Ne kadar Eskiniz Varsa O kadar Söyleyecek Sözünüz Vardır 

RAMAZAN BAŞAN

Birincisi 1970 yılında düzenlenen Ayvalık Zeytin Festivali, 2005 yılından itibaren geleneksel hale gelerek bu sene 18. Uluslararası Ayvalık Zeytin Hasat ve Turizm Festivali adıyla 13-19 Ekim tarihlerinde kutlanmaya devam ediyor. Kuzey Ege'de, 14 milyon zeytin ağacıyla Türkiye'nin en büyük zeytin ve zeytinyağı üretim merkezlerinden olan Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde 19 Ekim'e kadar süren festival, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Ayvalık Belediyesi, Balıkesir Ticaret Borsası ve Ayvalık Kaymakamlığınca gerçekleşti. Festivalin en önemli tarafı ise Ayvalık Ticaret Odası’nın 100.yılı ile Cumhuriyetimizin 100.yılının aynı döneme gelmesi Festivale ayrı bir anlam kazandırdı. 

Gastroder Gastronomi Kültür Seyahat Derneği Kurucu Başkanı ve Gastronomi yazarı olarak davet edildiğim festivalden damağımda zeytin ve zeytinyağı ile yapılan lezzetlerin tadı, yüzümde Kazdağları’nın denizle buluştuğu rüzgar, ruhumda ise Ayvalık sokaklarını keşfetmenin mutluluğu ile döndüm. 

Festivalin başından sonuna kadar tüm programlarında yer alan Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar ve zarif eşi Emel Uçar festivale katılan tüm misafirlerle tek tek ilgilendiler. 

Ayvalık Ticaret Odası meclis üyesi Uğur Berk Otel Çamlık 87 salonlarını kadın sanatçıların yaptığı zeytin temalı ve kırmızı mercanları anlatan fotoğraf sergisine açarak sanatseverleri otelinde konuk etti. 

Gelip de nohut mayalı ekmeklerin içerisine Ayvalık Tulum peyniri konularak yapılan tost makinesinde çıtır çıtır çıkan Ayvalık Tost’unu yemeden dönmedim. Tostçular Çarşısı bile var. Ayvalık’a geliyorsanız daracık sokaklarında kayboluncaya kadar gezin. Ama mutlaka Macoron mahallesini gezin. Adına gelince; marjoram’dan geldiğini Türkçesinin de mercanköşk olduğunu öğrendik. Bu bölgede kapı önlerinde, avlularında yetiştirilen mercanköşk bölgeye adını vermiş. Kekik ailesinden gelen, minik çiçekleri ve güzel aroması olan mercanköşküne mahallede maalesef hiç rastlamadım.

Ayvalık’ın bu bölgesindeki favori mekanımız ‘Tik Mustafa’nın yeri. Tenekeciler sokağında yer alan mekan, gündüzleri lokanta akşamları meyhane olarak faaliyette bulunuyor. Dolapta 90 civarında meze saydım, yer bulmak çok zor. Tik lakabı dededen kalma bir lakap, Girit göçmeni bir aileden geliyor, 35 yıldır bu işi yapıyor. Fiyatları çok makul ve mezeleri çok lezzetli.

