2017'de yine yeniden turizm demek için

ÇİĞDEM DİNÇ
Her yeni başlangıcın umut dolu olması gerekir…
2016 yılının etkisi ile bu sene hiç de kolay olamayacak, 2015 rüzgarı ile 2016 yılını atlatabilen sektörümüz için; 2017 yılının tüm güzel günlerin başlangıç yılı olarak bir milat olmasını diliyorum. Çin takvimine bu yıl Horoz Yılı ; Horoz sembolünü görünce ilk akla gelen ‘’Erkenden Uyanmadır’’… Bu yıl; tüm güzelliklere, sevgi, bereket dolu günlere, birlik ve beraber olmaya uyanış yılımız olsun…Turizmci gözü ile bu sene sektör için dileklerim… 2017 yılında neler olsun?
 
* Güzel ülkemizin ekonomik alt yapısını oluşturan ve ülkeyi kalkındıracak kaynaklardan üç temel unsurun 1-Tarım ve Hayvancılık 2-Turizm 3-Madenler ve Yeraltı Kaynakları üzerine önemle ve çözüm odaklı olarak eğilinmesinin zamanı geldi de geçiyor bile…. Bu yıl bu konular ekonomik kalkınmada en ön sıralarda yer alsın.Bu üç unsur birbirinin içinde olan en büyük servetimizdir.
 
* Tüm Demokrasi şehitlerimizi rahmet ile anıyorum, acılı ailelerine sabırlar diliyorum. Bu acıların bir daha yaşanmaması en büyük dileğim…
 
* Bir Turizmci gözü ile huzur, güven ortamının yeniden sağlandığı ve yurtdışındaki ülkelerdeki imajımızın pozitife döndüğü bir yıl olsun en büyük dileğim… Huzurlu ve güvenli refah içindeki günler geri gelsin.
 
* Yaşanan her elim olay sonrasında; hiçbir durağın, sokağın, tepenin, köprünün, bölgenin, destinasyonun adı şehit ünvanı, şehit adı soyadı, gazi, v.b. olarak değiştirilmesin ve anılmasın. İmaj çalışmalarımızı pozitife döndürmeye çalıştığımız şu günlerde, bu imajın düzelmeye başlayıp ta ülkemize yabancı misafirler gelmeye başladığında o kötü günleri hatırlatacak isimlikleri misafirlerimize tekrar tekrar hatırlatmak istemiyoruz. Olayların olduğu alanlara belki bir anıt dikilebilir, şehitlerin isimleri yazılabilir ama semtin, köprünün, tepenin, sokağın durağın vs. adını değiştirdiğinizde o olayın olmasına neden olan dış güçlerinde nemalanmalarına kaynak sağlanıyor. Düşünün orada güzel ülkemizin vatandaşları ile birlikte o cani ruhlu vatan hainleri de ölüyorlar. O vatan hainlerinin de bağlı olduğu topluluklar, dış mihrakların gözünde de o caniler, vatan hainleri de onlara şehit olmuyorlar mı? İlla da isim değiştirmek isteniyorsa daha umut dolu isimler verin. Mesela Demokrasi Tepesi, Şanlı Boğaziçi Köprüsü, Birlik Durağı, Beraberlik Sokağı vs. Geçtiğimiz yakın tarihimizde yaşanan kötü günlerin anılarını hafızalarımızdan lütfen silin ki biz turizmciler geleceğe daha umutlu bakabilelim. Bu yıl bu da gerçekleşsin…
 
