Otizm dünya üzerinde son yıllarda yapılan araştırmalara göre her 88 çocukta bir rastlanılan bir hastalık tam olarak ifadesi bireyin; dil gelişimini, sözlü ve sözsüz sosyal iletişimini, dış dünyayı algılamasını duyusal ve bilişsel yönden etkileyen nöro-gelişimsel bir bozukluk. Bu tür çocuklar çok özel hislere sahip olabiliyor ancak gelişim bozuklukları farklı davranış şekilleri ile kendisini gösteriyor. Çok küçük yaşlarda fark edilirse tedavi edilebilirlik şansı o oranda artıyor. Öncelikle anne ve babanın bu durumu kabullenmesi ve hazırlıklı olması ve kendilerini bu zorlu sürece hazırlaması gerekiyor.
Ancak üzülerek ifade etmek isterim ki ülkemizde bu tür çocukların birçoğu ebeveynlerinden en az birini kaybetme durumunda. Hal böyle olunca tedavi süreci ve şansı da zamanla kayboluyor. Oysa bu çocukların yaşamlarını belirli bir kalitede idame ettirebilmeleri ve bu sürecin de sürdürülebilir olması şart.
Otizm hastası bir çocuğun muhakkak sosyalleşmesi ve kendi hareketlerini kontrol altına alabilmesi gerek bunun için güzel tesislerde yok değil ancak bu hastalığın tedavi ve eğitim süreci olukça pahalı. Birde ebeveynlerden biri çocuğu terk ettiğinde olayın hem maddi hem manevi tahribatı o aileler için daha da vahim hale getiriyor. Sosyal güvencenin bu süreçte devreye girmesi şart Bu çocukların yaşamlarını daha kaliteli hale getirmek hem çocuklara hem ailelere destek olmak gerek.
Hayatın hızlı döngüsü günlük koşuşturmaların ve çalışma hayatının getirdiği meşguliyet çoğu zaman sosyal sorumluluk alma noktasında ihmallere yol açıyor. Anlatmaya çalıştığım şey birazdan linkini paylaşacağım eğitim ve spor merkezlerine olan ihtiyaç ve bu merkezlerde sürdürülebilir hayatların oluşmasını sağlamak veya sağlatmak.
İstanbul Otizm Spor ve Yaşam Klubü Derneği otizm hastası çocuklarımızın hayatlarını daha iyi yaşamalarını ve spor yapmalarını sağlamak üzere kurulmuş. Son derece kaliteli eğitim veren bir yaşam merkezi. Hemen hemen her çocuğa bir özel öğretmen verilerek çocuğun gelişimi ve sağlı için özenle hizmet veriliyor. Sizi bu sayfayı ziyaret etmeye ve bu tür merkezlerin nasıl bir fayda sağladığı konusunda fikir sahibi olmaya davet ediyorum.
Elbette izlediğiniz bu görüntüler ve gerçekleşen inanılmaz değişim üstüne basa basa söylediğim gibi sürdürülebilir olmalı. Çocuk bu yaşam biçiminden çıktığı anda çok kısa bir süre sonra eski haline dönüyor hem kendisi hem ailesi için yaşam çok sıkıntılı bir hal alıyor. Orta gelirli bir ailenin bu maliyetlere katlanabilmesi ne yazık ki mümkün değil. İşte bu yüzden imkânı olan herkesi, her kurumu ve devletimizi duyarlı olmaya ve bu çocuklarımıza yardım etmeye çağırıyorum.