• BIST 9602.16
  • Altın 3440.779
  • Dolar 36.4087
  • Euro 38.1115
  • İzmir 6 °C
  • İstanbul 2 °C
  • Antalya 8 °C
  • Ankara -3 °C
  • Turizminsesi 2025
  • Turizminsesi 2025
  • Turizminsesi 2025
  • Turizminsesi 2025
  • Turizminsesi 2025
  • Turizminsesi 2025

DOĞAL KAYNAKLARIMIZ

KONUK YAZAR

Doğal Kaynaklarımızı Kaybetmeyelim!

Şubat ayının ortalarında, birkaç günlüğüne Ailemin yanına Mersine gittim.  Hani bir yıldır da gitmiyorum dedim, bir görüp geleyim istedim. Atladım otobüse, soluğu Mersin Tarsus"ta aldım. Bahsetmişimdir belki, otobüs yolculuklarını çok severim..çok keyif alırım. Mersin"e giderken gece yolculuğu yaptım. İstanbul"a dönerken de, gündüz yolculuğu yapayım istedim.

 

 

Aksaray-Niğde il sınırlarına varıncaya kadar, ciddi anlamda rahatsızlık veren bir durumla karşılaşmadım. Taki, zamana ket vurmuş yaklaşık 3300 metre koskoca Hasan Dağının ağlayan yüzünü görene kadar..Evet, çok yalnızdı Hasan Dağı..Terk edilmiş, yarım yamalak yarı karlarla kaplı, eteklerinde bir bozkır dalı bile olmayan o nemrut dağ, yerini mutsuz ve her an patlamaya hazır sessiz bir hayata salıvermişti kendini. İç Anadolu"nun tarihle savaşmış en büyük ve en görkemli volkanik dağı kim bilir kaç kişinin canını almıştır yaşadığı tarih boyunca..Gerçekten inanıyorum ki, biz insanoğlu doğaya verdiğimiz zararlara karşılık doğanın intikamı her zaman acı olur. İntikam almak istiyordu sanki..Adına türküler yazılmış, maniler okunmuş karizmatik ama bir o kadar ürkütücü ve heybetli yalnız bir dağ…

Evet! koskocaman ihtişamlı Hasan Dağımız içten içe ağlıyordu sanki. Yüksek dağları, karların koruduğuna inanırım hep. Acı olan, o kadar az kar vardı ki Hasan Dağımızda, tüyleri yolunmuş bir serçeyi andırıyordu. Küresel ısınmadan olsa gerek, bu aylarda bile karsız olması inanın çok ürkütücü..

Hele hele biraz ileri gidince, ki Hasan Dağının tepesinden de görülür, tuz ihtiyacımızın kaynağı Tuz Gölünün durumu içler acısı..Gün geçtikçe çekilen suları ve daralan alanı ile “artık bitti” dedirtiyor insanın içinden. Yaşanan kuraklıklar ve atık sular yüzünden kaderine terk edilmiş bir doğa harikası. Gerçekten insanın içi burkuluyor.  Gerçi duyduklarıma göre, belediye, kirli suyu işleyerek kullanılabilir duruma getirecekmiş. Ayrıca, tesisten çıkacak çamur, havasız çürütme sonucu gübre haline getirilecekmiş. Aynı zamanda, bu gübreler de çoraklaşmanın yoğun olduğu bölgelerde kullanılabilecekmiş. Umarım belediye çalışmalarında başarılı olur. Şimdiden bol şans diliyorum...

Küresel ısınma sonucu, ölüme terk edilen bahsedebileceğimiz o kadar çok doğa kaynaklarımız güzelliklerimiz var ki hiçbir şeyin kıymetini maalesef bilemiyoruz.

Bence; dünyaya seslenirken, su kaynaklarımızı nasıl kullanıyoruz diye kendimizle gurur duymamızın bir manası yok. Artık gerçekleri görelim ve kaynaklarımızı daha fazla kaybetmemek adına önlemlerimizi en azından bireyler olarak alalım derim ben. Bir sonraki yazımda, sıcaklıkların ve kuraklıkların artmasına paralel bireyler olarak alabileceğimiz önlemlerden bahsedeceğim. 

Herkese, güneşin küsmediği, su kaynaklarımızın bol olduğu bir yaşam diliyorum...

Sevgiler,

Derya Şen  

 

  • Yorumlar 3
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    ÇOK OKUNANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : +90 216 481 51 21