Ülkece o kadar zor günlerden geçiyoruz ki...
Belki de hiç bir nesil bu kadar çok şeyi bir arada görmemiştir. 2020 yılı beraberinde bir çok şey getirdi ama hiç de iyi gelmedi.
Korona virüs ile hayatlarını kaybeden, yoğun bakımda olan, bulaş riski olan, evinde karantinada olan birçok insan var.
Her geçen gün de kaybetmeye devam ediyoruz ve hala bunun bilincinde olmayan bir çoğunluk var. İnsan belki de kendi başına gelmeden olayın ciddiyetini kavrayamıyor. İnatla virüse kafa tutanlar bile var.
Ülkece koronavirüs ile savaşırken pandeminin peşine deprem gerçeğiyle yüzleştik. İzmir depremiyle birçok insanımızı kaybettik. Ateş düştüğü yeri yakar yakınlarını kaybedenler için bu acı tarifsiz. Umutlu anlar da yaşadık belki 91. saatte “Ayda” bebek enkazdan çıkarıldığında umudumuzu yeniden kazanırken, annesi Fidan’ın acı haberiyle sarsıldık ve üzüntümüz tarifsiz. Küçücük bedeniyle enkazdan çıktığında “Annem nerede?” dediğinde onun için en zor anlar başladı. Hiç birşey annesinin boşluğunu dolduramayacak. Bu enkazda evlat acısıyla, anne-baba acısıyla, kardeş acısıyla sarsılanlar oldu. Biz de etkilendik ama onların içi yandı. Belki de ihmaller silsilesi insanları sevdiklerinden ayırdı.
2020 yılı beraberinde bir çok felaketi de getirdi. “Çıkmadık candan ümit kesilmez” atasözü ve “Umut fakirin ekmeği” deyiminde olduğu gibi umudumuzu kaybetmeden birlik ve beraberlik içinde bu zor günleri ülkece atlatacağız inşallah...