DİVRİĞİ AİLELERİ 2 

Orhan DELİPINAR

SADIK ÖZGÜR:Kale Endüstri Holding A.Ş. Kurucusu ve Onursal Başkanı: “Çalışkanlık, azim, irade ve yaratıcılıkla sıfırdan zirveye tırmanışın öyküsü”

Sadık Özgür vizyonunu ve markasını üzerine kurduğu değerleri, şöyle özetledi: “Ne olursa olsun, zarar veya kar olsun, birincisi dürüstlüğü ön plana alacaksınız. İkincisi ürettiğiniz malı, kaliteli üreteceksiniz. Kesinlikle ama kesinlikle, şunu da verelim gitsin demeyeceksiniz. Her üretilen mal düzgün çıkmaz. Kontrollerde kilit ‘şak şak-şak’ yapmadan kutuya koymayacaksınız. hatalı malları ayıracaksınız. Bu şekilde ilk günden bugüne halen aynı müşterilerle çalışıyoruz, kimseyi darıltmadık.” 

1930 yılında Sivas’ın Divriği ilçesinin Bayır üstü (Timisi) Köyü’nde doğdu. Küçük yaşta anne ve babasını kaybetti.

15 yaşından itibaren Divriği Demir Madenlerinde çıraklık kursuna devam ederek tornacılığı öğrendi. 

1948 yılında İstanbul'a gelerek, Denizcilik Bankası'na ait Havuzlar Tersanesi’nde tornacı olarak çalışmaya başladı.

1953 yılında Tahtakale'deki kendine ait ilk iş yeri olan küçük bir atölyede karyola borusu üretmeye başladı. Ardından ilk kilit üretimine başladı.

1957’de Bahçelievler'de 1600 m2 alana taşınarak üretime devam etti. 1958 yılında Kale Kollektif Şirketi’ni kurdu.

1979 yılında Güngören'de 35.000 m2 lik modern bir tesis kurarak, şirketini Kale Kilit ve Kalıp Sanayi A.Ş. olarak yeniden yapılandırdı.

1988 yılında 8 şirketini, Kale Endüstri Holding A.Ş. olarak tek çatı altında topladı. 2016 yılında üretimini Türkiye ve yakın coğrafyanın en büyük entegre kilit üretim tesisi olma özelliğine sahip Çerkezköy fabrikasına taşıyan Kale Endüstri Holding, 2018 yılında ise Vadi İstanbul’daki yaklaşık 10 bin metrekarelik kapalı alana sahip yeni Genel Müdürlük binasına taşındı. Holding bugün tecrübesi, kaliteden taviz vermeyen üretim anlayışı, dinamik yapısı, ulusal ve bölgesel yatırım gücüyle ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlayarak büyümesine devam etmektedir. 

Cumhuriyet’in ilk kuşak sanayicilerinden biri olan Kale Kilit’in kurucusu Sadık Özgür’ün yaşam öyküsü, Anadolu’da küçük bir köyden İstanbul’a uzanan, çalışkanlığı, azmi ve vizyonuyla sıfırdan zirveye tırmanan bir adamın başarı öyküsüdür.

Sadık Özgür, bugün yarattığı dev markanın ilk hayallerini Sivas ili Divriği ilçesi Timisi köyündeki Kale Dağı’nın gölgesinde kurdu. 

9 yaşındayken ailesini geçindirmek üzere dana çobanlığı yapmaya başladı. 1991 yılında yaptırdığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’na hibe ettiği ilkokulda adının önünde yer alan “Danacı” lakabı işte bu günlerden gelmektedir. 

Daha sonra Divriği Cürek Maden Ocağında tornacı çırağı olarak işe başladı. Bu iş, hayatının en önemli dönüm noktalarından biri oldu. Kale Kilit markasını yaratmasına yol açacak zanaatını burada öğrendi. Azmi ve çalışkanlığı ile kısa sürede çıraklıktan ustalığa yükseldi.

Hayallerini gerçekleştirmek için İstanbul’a doğru yola çıktığında maaşından arta kalanlarla biriktirdiği çok az parası vardı. İstanbul’da geldiğinde ise iş bulması hiç de kolay olmadı. Hamallıkla başlayan İstanbul macerası, Haliç Tersanesi’nde tornacı ustası olarak devam etti. Yeteneği, azmi ve çalışkanlığı takdir topladı. 

Askerlik dönüşü İstanbul’da kalmaya devam eden Sadık Özgür, gazetede gördüğü ilan üzerine bir fabrikada torna tesviye ustası olarak işe başladı. Yeni hedefi ise kendisine ait bir iş kurmaktı ve bir süre sonra Mercan’da 40 metrekarelik bir bodrum katında, tek bir torna tezgahı ile bu hedefini gerçekleştirdi. Sadık Özgür Mercan’daki atölyesinde işe karyola borusu yaparak başladı. Ardından gaz ocağı ızgarası ve sessiz kafes imal etti. Bu dönemde ülkede yaşanan döviz krizi ithalatı olumsuz etkilemiş ve pek çok ürün zor bulunur hale gelmişti. Bu durumu fırsat olarak gören Sadık Özgür asma kilit üretmeye karar verdi. Bu karar Türkiye’de kilit sanayii için bir milat oldu. Ürettiği ilk yerli kilit o dönemde büyük rağbet gördü. 

Sektörde kalıcı olmak ve sektöre damga vurmayı isteyen Sadık Özgür, ürettiği tüm kilitlere KALE adını vererek markalaşma sürecini başlattı. Sağlamlığı ifade eden bu marka aynı zamanda gölgesinde hayaller kurduğu dağın da ismiydi.

