DOĞU KARADENİZ’E NEDEN İKİNCİ HAVAALANI GEREKİYOR ?
Bölge havaalanı için lokasyon tercihine dair görüşlerimi paylaşırken havaalanı gereksiniminin bölgede gelişen turizm ve de özellikle Ayder için, programa alınan kayak tesislerini de dikkate alarak zaruretini detaylıca ortaya koymuştum. Şimdi tekrar turizm için havaalanının gerekliliğine girmeden daha farklı, ekonomik ve sosyal tarafı da olan etkenler üzerinde durmak istiyorum.
Bölgenin Trabzon’a, hatta Erzurum’a alternatif bir alana gereksinimi kamu tarafından da kabullenildiği için Gürcistan ile imzalanan protokolle Batum Havaalanı 28 Mayıs 2007 tarihinden itibaren dahili uçuşlara da açılmıştı. Bir haberde okumuştum, THY verilerine göre yolcularının yüzde 40 kadarı, yanı yılda 25 bin kadar yolcu Batum’dan Hopa’ya geçmiş. Batum Havaalanının bir noktaya kadar iç hat gibi düşünülerek uygulamaya alınması yerinde bir düşünce ama pratikte bölge insanımız için çok da verimli, kullanışlı olmadı. Zorunluluk haricinde tercih edilmediğini biliyoruz.
1998 tarihinde hizmete açılan Trabzon Havaalanının teorik kapasitesi 1.500.000 yolcu/yıl. Bu kapasite son yıllarda bilet fiyatlarının makul düzeyde olmasıyla aşılmakta, 2 milyonun üzerine rahat çıkılmaktadır. Şüphesiz bazı havaalanlarında yolcu potansiyeli düşerken Trabzon’da artışın sürekliliğinin temelinde geniş bir hinderlanda sahip olunmasının etkisi de çok fazladır. Bu nedenle de daha önce genişletilip uluslar arası standartlara kavuşturulan Trabzon Havalimanı için ek pist – ek yatırım taleplerini Trabzon medyasından, bürokrasisinden işitiyoruz.
Bu da alenen bölgede hava ulaşımı için yeni bir yatırımın gündemde olduğunun işaretidir.
Oysa bölgede sadece bir merkezin daha fazla, hatta hacminin üzerinde gelişmeye zorlanması yerine bölgede alternatif ulaşım olanaklarını, noktalarını arttırmak suretiyle bölgede başka illerinde gelişmesine katkı sağlamak sosyal devlet anlayışının da gereğidir. Bu sayede hem bölge toplamda daha fazla talep almış olabilecek, hem de kalkınma bölgesel bazda realize edilmiş olacaktır. Yanı OR-Gİ ve Rize Havaalanları, belli bir coğrafi hacmi olan Trabzon’dan tüm bölgenin yükünü kaldırmasını beklemek yerine bu yükü, potansiyeli bölge geneline dağıtmada fevkalade doğru işlev üstleneceklerdir.
Hatta Rize merkez yerine havaalanının Ardeşen’de gerçekleştirilmesi halinde, zaten dağın eteğine sıkışmış Rize merkezdeki yığılma, kesme keşleşen sahil yolu da rahatlatacak, ticari yatırımlarında daha geniş alana yayılmasını sağlanmış olacaktır. Üstelik Ayder’e, Artvin’e, doğuda kalan ilçelere gidecek araç ve yolcular Rize merkeze yük bindirmeyecek olduklarından sahil yolunun Rize merkezde rahatlaması bir yana, Güney Çevre Yolunun 24 metre gibi (bir sürü eleştirilecek yanı var) bu nadide coğrafya için afaki sayılabilecek genişlikte planlanması kararının yeniden gözden geçirilmesine ışık bile olabilecektir.
Henüz yaz mevsimini tamamlıyoruz. Karadeniz Sahıl Yolu Sarp’a kadar mükemmel ama modern Türkiye’de, 2012 yılında Pazarlı, Ardeşenli, Hopalı yoğun trafik yüzünden bu yaz çok eski yıllarda olduğu gibi 18-20 saatlik otobüs yolculuğundan sonra evine varabildi. Öyle dendiği gibi bu yaz uçak fiyatları da öyle 50-60 TL gibi hiç olmadı; her uçakta birkaç tane sembolik satış var sadece. Yoğun talebe paralel olarak 150-400 TL bandında bilet bulmayanlar otobüs veya özel aracıyla seyahat etmek zorunda kaldı.
Üstelik havaalanı yakına gelince, kolay ulaşılır olunca yolcu sayısının artacağı da aşikardır. En basitinden Trabzon’dan aktarma güçlükleri nedeniyle ertelenen yolculuklar gerçekleştirilecek, RTEÜ daha kolay akademisyen ve uzman hekim getirebilecek, daha zengin öğrenci üniversiteyi tercih edecek, yatırım için değerlendirilebilecek iller arasına girilebilecek.Temmuz ayında Rize'de düzenlenen 'Spor ve Ahlak' konulu panele katılacak Rıdvan Dilmen, Rize'ye gitmek için Trabzon Havalimanı'na indiğinde Trabzonsporlu taraftarların yoğun protesto ve olası saldırılarına maruz kalmamak için alternatif hava ulaşımı olmaması nedeniyle programını iptal etmek zorunda kalmıştı. Trabzon havaalanında benzer protesto eylemleri, alternatif alan gerekliliğini de ortaya koymaktadır.
Alternatif havaalanının, hava koşulları nedeniyle de gerekli olduğuna yakın geçmişte tanık olduk. Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım, sabah saatlerinde meydana gelen sis yüzünden Trabzon Havaalanına inemediğinden zorunlu olarak Samsun Havaalanına inmiş, oradan karayolu ile Rize’ye gelmek zorunda kalmıştı. Bu örneği hastalık, tabii afet, güvenlik vs gibi konular için düşündüğümüzde Gürcistan ile Trabzon’un ortasında bir havaalanının gerekliliği de ortaya çıkıyor. Sonraki bölümde bölgeye havalimanı gerekliliği asla yalan söylemeyen DHMİ ve TUİK’in rakamlarıyla destekleyerek, yorumlayarak tamamlayayım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.