Gezimizin 3. Gününe başlarken, ilk önce Eiffel Kulesine çıkalım dedik. Demir kulenin iki tarafında sıra var. Biri merdivenlerden çıkmak için, diğeri ise asansörle çıkmak için, tercihinize göre bilet alıyorsunuz. Merdivenlerden çıkmak için bilet satılmasını yadırgadık. Uzun süre kuyrukta bekledikten sonra biletlerimizi alıp asansöre bindik. İki kat için de bilet satılmakta, tercih size kalmış. Paris manzarasını izleyip bol bol fotoğraf çektikten sonra tekrar uzun bir kuyruk bekledik. Bu seferki kuyruk ise asansöre binip aşağı inmek içindi. Bu kadar uzun beklemelere rağmen Paris’i Eiffel Kulesi’nin tepesinden izlemek son derece keyifliydi. Gerçekten çok çok güzel bir şehir. Bizi çok etkiledi..Eiffel Kulesinden sonra Sein Nehri üzerinde bir gezinti yapmaya karar verdik. Seine nehri üzerinde minik teknelerle tur düzenleniyor. Bateau Mouche adı verilen turlarda, nehir kıyısında bulunan Paris’in önemli yapılarını görebiliyorsunuz. Türkçe hariç birçok dilde birer cümle ile yapılar hakkında bilgi sağlanıyor. Yaklaşık 45 dakika süren turda eğlendik. Kişi başı 12.5 euro olan tur, aldığı parayı hak ediyor.Bu iki gezinti, uzun zamanımızı aldı sonra yemek yemeye Paris’in Montparnasse bölgesinde bulunan gökdelenine gittik,56 katlı binanın tepesinden manzara harikuladeydi. Muhteşem yemekten sonra sonra otelimize döndük.Paris’teki son günümüzde Concorde Meydanı’na, Saint Germain ve Saint Michel meydanlarında dolandık. Meşhur cafe, Cafe de Flora’da sıcak çikolatalarımızı içip Paris’in altını üstüne getirdik. Akşam da çeşit çeşit peynirlerimizi alıp valizimize yerleştirdik.Ertesi sabah mutlu bir şekilde CHD Havaalından kalkan THY uçağımıza binip, İstanbul’a döndük.