Afrin Tableti

DURSUN ÖZDEN

ve raks etti çanakkaleli melahat, taşkın mualla… 
lütfetti o gönül kapısını araladı, sarıyerli sabiha…
buzlar çözülmeden daha, kafkas atı kalktı şaha… 
dert etme gülüm, güneş o kanla sıvanmaz daha… 
her yaşın-her savaşın acemisiyiz, deneysiz o an…
sevgiyi ertelemenin, ederi ya da bedelidir savaş… 
ve turnalar zamanı, gönlü kışlahan, aşkı gülhan… 
kaç bahar geçti? bu gezgin sevdanın ardından…
çim yeşili bakışlı, oyalı-nakışlı, portakal çiçeğim… 
sevdamdı, baharın ilk örtüsü, sarı çiçek yaylası… 
mor gül-sarı çiğdem çiçeklerin en alası, en hası…
“aferin sana afrin” demeden daha, güneş söndü…
nazarlık, göze geldi dünya, kendi kendini vurdu… 
yıldırım düştü göğe, acılı ev yandı, o ana yüreği…
bir ağıt yankılandı, dağlar dağlara selam durdu…

yedi düvele inat, yiğit zaman ışığı-bir zeytin dalı…
ve son limanda sallanan ipek mendil, al yazma…
içimde coşan, bir damla deniz, som altın hızma… 
tan çiçeği taç yaprağı pak-ala şafak, o yitik sevi… 
söyle can, ben hangi düşün vurgunuyum, böyle…
rüzgar kanatlı, ateşli al atların özgür yelesi, eyle…
dur durak bilmez bu gezgin derviş, kentle-köyle…

ah anam ah! bir yanım palmira, bir yanım sidney…
amanos şafağı ağarmadan, bolkar uykuya dalar… 
karalara bürünür sarıkeçili göçeri, çalar sivsi-ney…
dünyanın 99 hali acı, hasret, tutsak, o kutsal şey…
şimdi; sevda, umut, göç temalı bir bozlak söyle
yılın ilk dolunayı, türkünün şinanayı, leylim ley!..