Dünya Kadınları

CANAN ÖZGEN
Tüm kadınların Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum; milli mücadele yıllarında göstermiş olduğu Kahramanlıkları ile Türk kadının dünyadaki yerinin farklı olduğunu unutmamalıyız. Kurtuluş Savaşı içinde yer alan binlerce kadınımızın hem Milli Mücadele’nin kazanılmasında hem de Türkiye’nin temellerinin atılmasında çok büyük katkılarının olduğu görülmektedir. Milli Mücadele’de Kahraman kadınlarımız cephe gerisinde büyük bir çaba harcarken çok sayıda kadınımızda silahlı mücadeleye katılarak göstermiş oldukları cesaretle dünyaya örnek olmuşlardır. 
 
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk;
“Dünyada hiçbir milletin kadını ‘Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim’ diyemez” demiştir.
 
Bu zorlu yıllarda adı anılan kadınlarımızdan bahsetmek istiyorum. 
 
Kara Fatma (Fatma Seher Hanım), 1.Dünya Savaşı’nda ailesinden 9–10 kadınla Kafkas Cephesi’ne gitmiş Mondros Mütarekesi’nden sonra ise eşi Ermeniler tarafından şehit edilen kadınları toplayarak Ermenilere karşı savaşmıştır. Kadınlardan kurduğu milis müfrezesiyle Bursa ve İzmit’in işgalden kurtarılması için çalışmıştır. Sakarya ve Başkumandanlık Muharebeleri’ne de katılan ve Üsteğmenlik rütbesine kadar yükselen Kara Fatma 1955 yılında Erzurum’da vefat etmiştir.
 
Tayyar Rahmiye, Osmaniye’nin Kaypak Bucağının Raziyeler Köyü’nden olan Rahmiye Hanım bu bölge düşman işgaline uğrayınca Hüseyin Ağa’nın milli kuvvetlerine katılmıştır. Kendisine “Bacım bu er işidir sen cephe gerisinde belki daha yararlı olursun’’ diyen Hüseyin Ağa’ya şu cevabı vermiştir: “Vatanın savunmasında hepimiz eriz düşman toprağımızı basmış elim silah tutuyor ben nasıl savaşmam demiştir.
 
Nene Hatun, Müezzin Abdullah Efendi’nin Ayaz Paşa Camii mimarisinden Aziziye tabyasının düştüğünü ilanı üzerine eli silah tutan Erzurumlularla birlikte Aziziye tabyasına koşmuş Rus askerleriyle kahramanca savaşmıştır. 22 Mayıs 1955 tarihinde Erzurum’da hayata gözlerini yuman Nene Hatun Türk kadınının vatan sevgisinin unutulmaz simgelerinden biri olmuştur.
 
Gördesli Makbule, Yunanlılar Sakarya Muharebesi’ni kaybederek Afyon mevzilerine çekildiklerinde bir taraftan da Halil Efe’nin Gördes-Sındırgı-Akhisar bölgesinde faaliyet gösteren çetesinin saldırıları ile karşılaşıyorlardı. Bunların içinde Halil Efe’nin karısı Makbule Hanım’da vardı. Makbule Hanım daha bir yıllık evli iken eşinin yanında Milli Mücadele’ye katılmıştır.16 Mart 1922’de Kocayayla’ da ki bir çatışmada askerlere cesaret vermek için hızla öne atılınca şehit düşmüştür.
 
Kılavuz Hatice, Adana ve yöresinde Fransız’lara karşı verilen mücadelede yer alan ve milis kuvvetlerine katılan Kılavuz Hatice 8 Mayıs 1920’de Milli Kuvvetler Pozantı’ya taarruza başladığında kritik bir duruma düşen Fransızları kandırarak onlara kılavuzluk etmiştir. Hatice Hanım kılavuzluk yaptığı Fransızlara yanlış yol göstererek Karboğazı’na sokmuş ve boğaza sıkışan Fransızlar Türk askerine esir düşmüşlerdir.
 
Nezahat Onbaşı, 70. Alay Komutanı Hâfız Hâlid Bey’in kızıdır. Hâfız Hâlid Bey eşi ölünce 8 yaşındaki kızı Nezahat’ ı yanına alarak Çanakkale Cephesine gitmiştir. Babasının yanında muharebeden muharebeye koşan Küçük Nezahat 12 yaşında onbaşı rütbesini almıştır. 
 
Yirik Fatma, Gaziantep’te Fransızlara karşı savaşmıştır. Fransızlara karşı kurulan milli müfrezeye katılmak isteyince kendisine karşı çıkanlara “Benim kanım sizinkinden daha mı şirindir?” cevabını vermiştir. Yirik Fatma düşmanlara karşı gösterdiği cesaretle birçok kadına da örnek olmuştur. Yunanlılara karşı mücadele verilirken kendisinden bilgi alınmak istenmiş karşı çıktığı için düşman tarafından işkence yapılarak öldürülmüştür.
 
Şehit Şerife Bacı, 1921 Kasım’ında taşıt kollarında görev yapan Şerife Bacı İnebolu’dan Kastamonu’ya Çankırı’ya ve Ankara’ya kağnısı ile cephane taşımıştır. Kastamonu Kışla önünde cephane yüklü kağnısı üzerine kapanarak donmuştur. Onu bulan askerler cephanenin üzerine örttüğü yorganı kaldırınca Şerife Bacı’nın kundağa sarılı bebeği ile karşılaşmışlardır. Bu kahraman kadınımız cepheye, cephane yetiştirebilmek için kendisini ve çocuğunu feda etmekten çekinmemiştir. 
 
Tarihte adları geçen cesur, yürekli, gözü kara kadınlarımızdan bahsederken ilk kadınlarımızdan da bahsetmeden geçemeyeceğim.
 
İlk kadın tiyatro oyuncusu, Afife Jale
İlk kadın opera sanatçısı,Semiha Berksoy
İlk kadın savaş pilotu,Sabiha Gökçen
İlk kadın başbakan, Tansu Çiller
İlk kadın belediye başkanı,Müfide İlhan
İlk kadın emniyet müdürü, Feriha Sanerk
İlk kadın fotoğrafçı, Semiha Es
İlk kadın gazeteci, Selma Rıza
İlk kadın muhtar (atanmış), Meliha Manço
İlk kadın muhtar (seçilmiş), Gül Esin 
 
Bu kadınlarımız gibi daha çok ilklere imzasını atan kadınımız var. Bir kadın isterse, kafasına koyarsa yapamayacağı hiçbir şey yoktur.
 
Kadınlar kıvrak zekalı, çoklu yönlü düşünebilen, hedefçi, akıllı, istediğini elde eden insanlardır. Yeri geldiğinde bir melek olan kadınlarımız canı yandığında bir zırha bürünürler. Bu sebeple bir kadına nasıl davranılması gerektiği bilinmeli, gerektiğinde ruhu okşanmalıdır. 
 
Ve en önemlisi her zaman yanınızda olan kadınların kıymeti bilinip her zaman hatırlanmalıdır.
 
Kadınlar özel günleri önemserler. Çünkü bilirler ki diğer günler rutindir. Her zaman aynı geçer ve çoğu kadın hayat arkadaşlarından normal bir günde değişiklik ve kutlama beklemez. Bu yüzdendir ki özel günler önemlidir. Hâlbuki arada bir yapacağınız sürprizler özel günlerde yaptıklarınızdan daha değerlidir. Her kadın şaşırtılmaktan, önemsenmekten ve değerli hissedildiğini bilmekten hoşlanır ve bir melek olur.
 
Kadınlarımızı bir gün değil, her zaman hatırlamanız dileklerimle…