2020 yılı ile başlayan sıra dışı ve beklenmedik sürecin, tüm insanlık için birlik, beraberlik ve eşitlik bilinci ile alışılagelmiş yaşam tarzlarındaki değişiklik değerlerinin benimsenmesi bakımından doğal yaşam başta olmak üzere sürdürülebilir yaşam açısından pozitif yönü ile artı değer katan bir milat olduğunu düşünenlerdenim.
Bu yaşanan zaman aralığında hayata anlam katan tüm bilinen doğrular, alışkanlıklar, sosyal yaşam tarzları, sosyal statüler sıfırlandı, bir çok iş kolu durdu veya yeni düzen ile faaliyetlerine devam etmek zorunda kaldı.
Din, dil, ırk gözetmeksizin hızla tüm ülkelerde tehdit oluşturmaya devam eden bu virüs aslında dünyanın sınırlarını da bir anda yok etti belki ama bu virüs aynı zamanda tüm insanlığın birbirlerine bağlanmaları ve destek olmaları için bir fırsat olarak da kapımıza geldi.
‘’Her şeyin başı sağlıktır.’’; Ata sözünün de bir kez daha doğruluğunu kanıtlanmış oldu.
Maddiyatın önüne sağlık ve maneviyatın önemini bizlere hatırlattı. Bu dönemde bencillik etmek yerine birlik ve beraberlik sevgi saygı içinde yaşayabilmeyi öğrendiğimizi umut ediyorum.
Turizm sektörü ise hizmet eden ve alan tüm paydaşlar ile maddi ve manevi olarak yaşanan kayıplar ile bu zorlu sürecin bir kısmını geride bırakabildi. Fakat bu süreç halen büyük bir belirsizlik ile devam etmektedir. Öngörüm; bu belirsizlik 2021 yılının ikinci yarısına kadar devam ediyor olacaktır.
Bu beklenmedik duruma karşı oluşan yeni hayat tarzına uyum ile turizmde başarılı olabilmek adına nasıl bir yol izleyebileceğimizi yukarıdaki konu başlığındaki üç kavram ile birleştirerek naçizane bir görüş paylaşımı olarak kaleme almak istedim. Keyif ile okumanız dileği ile…
Turizm; dinlenmek, eğlenmek, görmek, tanımak, ticaret yapabilmek, kongreye katılmak, sağlık, farklı bir kültürün deneyimini yaşamak gibi amaçlarla yapılan geziler ve bir ülkeye veya bir bölgeye turist çekmek için alınan ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümüdür. Turistik gezi, insanların sadece bir yerden bir yere gitmesi değil kültürel, ekonomik ve toplumsal olarak da iletişim içinde olmalarıdır.
Turizm sayesinde insanlar hem diğer ülkelerin, hem kendi ülkelerinde yaşadıkları bölgenin dışındaki güzelliklerin, hem de geçmişte yaşamış olan insanların bırakmış oldukları kültürel mirasın farkına vararak, gelecek kuşaklara daha yaşanılabilir bir dünya bırakmanın gerekliliğine inanarak hayata farklı açılardan bakabilirler.
Zaman; bize yaşamımızı sürdürdüğümüz süreçler topluluğudur. Ve biz 2020 yılı gelene kadar belli bir zaman dilimine yaşamımızı idame ettirebilmek ve hayattan tat alabilmek üzere zamanımızı planlayarak yaşamayı öğrenmiştik. Çok paramız olursa çoğunluk ne yapabileceğini biliyordu ama çok zamanı olunca ne yapacağı le ilgili bir planı yoktu, diğer yandan bu konuda bir planı olanlar yeni yaşam tarzına daha hızlı ayak uydurarak zamanlarını en iyi şekilde değerlendirmeyi başardılar. Hayatlarına artı değer kattılar. Diğerleri de zaman ile uyum sağlamayı öğrendi.
