Uzun bir aradan sonra merhaba herkese..Geçenlerde bir tanıtım seminerine katıldım..Çok büyük beklentilerle dolu olmadan, salonda yerimi aldım.Güzel yüzler,merakla bakan gözler ,kafada birikmiş sorular,acaba ne olcak biri gelicek ve her şeyi pembeye çevirecek sanki.Yok öyle bir şey tabiî ki.Konuşmacı ve aynı zamanda yaptığı işle çok tanınan beyefendi bize karşı yerini aldı..Konuşmaya başladı konuşmasının arasında belki de çok duyduğumuz o cümleyi kafama kazıdı.Herkes hak ettiğini yaşar.Ne kadar doğru bir çözümlemeydi.O günden beri sürekli kafamda bu cümle.Bu cümleyle ne kadar çok çözümlemeler yaptım kendimde.Neydi ki bahanelerim hayallerimi birfiil yaşayamamak için.
Ailem mi,doğduğum şehir büyüdüğüm mahalle mi,arkadaşlarım,sevdiklerim ,sevgililerim okuduğum okullar mı..Tabiî ki hiçbirisi.Hiçbiri hayallerime kavuşmak için ne engeldi ne de destekliyici.Herşey ben de bir bütündü.Efendim ben aslında o köyde doğmasaydım şimdi bir şirkette yönetici olurdum,benim annem babam okumuş olsaydı zengin olsaydı ben şimdi iyi bir keman üstadı olurdum bu cümleleri devam ettirebiliriz çünkü bahaneler hiç bitmez.Bakın dedi ; çok başarılı,zengin yada kitaplara geçmiş insanların hayatını biraz okuyun emin olun şartları sizden daha kötü,daha çetin daha zor ama onlar başardılar..Peki ulaşamamaktaki en büyük engel neydi kendim ve sorumluluğu hep dışarı yansıtmış olmam..Çok haklıydı iyi de bunları biz biliyoruz sayın konuşmacı dedim içimden, yanıt verdi kendisi ;bilmek yetmez herkes herşeyi bilebilirdi önemli olan fark herekete geçmekti.
Sonra düşündüm okuduğum bir kitaptan aklıma geldi hayatınızın 5 yılda bir bilançosunu çıkarın emin olun her 5 yılda bir geriye döndüğünüzde gerçekten istediğiniz ve bunun için girişimde bulunduğunuz her hayalinizi mutlaka yaşamışsınızdır.Bilmek bildiğini ısrarla istemek yetmemekteydi onun için girişimde bulunmak.Yaşanacak tek hayatım vardı ve her şey gerçekten bana bağlıydı..Ama burada yine bir başka soru geldi aklıma tamam da benim istediğim uğruna nerdeyse savaş verdiğim yaşanmamış,neticelenmemiş hayallerim de vardı ve yanıt yine içimden geldi çünkü faydasızdı olmaması daha sağlıklıydı yaşanmaması daha evlaydı benim adıma.. Yine döndüm içimin en derinlerine ve bir soru daha kendime olmamış,yarım kalmış hangi hayalime hala üzülmekteyim,tabi ki hiçbirine..Hatta tüm açık yürekliliğimle iyi ki olmamış diyorum hepsine tamda bu esnada birkez daha özümsemiştim teslim olmayı ve O’nun bana olan aşkını..Gülümseyerek yine dedim kendime her şeyde bir hayır bir hikmet var diye..Seminerde miydim kendimle miydim her neydi olan tam çözemedim ama ne semineri ne de o dakikalarda benle olan kendimi ihmal etmediğimin farkındaydım.
Sonra işte sanki beni duyar gibi başladı sıralamaya bulaşık yıkıyorsanız bulaşık yıkayın,kitap okuyorsanız kitap okuyun,sevişiyorsanız sevişin,burda beni dinlemeye geldiyseniz beni dinleyin…Mesaj şuydu bir şeyler yaparken ya geçmişin üzerimizde bıraktığı keşkeler ,üzüntüler ya da gelecek de neyin nasıl olacağı kaygılarıyla kafada dönen düşünce kervanlarıyla hayat farkında olmadan hatta hiç yaşanmadan akıp gider..Aynen de öyleydi işte çok merak ettiğim aslında çok kere de duyduğum anda varolmanın önemiydi söylediği ..Dediğim gibi çok kez duyduğum ama gülüp geçtiğim anda varolmayıhissetmiştim,çok mutlu olmuştum....Nasıl geçti bu kadar sene masal gibi sanki her şey dün gibi..Üzüntüyle geçen günlerime üzüldüm,bile bile kendimi kandırdığım gecelere,arkadaşlarımla yılbaşı partisindeyken acaba o nasıl diye kara kara düşündüğüm esnada hem hiç uğruna akıp giden zamana hem verdiğim paraya hem de kaçırdığım eğlenceye ki bunun gibi milyonlarca örnek sıralayabiliriz hep birlikte..lakin bir dakika dedim kendime her şeyde bir hayır yok muydu elbette ki vardı ve her şeyin sorumlusu ben değil miydim evet ta kendisi bendim o zaman kabul et dedim..
Yine bildiğim ama birkez daha keşfettiğim kabule teşekkür ettim.. O zamanların öyle geçmesinde şimdiki sen olman için öyle hikmetler gizliydi ki ve şimdi sen dedim bak ne güzel meyvalarını topluyorsun..Sonra bir gerçek daha patladı yüzüme aslında bu yaşama serüveninde olumsuz olan hiçbirşey yoktu gerçekte…Hem de zerre kadar hiçbirşey olumsuz cereyan etmemişti aslında ben istemiştim ihtiyacım olandı ve bana sunuldu..Bu kadar basitti aslında çok mutlu oldum inanın..Yürekten önce kendime sonra yaşatanlara, yaşadıklarıma, yaşamayadıklarıma ve bu konuda beni saygıyla ve sevgiyle gözeten, aslında hiçbir işime karışmayan sadece beni çok iyi tanıyan seçimlerimde saygıyla kararımı bekleyip ona göre bana şartları kişileri yollayan Yaradana şükranlarımı gönderdim..Ne çok şey biranda gelişti,çözüldü, tekrar keşfedildi ve hissedildi ben de..Sonra İstiklal’de yüzüme vuran rüzgara karşı en iyi dostum olan kendimle şöyle keyifli bir yürüyüş yaptım.
ÇİĞDEM EZER