivallerde duyduğumuz Taşköprü sarmısağı, bölgede çalışan binlerce kadın – erkek üreticinin el emeği, göz nuru ve geçim kaynağı… İlçe geleceğini sarmısağa bağlamış durumda. Eğer desteklenirse, sarmısak artık sanayi bitkisi olarak, yalnızca Taşköprülü üreticilerin değil, Türkiye’nin de yüzünü güldürecek.
Şifalı bitki
Trakya ve Anadolu’nun pek çok yerinde üretilen sarmısağın şifa dağıttığı ve özellikle tansiyon için köylülerin ceplerinde mutlaka birkaç diş sarmısak bulundurdukları bilinir. Sarmısaklı yemekler, turşular, çemen ve özellikle sarmısaklı cacık, Türk mutfağının vazgeçilmez yiyeceklerindendir. Taşköprü‘nün selenyumu bol ve kumlu topraklarında ve de özel iklim koşullarında yetiştirilen iri dişli, parlak, dayanıklı (en az bir yıl bozulmadan kalan) ve diri Taşköprü sarmısağı, şifalı bitkilerin başında geliyor.
Anavatanı Orta Asya olan sarmısağın tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. Lokman Hekim ve Evliya Çelebi’nin kitaplarında da, sarmısağın mucizevi bitki olarak şifa dağıttığı yazmaktadır. Nitekim, Amerika’da yayımlanan The New York Times Magazine de geçtiğimiz günlerde şu başlığı attı: “1000 yılın en iyi bitkisi kutsal sarmısak.” Yazıda, insanlık tarihi kadar eski olan sarmısağın protein, kalsiyum, fosfor, demir, A, B, C vitaminleri ile zengin bir besin kaynağı olduğu vurgulanıyordu. Sarmısağın içeriğindeki anti – oksidantlı maddeler sayesinde kansere karşı etkili bir bitki olduğu da belirtiliyordu.
Evet, eskiden acılı ve kokulu diye uzaklaştığımız sarmısak artık kokusuz ve tatlı yeni versiyonu ile sağlıklı yaşamımızın bir parçası olarak gündemimizde yer alıyor.
Faydaları
Bilim adamları sarmısağın faydalarını şöyle sıralıyor:
Sigaranın zararlı etkilerini azaltır.
Zehirlenmeye karşı etkilidir.
Kansere karşı en şifalı bitkidir.
Kan pıhtılaşmasını önler.
Damar sertliğini azaltır.
Sivrisinek ve böcekleri uzaklaştırır.
Sinir sistemini ve kan dolaşımını düzenler.
Gribi ve nezleyi önler.
Güç ve enerji verir.
Cinsel gücü artırır.
Diğer bitkilerden 58 kat fazla kalsiyum içerdiği için, uzun ömürlü ve mikrop öldürücü etkisi ile de antibiyotik özelliği göstermektedir.
Çevre dostu sarmısak…
Yolunuz “Ata’nın ilk şapka giydiği Kastamonu’ya ve şirin bir ilçesi olan Taşköprü’ye düşerse; ahududu şurubu yanında, sarmısak soslu kuyu kebabı yemeden dönmeyin. Çalışkan, güler yüzlü, tatlı dilli, şakacı, konuksever ve vatansever olan Taşköprü halkı, ağırlamak için yeni konuklarını bekliyor. Güz sağanağı başlamadan, Yağmur Beyin oğlu ciritçi gençlerin ve Ulusal Kurtuluş Savaşı öncülerinden Kara Fatma’nın evladı sarmısak güzeli kızların hasat dansına, siz de eşlik edebilirsiniz. Turkuvaz mavisi ala şafakta, Gökırmak üzerindeki tarihi köprüden geçerken, antik kentin derin izlerini selamlamayı unutmayın. Sonbaharda bir başka güzelleşir Taşköprü. Yaşlı ağaçların yapraklarında soluklanan ve renk cümbüşü dağların eşliğinde Kastamonu yoluna çıkan festival alayına siz de katılın. Gökırmak’da sulanan, Taşköprü’yü dolanan ve derman arayan yeni konuklarını bekliyor, sarmısak kokulu güzeller.
Çünkü her derde devadır sarmısak…
Çevreye ölüm kusan fabrika atık kokusundan, sarmısak kokusu daha sağlıklı ve organiktir. Gezginler ve doğa dostları, alternatif turizm haritanıza, sarmısak diyarı Taşköprü’yü eklemeyi unutmayınız. Bir başka yurt köşesinde, yolumuz kesiştiği yerde ve keşfedilmemiş kültürlerde buluşmak dileğiyle, dostlukla…Yolunuz ve bahtınız, Taşköprü’de soluklanan Gökırmak kadar açık olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.