Haşhaş Ülkesinden Gastronomi Şehrine

RAMAZAN BAŞAN

Ege Bölgesi ile İç Anadolu’nun birleştiği, Akdeniz’e köprü olduğu bir şehir olan Afyonkarahisar’dan herkesin bir şekilde yolu geçmiştir. Hititlilerin, Frigyalıların, Lidyalıların, Perslerin, Romalıların, Selçukluların ve en son Osmanlı’nın izlerini taşıyan tarihi derinliği olan bir şehirdir Afyonkarahisar. 

M.Ö. II.yüzyıldan günümüze kadar insanların geçim kaynağı olarak yetiştirilen, haşhaş bitkisinden elde edilen özsu anlamında ki opıum kelimesinin Afion olarak söylenmesinden dolayı Afyon adını almıştır. 2005 yılında Afyon’a Karahisar eklenmiştir. Şehrin eski adı Karahisâr-ı Sâhib'dir. Karahisar ismi, şehrin ortasında yükselen koyu renkli volkanik kayaların renginden ve üstünde bulunan hisardan gelir.

Unesco tarafından tescilli, ülkemizin sayılı gastronomi şehirlerinden olan Afyonkarahisar’da bu sene beşincisi düzenlenen Gastronomi Festivali 29-30 Eylül ve 1 Ekim 2023 tarihlerinde, ünlü şeflerin ve gastronomi tutkunlarının yoğun ilgisi ile tamamlandı. 

Hem basın temsilcisi olarak hem de GASTRODER Gastronomi Kültür Seyahat Derneği Başkanı olarak ben de festivalde yer aldım. 

GASTROTABU isimli yarışma programında Afyonkarahisarlı gençler, kadınlar, çocuklarla eğlenirken Afyon ve Türk Mutfağı Lezzetlerini hatırlamaya çalıştık. Bu eğlenceli kelime oyunu birçok festivalde hem şehrin yöresel yemeklerini öne çıkarıyor hem de gençlere ve çocuklara Türk mutfağını ve lezzetlerini hatırlatıyor. 

Afyonkarahisar denildiğinde termal ve şifalı sularıyla beşyıldızlı tesisleri aklımıza geliyor. Sağlık turizmi kentin en çok turist çeken konusu olurken, şimdilerde ise şehri gastronomi ile tanıtmaya ve markalaştırmaya çalışıyorlar. Bu bereketli topraklarda yetişen meyve sebzeleriyle, etiyle, sütüyle her şeyden önemlisi insanıyla, kültürüyle Afyon Gastronomisi Türk Mutfağını başarıyla temsil ediyor. 

Festivalin davetlisi olarak gelen, Günaydın Restoranları’nın kurucusu Etin Profesörü lakabıyla tanıdığımız Cüneyt Asan ; ‘Ben kasaplıktan geliyorum, iyi etten anlarım, kendimi bildim bileli eti hep Afyon’dan alırım’, derken Afyon Mutfağı’nın en önemli özelliği olan et yemeklerinin sırrını da anlatmış oluyordu. 

Afyon Gastronomi Festivali’ne damgasını vuran, bölgenin yetenekli şefleri ve gelen davetlilerdi. Afyon Profesyonel Aşçılar Derneği Başkanı Hamza Kalkan ve Çok Gezen Gurme Akif Budak’ın festival organizasyonundaki çabaları, yoğun uğraşları ise festivali renklendirdi. 

Ancak ara ara yağan yağmur festivaldeki programları aksatsa da ilgiyi ve yoğunluğu fazla etkilemediği söyleyebiliriz.

Başta Adana ve daha pek çok şehrin festival kurgularını bugüne kadar yapmış, kentlerin gastronomi ve turizmde markalaşmaları için çalışan Zeynep Çelikkan Kakınç da katıldığı söyleşide Afyon’un gastronomide markalaşmasının yol haritasını çizdi. Yerel dinamiklerinin önemini, geçmişten gelen reçeteleri ortaya çıkarırken içerisine kültürlerini, hikayelerini, deneyimlerini eklenmemiz gerektiğinin önemini verdiği örneklerle vurguladı.   

Divan Otellerinin Türkiye Pazarlama Direktörü sevgili dostum Deniz Dikkaya yıllardır otel işletmeciliğindeki uzmanlığıyla turizmin içerisinde. Dikkaya da turizmdeki tesislerin yönetimi, hizmet kalitesi ve sunumun, içeriğinin ve menünün destinasyondan daha önemli hale geldiğini örneklerle anlattı.  

Afyon Gastronomi Festivali’nde benim en çok ilgimi çeken 
Afyon’daki kadın derneklerinin çabaları ve gayretleri oldu. 
Festival alanının şehir içerisinde yapılması daha iyi olabilir. 
Çarşının ve şehrin katılımını ve içselleşmesini sağlayabilir.

Her festivalde gördüğümüz başka yörelerin yemekleri ve standları ise festivallerin ticari kaygılardan sıyrılamadığını bizlere anlatır gibiydi. Gastronomiyi biz daha çok yiyecek kısmını önemsiyoruz, oysa içecekler de gastronominin en önemli unsurlarıdır. Maden suyunun en çok öne çıktığı şehirlerin başında olan Afyonkarahisar’ın bu güçlü kasının farkına varmalıdır. Haşhaşın, patatesin, sucuğun, pastırmanın, kavurmanın kısacası etin, kaymağın, lokumun, yöresel birçok yemeğin bu yıl öne çıktığı 5.Afyon Gastronomi Festivali’nde gelecek yıl geçmişten bu yana kültürümüzde yer alan kızılcık, vişne, kiraz, ahududu, böğürtlen, elma, gül şerbetlerinin öne çımasını diliyorum. 
Daha nice güzel, katılımı yüksek, içeriği zengin, lezzeti yoğun festivaller dilerim.