Mekan; zamanımızı harcadığımız üç boyutlu bir oluşumdur. Harcanan zaman içinde bulunulan mekan içinde, beş duyumuz ile algıladıklarımızı belleğimizde bir deneyim olarak kayıt etmek ise bu dünyada olduğumuzu bizlere hissettiren bir durumdur. Yaşadığımız anlar ise bu deneyimlerin olumlu olması ile mutlu olduğumuz zaman dilimleridir.
2020 öncesinde, iş, eğlence, spor yapma, ulaşım vs. gibi bulunduğumuz mekanlar çoklu zaman harcadığımız mekanlar iken 2020 yılı ile bulunulan mekan, tek bir mekan olarak sadece ev olarak zorunlu hale geldi ki bu duruma uyum sağlayabilenler ve zamanlarını bu tek mekanda planlayabilenler hayatlarına artı değer katmayı başaranlar oldular. Diğerleri de zaman ile tek mekanda yaşam alanı oluşturabilmeye uyum sağlamayı öğrendi.
İnsan; Dünya kurulduğundan bu yana hangi çağda olursa olsun yaşam şartlarının gereği doğrultusunda zaman ve mekan kavramlarını kullanarak hayatını idame ettirebilen ve anı yaşayarak deneyim kazana değerli, eşsiz ve uyumlu bir varlıktır.
2021 ve sonrasında Türk turizminde Dünyada fark yaratabilmek adına yapılması gereken yöntem için naçizane önerimi aşağıda kısaca sizler ile paylaşmak isterim.
Şöyle ki;
İnsanların bu süreçte yaşadıkları sıra dışı hayat tarzlarından sıyrılarak normal hayat tarzlarına geri döndüklerini hissedebilmeleri adına; bu duruma en iyi gelecek çözüm, gerek eğlenme, gerek kültürel, gerek sağlık, gerek ise diğer nedenler ile aileleri, arkadaşları veya münferit olarak planlayacakları ve sonrasında yapacakları güvenli seyahatler ile mümkün olacağının farkına vardırabilecek pazarlama faaliyetlerine önem verebilmek olmalıdır.
İş seyahatleri ve fuar, kongre, toplantıların; ev-ofis olarak yaşanan süreçte firma personelleri, bayiler, tedarikçiler ve müşteriler ile sadece online da yapılan iş toplantılarının verimlerinin zaman ve mekan kavramları olmadan eksik olduğunun farkına vardırmaktan geçmektedir.
Bu pazarlama faaliyetlerinin ise zaman ve mekan kavramlarını görsel sanatlar ile birleştirerek sanatsal, kültürel, tarihsel, doğal güzelliklerin Türk mutfağının lezzetleri ve Türk gelenek görenekleri iç içe geçtiği beş duyuya hitap edebilen bir deneyim yaşatabilmek üzerine kurgulanabilmelidir.
Güvenli seyahat hizmeti güvencesi ve doğru pazarlama stratejilerinin bir an önce uygulanabilmesi için kalıcı sağlık önlemleri, tedbir amaçlı yapılan hijyen uygulamaları, sağlıklı yaşam tarzı için yapılan tüm kamu duyuruları ile halkın doğru bilinçlendirilmesi ve en kısa zamanda bulunacak kalıcı tedavi yöntemleri, uygulanacak aşılar ile bu virüsün tüm dünya yüzeyinden bir an önce yok olacağını, bu kötü günlerin en kısa sürede atlatılacağına olan inancım tam, tüm dünya da yaşanan bu sıra dışı, endişeli ve üzücü günlerin yerine ışıkla dolu, sağlıklı neşeli güzel günlerin gelmesi yakındır.
SEVGI, SAYGI, HiJYEN KURALLARINA UYUM, DOĞRU SAĞLIKLI YAŞAM TARZI İLE COVID 19 VE TÜREVLERİNİN SONSUZA DEK YOK OLMASI DİLEĞİ İLE …
SEVGİ VE SAĞLIKLA KALIN