Geçtiğimiz ay, cemreler düştü, Nisan ayının başlaması ile doğanın uyanmasına şahit oluyoruz ve ilkbahar mevsimi resmen başladı. Bu ayki yazım ilkbaharın bana yaşattığı duygular üzerine, keyif ile okumanız dileği ile. İnsanoğlu günümüzde modern dünyada yaşamaktadır. Bir düşünün bulunduğumuz yerden istediğimiz yere çok kısa bir süre içinde varabilmekteyiz, İlçeler arasında dakikalar ile, şehirler ve ülkeler arasında hatta kıtalar arasında saatler ile seyahat etmek ve hedef noktaya ulaşabilmek mümkün ve çok basit. Yemek yeme, ısınma ve soğuma, sağlık ile ilgili tüm ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek biz modern insanlar için çok kolay eylemler, bu sayede insan yaşamı uzadı ve uzamaya devam ediyor. İnsan ömrü uzadıkça seyahat etme ihtiyacı da artarak devam edecek, yeni kültürleri yerinde yaşayabilmek için tüm dünyada yoğun ve devamlı bir hareket olacaktır.
Topluluklar kendi düzenlerini kurarak, ortak kültürel ve sosyal değerlere inanarak özgür yaşam alanları oluşturmanın tadına vararak yaşamaktadırlar. İnançlarda toplulukları bir arada tutabilmenin diğer bir yolu, bu konudaki en önemli püf noktası toplumu oluşturan bireylerin birbirinin inancına saygı ve sevgi duymasını sağlayabilmek. İnanç özgürlüğü hayatın bir parçası olarak karşımızda yerini alıyor ve önümüzdeki çağlarda da bu hassas konu önemini koruyacaktır.
İnancı yüzünden aynı soydan gelen insanoğlunun bir diğerini başkalaştırmaya hakkı olmadığı gibi, inancı yüzünden kin, nefret, intikam alma duyguları beslemeye hakkı da yoktur ve olmamalıdır.
Tüm dünyada bilim ve teknolojide çok hızlı ilerlemekte ve gelişen teknoloji insanlar arasında hızlıca paylaşılmaktadır. Teknolojik gelişmeler ile eğitimsizlik cahillik de bir sorun olmaktan çıkarak, insanların birbirlerini anlayabilmelerinin yolu açılacaktır. Günümüzde teknolojik gelişmeler sayesinde insanlar ortak dil (emoji) kullanabiliyor ve seyahat, yiyecek içecek, ihtiyaç alışverişlerini, oyun oynama, eğlenme ortak ihtiyaçlarını ortak platformalar da giderebiliyor, eğlenebiliyorlar, yarışıyorlar ve sosyalleşebiliyorlar.
Bu e-dünyada herkes eşit, teknolojik alt yapıların paylaşımı ve ortak sinerji de buluşma ile birçok ülke arasında barış sağlandı. Barış huzuru, huzur mutluluk sevgiyi, sevgide ekonomik kalkınmayı yanında getirdi. Her şey birbirine bağlı çarklar halinde çalışmaktadır.
Ülkeler sadece sportif ve sanatsal alanlarda birbirleri ile rekabet halinde olmayı yeğliyorlar. Sanki olimpiyatlardaki ruh tüm dünyayı sarmakta. Herkes tüm toplumlar şu gerçeğin bilincine varıyor; Spor, sanat rekabeti ve aynı zaman da barışı, huzuru ve mutluluğu getirir. İnsanoğlu dünya üzerinde var olduğundan bugüne kadar hayata kalabilmek için savaşlar vermiştir. Eski çağlardan beri topluluklar hayata kalma ve yerleşik düzene geçebilmek için yüzyıllardır gerek doğa şartları ile de birbirleri ile savaş halinde olmuşlardır.
Altın çağ başladı başlayalı insanlık kırılma noktasına gelmek üzere gibi görünse de taşlar yerine oturuyor, öyle sağlam bir temel meydana geliyor ki bu çağ kim ne derse desin sevgi çağı olacak. İnsan ırkları ilk çağlardan günümüze öyle karıştı ki artık herkesin birbirini sevmesi için atalarından miras gen faktörleri ön planda ve bu bilinç her geçen gün tüm benliğimizi saracak ve sevgi galip gelecektir.
Global bir dünyada sınırların kalktığı vizelerin olmadığı sevgi saygı barış huzur güven ve umut’ un olduğu turizm dolu günlerin bizim ile olduğu günlerin çok yakında olduğuna inanıyorum.
İlkbahar böyle bir mevsim; insanın içine güven, umut, sevgi, mutluluk, barış ve huzur duygularını aynı anda yaşatmayı başarıyor. Siz değerli okuyucuların ve tüm dünyadaki canlıların içinin bu güzel duygularla dolmasını dilerim.
Sevgi ile kalın ...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.