Sokakta tek tekçi adını verdikleri küçük meyhaneler var. Camlı Kahve’ye doğru antikacılar, el sanatları dükkanlarını sıra sıra görüyorsunuz. Mor Salkım ve Macoron Pastaneleri mutlaka uğranılması gereken adreslerden. Koruk suyu, kara dut suyu eşliğinde bademli tatlıların ve sakızlı kurabiyelerin tadına bakabilirsiniz. Ayvalık’ta ‘saatli camii’ ve ‘ Taksiyarhis’ kilisesini birlikte gezmenizi öneririm. Ayvalık’ta Balık yemek isteyenler yine bir gastronomik adres olarak ‘Müptela Balık’ı tercih edebilir. Küçükköy diğer adıyla Yeniçohari şimdilerde herkesin yeni uğrak noktası. Fatih Sultan Mehmet zamanında yeniçeriler bu bölgede dinlenmek için oba kurmuşlar. Daha sonra buraya gelen Rum vatandaşları buraya yeniçarohori adını vermiş ve yerleşmişler. Köy tipik bir Rum köyü. Evler taştan yapılmış, sokaklar çok güzel, kendine özgün bir köy. Yıllar sonra mübadele zamanında bu bölgede yaşayan Rumlar ile Karadağ bölgesinde yaşayan Boşnaklar yer değiştirmiş. Rum köyü sonradan Boşnak köyü olmuş.

Şimdilerde köy yeniden canlanmış, sanat galerileri, oteller, pastane ve börekçileriyle hızla gastronomi köyü haline gelmiş. Ben hayatımda bu kadar güzel Boşnak böreğini hiçbir yerde yemedim. Cunda’da son dönemde açılan kamp alanlarından bir olan Cunda Fora Glomping’de Murat Mermer ile harika bir konser dinledik. Murat Mermer sahnesi ve performansı ile konsere katılan genç yaşlı herkesi mutlu etmeyi başardı. Cunda’nın arka taraflarında çok güzel koylar ve kamp alanları var.  Kesebir beach de bunlardan biri, harika lezzetleri ve denizi ile adından söz ettiriyor. Bu seyahatimde beş yıldızlı otellerde aradığımı bulamadım. Bunun yerine Elia otel gibi, Otel Çamlık 87 gibi butik otelleri tercih etmekle doğru iş yaptığımı bir kez daha anladım. Uğur Berk Otel Çamlık 87’yi Mikanos konsepti ile bembeyaz bir dekora kavuşturarak sade ama zevkli bir stil yaratmış. 

Ayvalık Zeytin Hasat ve Turizm Festivali’nin konuklarından biri olan Dr.Ender Saraç hayatımıza dokunacak zeytinli zeytinyağlı şifa olacak formüllerle çaylar, kremler, detoks tarifler verdi. Rakı Balık Ayvalık kitabının yazarı Arzu Acurol, Ayvalık’ın 127 çeşit otu olduğunu yaşayan bir meze kültürünün olduğunu vurgularken,  Ayvalık Mutfağı kitabını köy köy dolaşarak reçetelerden toplayarak yazan Prof.Dr. Ayhan Gökdeniz, Ayvalık Turizmi’nin çeşitlendirmeye gitmesi gerektiğini, trekking, sualtı su üstü sporları, yelken sporları ile Ayvalık’ın turizmi dört mevsime yayması gerektiğinin altını çizdi. 

Prof.Ayhan Gökdeniz Ayvalık’ın güçlü yönlerini sıralarken
•    Ayvalık’ın kış döneminde de yaşayan bir şehir olması 
•    Kültürel mirası 
•    Gastronomi özellikli mutfağı
•    Ayvalık yemekleri adıyla başarılı yayınların olması 
•    Güneşi bol bir iklim 
•    Ayvalık’a ulaşım kolaylığı 
•    Ayvalık’ta şef restoranlarının giderek artması (Tik Mustafa, Bay Nihat Savaş İrfan, Paşa Çorbacısı İzzet Durko, Sayfiye Sait Ergun, Cunda Kekik Oğulcan Beyhan, Semsa Denizel) yanında, Butik Kongre Turizmine, Foto Safari ile kültür turları, suyun öte yakası Midilli ile daha çok işbirliği ve etkinlik ve Gastronomi Turizminin arttırılması önerileri yerindeydi.  Tarihi Kentler Birliği’ne de üye olan Ayvalık için söylenecek en güzel sözü yapılan panellerin birinde eski Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz söyledi : ‘Ne kadar eskiniz varsa o kadar söyleyecek sözünüz vardır’.