27-29 Mayıs2009 II.Geleneksel Gıdalar Sempozyumu Van " da yapıldı.Böylece Van"ı gezme ve görme imkanına da sahip olmuş oldum.Gerçekten seyahat edilmesi ve görülmesi gereken Urartulara başkentlik yapmış bir kent.Şehrin etrafı dağlarla çevrilmiş ama tüm ihtişamıyla Van Gölü (yöre halkının deniz dediği kadar var) insanı bambaşka aleme götürüyor.
Sempozyumun birbirinden ilginç konularını bir yandan takip ederken diğer taraftan Van yöresel yemeklerini tatmadan olmazdı.Zaten ünlenmiş olan kahvaltısının yanı sıra Keledoş yemeği,Ayranaşı,Kürt Köftesi en bilinenleriydi.Öncelikle doğal karakovan balı kahvaltının kaymakla birlikte olmazsa olmazı.Ardından söylemeye gerek yok Van otlu peyniri, Murtuga dedikleri unun yağda kavrulmasıyla ve yumurta kırılmasıyla yaptıkları değişik bir lezzet,lordan yapılan cacık, süte batırılıp kurutulan buğdayın tereyağında kavrulmasıyla elde edilen değişik bir tat olan kavutu halk balla birlikte yiyor.
Tamamen doğal yetişmiş domates,salatalık hormondan uzak beslenmemiz için idealdi.Sempozyumdan arta kalan zaman geziler için planlanmıştı.Akdamar Adasını ve kilisesini görmeden olmazdı.Kilisenin içinde freskler ve dışındaki kabartmalarda İncil"den alınmış hikayeler yer alıyordu.Adada kitap okuma etkinlikleri düzenlenmişti.100.Yıl Üniversitesinin de orada olması şehre olan kültürel ve ekonomik getirisinin kaçınılmaz örneğiydi.
Akşam güneşini Van Kalesinden izleyip Van Gölü üzerinden batışını seyretmek dünyadan ayrılmadan önce yapılması gereken 100 önemli etkinlik arasında yer almalı diye düşündüm.Ama düşündüğüm bir başka konu daha vardı ki bir turizmci gözüyle ülkemizde böylesine önemli turizm değerlerimiz varken nasıl oluyor da değerlendiremiyoruz hala
..İskelede otururken bir tek Van Gölünde yetişen İnci Kefalı yapan restaurantları açmak ve çay bahçelerini yapmak gerçekten çok mu zor?
İskeleye gidiyorsunuz bir bardak demli çay içmek istiyorsunuz ama heyhat! Bomboş atıl olan iskeleye yanaşmış birkaç balıkçı teknesi, çocukların oyun alanı kaydıraklar dışında hiçbir şey yok..Ne kadar yazıkkk ..Oysa Edremit tam bir tatil beldesi..Tüm güzel yapıların rekreasyon alanlarının olduğu yer burası.Harika
Sonrki durağımız Ağrı ili sınırları içinde yer alan Doğu Beyazıt ve çarşıları,yapımı 99 yıl süren İshak Paşa Sarayı..Türk ahşap sanatının en değerli örneği olan saray üç bölümden oluşuyor.Halen restorasyon çalışmaları devam ediyor.Gürbulak sınır kapısı ve burada yer alan Türkiye"nin en büyük obruklarından biri Meteor Çukuru olarak adlandırılmış.
Bitlis Tatvan yolu üzerinden gidilen Nemrut Kalderası Krater Gölü ülkemizin gizli kalmış pastorallerinden biri.Bir tarafta Van Gölü diğer tarafta Krater Gölü inanılmaz bir doğa harikası.Dünyanın 2. büyük krater gölü.Yanındaki yeşil göl ise ılık göl olarak adlandırılmış ve buhar bacaları romatizma tedavisi için de sağlık turizmi amaçlı kullanılabilir.Ayrıca alpin turizm içinSüphan Dağı Uludağ"a alternatif olabilecek ciddi yatırımlarla kış turizmine kazandırılabilecek marjinal alanların değerlendirilmesi olabilecektir.
Milli park ilan edildiği için doğal hayatın ender rastlanan flora ve faunasını koruyarak yapılacak konaklama tesisleri buranın dağ turizmine kazandırılmasıyla yöre halkının da istihdam edilmesi ve işsizliğe ayrıca göçe önemli bir çözüm olarak düşünmekteyim.
Ayrıca Adilcevaz"da ceviz ağacından yapılmaBaston yapım atölyesini gezmek de ayrı bir keyiftir.Selçuklu İslam Müzesi Ahlat"ta 14 km2lik bir alana yayılmış.Türk İslam eserleri açısından çok önemli.Koyu kahve ve sarımtrak doğal renkli ahlat taşının Van Havzasında çok kullanıldığına tanık oluyoruz.
Alış-veriş ve çarşılar biz bayanların vazgeçilmezi..Aman tanrımmm Van"ın geleneksel el sanatı olan savat gümüşü el işçiliği ile sanat şaheserlerine dönüşmüş Rus Pazarında.Rengarenk ipek eşarplar çarşının dükkanlarının bir başka al benisi .
Bir kez daha bu topraklarda doğduğum,yaşadığım için şükrettim.Gerçekten bir başkadır benim memleketimmm .Yeter ki bizler sahip çıkalım,el birliğiyle bu ülke için bi şeyler yapmak isteyelim.Bacasız endüstri turizme doğal yapıyı bozmadan kazandırabileceğimiz öylesine çok alanlarımız var ki yeterki biz isteyelim.Ardından da kültürel özelliklerle, folklorik değerleriyle, gastronomisi ile tanıtımı güçlendirelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.