Büyük aşamalar kaydeden Türk turizmi, Uluslararası turizm pazarında tüm pazarlarda kendini kabul ettirmiştir. Türsab-MTM ortaklığı ile müze girişleri kontrol altına alındı. Müze ziyaretçisi sayısında ve ziyaretlerden elde edilen gelirdeki artış sevinç yaşatıyor.Türsab – Mtm iş ortaklığı ile turistin konaklama yaptığı odasına kadar müze kartı servisi yapılıyor. Turizmde hizmet yelpazesi genişledi. Turizm umulan boyutların ötesinde yol almış hedefler tutturulmaya başlamıştı . Yaşanan Gezi olayları sonrasında, Dünya turizminde rol oynayan Türkiye, planlı bir şekilde yönetilmeli. Turizm endüstrisi çalışmalıdır ve eski düzeyini yakalamalıdır.Türk turizm piyasasında hem işletme ölçeğinde hem de ülke çapında turist sayısında geceleme dolulukları, ortalama kişi başı harcama ve gelire dönük performans rakamları incelenerek yükseltilmelidir. Şimdi Turizmde kaybettiğimiz eksikliği planlama, tanıtım ve pazarlama yaparak Türk turizminin kaybının telafisi konusunda,hep birlik olmalıyız daha fazla çalışmalıyız. Şimdi tutarlı hamlelere ihtiyaç vardır. Ülke turizminin hedefleri ön görülen boyutlara çıkarılması için hep birlikte çaba göstermeliyiz.
Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesileceği ve yerine Alışveriş Merkezinin yapılacağı söylemleri ile Taksim’de büyük bir eyleme sahne olan Gezi Parkı’nda başlayan ve yaklaşık üç hafta süren eylemlerin turizm sektörüne zararı haddinden fazla oldu. Gezi Parkı Olayları,Türkiye’de değil dünya gündemini de alt üst etti. Taksim esnafı kan ağladı. Turizm dibe vurdu iptaller yaşandı. Bu duruma düşecek miydik? Bu kadar cahil mi kaldık. Tencere,tava,al koy rafa milyonlar indi sokaklara … Vatan kurtarmak için yapılan bir mücadele deniyor bu yapılanlara dış güçler, nasıl gülüyorlar. Şimdi sorsam neden bunları yaptınız diye, vatan için ,Atatürk için, bayrak için diyeceksiniz…Türkiye’yi yönetmek isteyenler demokratik hakkını kullanmalıdır. Türkiye’yi güzel günler bekliyor. Ulaşım,açıldı metro,hızlı tren v.s. kuyruklar yok. Halka hizmetle vakit geçirene, zulüm etmek ,doğru değildir. Duran adamlar yerine dirilen adamlar olalım. Bütünden bakın her şeye ,her şeyin doğru olduğunu göreceksiniz. Ben huzur istiyorum refah istiyorum Dünya da söz hakkı olan bir Türkiye istiyorum…
Bu arada bir story var ki aynı bizi anlatıyor yazmadan geçemeyeceğim.
KAVAK AĞACI İLE KABAK HİKAYESİ
“Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş,bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış.
Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş.
Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa ,sen kaç ayda bu hale geldin diye .
Ağaç cevap vermiş on yılda demiş.
On yılda mı? diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim demiş.
Doğru demiş kavak sessizce.
Günler geçmiş ,sonbaharın rüzgarları başladığında kabak üşümeye ve yapraklarını dökmeye başlamış.
Soğuklar arttıkça aşağıya doğru inmeye başlamış.
Heyecanla kavağa sormuş ne oluyor bana demiş.
Ölüyorsun demiş kavak.Niçin diye sormuş KABAK Kavak cevap vermiş,benim on yılda geldiğim yere sen iki ayda geldiğin için ….
Yani emek harcamadan gelinen nokta başarılı sayılmaz.Kolay kazanılan kolay kaybedilir. “
Gezi parkında yaşanan olaylar dolayısı ile ülkemizde iç huzuru bozmaya çalışan bazı marjinal gruplar, Sözde yeşilliği koruma amaçlı olan bu provakatif eylemler, zamanla gerçek yüzünü göstermiş ve asıl amacın ülkemizin güçlenmesini hazmedemeyen dış mihrapların da etkisi ile ortaya çıkmış, huzuru bozmaya yönelik hareket olarak şekillenmiştir.Unutmamalı ki, bu ülkenin huzurunu bozulmayacaktır.Her zamankinden daha fazla birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışmayla geçmiş ve geleceğimize en iyi şekilde sahip çıkacağız.