Rıfat Bey"le ben Limburg (Maastricht şehrinin bağlı olduğu eyalet) Valisi'nin, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Kraliçe onuruna vereceği öğle yemeğine katılmak üzere Maastricht Parlamento Binası"na gideceğiz. Maastricht, Avrupa Birliği için simgesel öneme sahip bir şehir. Avrupa Birliği"nin ekonomik temelleri burada imzalanan meşhur Maastricht antlaşmasıyla atıldı. Yemeğin verildiği bina da, bu müzakereler için yapılmış olan ve antlaşmanın imzalandığı bina. Şimdi eyalet yönetim merkezi olarak kullanılıyormuş.
ZAR ZOR İKNA ETTİM
Binaya dar ve uzun bir köprünün üzerinden geçilerek ulaşılıyor. Her zamanki gibi geleneksel kıyafetler giymiş askerler ve müzisyenler, Cumhurbaşkanımız ile Kraliçe'yi bekliyordu. Binadan içeri girince çok hoş bir sürpriz ile karşılaştım; Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı da oradaydı. Meğer Merkez Bankası sanat koleksiyonunda yer alan bazı eserler Maastricht Müzesi'nde sergilenecekmiş ve açılışı da Kraliçe ile Cumhurbaşkanımız yapacakmış.Yemek öncesi verilen resepsiyon esnasında sohbet ettiğim Limburg Vali yardımcısına, bana Maastricht Antlaşması"nın imzalandığı salonu göstermesini rica ettim. Önce biraz tereddütlü davrandıysa da, ısrarlarıma dayanamadı ve bana kendisini takip etmemi işaret etti. Merdivenlerden bir üst kata çıktık. Üst kat sahanlığında bekleyen koruma görevlilerini ikna etmek için biraz dil döktükten sonra, ahşap bir kapının ardındaki salona ulaştık.
Açık söylemek gerekirse ben bu derece önemli bir antlaşmanın biraz daha ihtişamlı bir salonda imzalandığını düşünüyordum. Karşımda modern tasarlanmış, sade ama kullanışlı bir salon vardı. Günümüz Limburg eyaletinin parlamentosu bu salonda toplanıyormuş. Antlaşmanın imzalandığı masayı kullanmıyor, bir köşede hatıra olarak tutuyorlar. Ben bunları öğrenirken kapıdaki koruma, resmi heyetin gelmek üzere olduğunu bildirince apar topar aşağı indik.
HAYRETTEN DUDAKLARIM UÇUKLADI
Cumhurbaşkanımız, Kraliçe ve beraberindeki bakanlarla el sıkışmanın ardından beraberce yemeğe geçildi. Yemekte Limburg Valisi öyle bir konuşma yaptı ki, benim dudaklarım uçukladı. Hayretler içinde etrafıma bakarken, yanımda bulunan Hollandalı ev sahiplerimizin tavırlarından bu ülke insanının ya gerçekten çok hoşgörülü ya da bu gibi olayları umursamaz oldukları sonucunu çıkardım.
Vali konuşmasına, Kraliçem kusuruma bakmayın diyerek başladı ve aşağı yukarı şöyle devam etti: "Biz Limburglular sadece 150 yıldır Hollandalılar ile birlikte yaşıyoruz. Daha evvel Almanlar ve Fransızlarla beraber yaşadık. Şimdi bu yeni duruma alışmaya çalışıyoruz. Bizim örf ve adetlerimiz Hollanda'nın geri kalanından çok farklıdır. Bu bölge, kültürlerin kaynaştığı gerçek anlamda Avrupalı bir bölgedir."Bizde ciddi anlamda bir "kriz" çıkarabilecek bu konuşma, standart protokol alkışlarıyla karşılandı ve konuşmasını bitiren Vali, protokol masasına dönüp Kraliçe ve Cumhurbaşkanımız Gül ile sohbete daldı.
LÜTFEN EL SALLAR MISINIZ
Yemek sonrası biz doğrudan havaalanına geçtik. Sergi açılışının ardından resmi heyet de uçağa intikal etti. Yerlerimize oturduktan sonra tam motorlar çalışmak üzereydi ki, arkadan protokol görevlisi koşarak Cumhurbaşkanımızın yanına geldi: "Efendim Kraliçe ve tüm Kraliyet ailesi hâlâ apronda ve uçağın kalkmasını bekliyorlar. Acaba sağ tarafa geçip bir el sallamanız uygun olur mu?"
Hakikaten hepsi ayakta uçağın havalanmasını bekliyorlardı. Sayın Gül yerinden kalkıp uçağın diğer tarafına geçti ve el sallayarak veda etti. Uçağımız hareket halinde önlerinden geçerken, bizi gördüklerinden mi yoksa nezaketlerinden mi bilmiyorum onlar da el sallıyordu. Uçağın sağında oturan bizler de el sallayarak ev sahiplerimize veda ettik. O yaşa gelmiş Kraliçe'nin aprondan uçak havalanana kadar ayrılmaması ve ayakta beklemesi sanırım bu ziyarete verdiği önemin ve nezaketinin en somut göstergesiydi.
Kraliçe'nin Vedası
Sayın Cumhurbaşkanımız ile yaptığımız Hollanda gezisinin notları bu şekilde. Benim için son derece ilginç ve öğretici bir gezi oldu.Türkiye - Hollanda ilişkilerinin gelişerek devam etmesini dilerim. Ayrıca sıradışı bir Avrupa şehri görmek isteyenlere de, bahar aylarında Amsterdam'ı ziyaret etmelerini hararetle öneririm.