“Türkiye’nin En Çok Bilinen ve Tercih Edilen Kilit Markası” olma özelliğini uzun yıllardır taşıyan, sektörünün ilk AR-GE merkezini açan, teknolojik yatırımları ve inovatif ürünleri ile dikkat çeken Kale Kilit, bugün her türlü güvenlik ihtiyacına uygun 350’nin üzerinde farklı ürün üretmektedir. Dünya genelinde 100’den fazla ülkeye ihracat yapmakta olan Kale Kilit, bölgesel güç olma yolunda sağlam adımlarla ilerlemektedir. 

Gösterdiği özverili, başarılı ve yararlı çalışmalar için 2011 yılında Sadık Özgür’e TBMM tarafından, “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” verildi.Toplumsal kalkınmanın olmadığı topraklarda ekonomik kalkınmadan da bahsedilemeyeceği düşüncesiyle, Sadık Bey en başta kendi doğduğu toprakların sosyal alanda kalkınması adına son derece önemli yatırımlar gerçekleştirdi:Doğduğu yer olan Bayırüstü köyüne; 10 km uzaklıktan, içme suyu getirdi. Bununla da kalmayıp suyu; evlere sıhhi tesisat ile bağlattı.

1960 yıllarda köyü adına Kalkındırma Kooperatifi kurdurarak traktör ve kamyon aldı.

Halı dokuma tezgahları kurdurarak köy kadınlarına yeni bir iş alanı yarattı.

Köyün haberleşmesini sağlamak için telefon santralı kurdurarak, evlere telefon hattı çektirdi.

Divriği - Samancı Deresi Köyleri’nin yol yapımını gerçekleştirdi ve Samancı Deresi Köprüsü’nün inşaatını yaptırdı.

Divriği İlçesi’ne bir ilkokul, bir ortaokul, bir maden meslek yüksekokulu ve bir ticaret meslek lisesi kurdu ve konferans salonlarından bilgisayarlara her türlü olanağı temin etti.

Bu okullara çevre köylerden ilçelerden öğrenciler rahat gelip gidebilsinler diye; 150 kişilik yurt yapılmasına katkı sağladı.
Sivas’ın Divriği ilçesinin köylerinden 20 başarılı öğrenci seçilerek, İstanbul’da Behçet Kemal Lisesi ve Erenköy Kız Lisesi’nde yatılı olarak okutuldu.

Divriği’de 300 öğrenci kapasiteli ilkokul ve 250 öğrenci kapasiteli ortaokul inşa edildi.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’ne bağlı Divriği Maden Meslek Yüksek Okulu’nun hayata geçirilmesine destek verildi.

Her yıl 100 öğrenciye karşılıksız burs verilerek, öğrencilerin eğitimlerine devam etmeleri sağlandı.
Divriği Belediyesi’ne ambulans ve öğrenciler için servis araçları bağışı yapıldı.

İstanbul Yenibosna’da yer alan 2.600 m2’lik 8 katlı bina, Sadık Özgür Bayırüstü Köyü Kalkındırma Eğitim ve Kültür Vakfı’na bağışlandı.

Divriği ilçesinde, Sağlık Bakanlığı’na devredilmek üzere 21 dönüm arazi üzerinde; 96 yataklı hastane ve hastane personeli için 12 dairelik lojman yapıldı.

Bir sektörün duayeni ve o sektöre damgasını vurmuş olan Sadık Özgür’ün başarı hikâyesi, Türkiye’de sanayileşmenin başladığı 1950’lerde sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen o cesur girişimcilerin yarattığı değere saygı duruşudur.

Sadık Özgür; hayatı boyunca ülkemize çok önemli faydalar sağlayarak, eğitim ve sağlık başta olmak üzere çok çeşitli alanlarda bağışlar yapmıştır. Hayatına birçok başarıyı sığdıran ve alanında ilklere imza attı. Dört evladı dokuz torunu olan Sadık Özgür 15 Mayıs 2019 tarihinde, 89 yaşında aramızdan ayrılmıştır.

Kenan Kızıltan’dan dinlediğim bir olayı sizlerle paylaşmak isterim.
1982 yılı Turgut Özal’ın iş adamları ile kafile olarak İran’a gideceğini öğrenir. Pazar gecesi Ankara’ya geçer.  Sabah olunca soluğu VIP salonunda alır. Bir süre sonra Turgut Özal ve 65 kişilik iş insanları gurubuyla karşılaşır. Özal, bakanlar, bürokratlar ve iş insanlarından oluşan kalabalık gurup VIP salonunda büyük bir curcunaya sebep olur. Bu curcunadan yaralanan Sadık Özgür pasaportsuz ve biletsiz uçağa biner. Uçak Ankara’dan İstanbul’a gelir buradan da binenler olur. Yapılan yolcu sayımlarında her seferinde bir kişinin fazla olduğu ortaya çıkar. Sonunda bir kişi fazla yolcuyla uçak İran’a uçar.

Türk konvoyu için açılan özel kapıdan kontrol edilmeden geçen konvoy Tahran’da otele geçerler. Sadık bey otelde de kendine bir oda ayarlamanın yolunu bulur. Otelin toplantı salonunda ürünlerini sergiler ve 12,6 milyon dolarlık sipariş alır.  

Bu Kale Kilit için milattır.  
Orhan Delipınar
Kaynakça 
1-    Kale Endüstri holding dökümanları
2-    Benim Kale’m Sadık Özgür’ün yaşam öyküsü Rıdvan Akar
3-    Kenan Kızıltan’ın sohbeti