* 2016 yılında ilk kez yapılan bir uygulama ile saatlerin geriye alınmaması, yaz saatinin sabit kalması beraberinde birçok sorunu getirdi. Sabah geç saatte havanın aydınlanması, küresel borsalarla senkron zorluğu yaşanması gibi, çalışan emekçilerin, öğrencilerin, genç, yaşlı tüm nüfusun  gün aydınlanmadan, gece ışıkları ile yollara düşmesi gibi bir çok sorunla birlikte şikayetler arttı. Diğer yandan da Üçüncü havalimanı, Karadeniz'in Avrupa yakasındaki Yeniköy ile Akpınar köyleri arasındaki alana yıllık 150 milyon yolcu kapasiteli birbirinden bağımsız altı pistli olacak şekilde yapılmaktadır, Havalimanı. tüm bölümleri açıldığında dünyanın en büyük havalimanlarından biri olacaktır. Yaz saati uygulamasının kalıcı olarak devam etmesi durumunda bu sorunlar ekonomik alanlarda da ülkemize zarar verebilecektir. Yurtdışından ülkemize gelecek turistler  içinde saat farklılıklarının artması, bağlantılı uçuşlardaki bekleme sürelerinin uzaması veya havayollarının rotalarında değişiklik yapamaması durumundan dolayı  planlanan kapasitedeki yolcu hacmine ulaşılamaması verilecek tüm servislerin ve  hizmetler için zorlu ve sorunlu bir sürecin başlangıcı olabilecektir.  Ulaşımı sorunlu olan bir destinasyona da turist çekmek zor olacağı gibi bu durum turizmimize negatif yönde etki edecektir, bir dileğim de saatler tekrar geri alınabilsin.  
 
*Global pazarlarda, %100 yerli sermayeli devlet ve devlet bankası destekli Türk Tur Operatörleri karteli kurulsun. Bu kartellin oyuncuları güzel ülkemize yurtdışı pazarlardan turist getirsin. Zor günlerden geçtğimiz geçen yıl; yıllardır yabancı tur operatörlerinin elinde olan Türk turizminin krize girmesinin ve yurtdışından ülkemize gelişlerin bıçak gibi kesilmesinin de en büyük nedeni kendimize ait bir tur operatörü markamız olmamasındandır. Bu yüzden ülkemizde yaşanan en ufacık olumsuz olayda bile Yabancı Tur Operatörleri rotayı bir başka destinasyona yönlendirmekte gecikmiyorlar. Ülke imajımız ile bu sayede istedikleri gibi oynayarak ülkenin doğal ve turistik kaynaklarının ucuz yolu tüketimi sağlanıyor. Bu durumda da ülkemize outgoing yapan (turist gönderen) ülkelerde ki yabancı tur operatörlerinin elde ettiği turizm geliri; Türkiye’nin turizm gelirinden daha fazla olmaktadır. TÜRSAB’a bağlı acenta olma şartı nedeni ile her ne kadar firma adları Türk ünvanlı olsalar da; büyük çoğunluğu yabancı sermayeli tur operatörleridir. 
 
Örneğin; Tantur Turizm TUI Türkiye ile Diana Travel , OTI Grup, Pegas Touristik, Tez Tour, Meeting-Point IQ Travel, Anex Tour, Corendon Touristic, Novissima (Novum) Turizm ve Summer Tour,MTS-OTS, Biblo Globus Türkiye, Prince Grup, Der Touristik, Astral Bastıyalı, Intourist, NBK Touristic, Akay Travel, Peninsula Grubu ve Detur Grup da en çok turist getiren 2014-2015 sezonlarında, ilk onlu grubu oluşturmaktadır.. Paket tur pazarında en çok turist getiren diğer grubu; Polar West, Akdem Travel, LTS Touristic, Mina Travel, Bentour, HST Travel, Sunrise Tour, Birce Tours, DE&HA Turizm ve Intra Turizm: İskandinav Turizm, 2000 Tour, Kalanit, Alba Tour, Karavan, Club Med, Thistle, TIT Travel, Heysem, Karnak, Catt Tours, Asistan Turistik, Holiday Plan (V.Ö Travel), Aquasun, Fibula Turizm, Marmara Grubu, Euromarmara, Firmus Tour, Exotic, Resital Tours, ITM Travel, Bilyana, Elsenal, Pacha Tours, Denuo, Plus Tours, GB Bilban Bu acentalardan aralarında Türk sermayeli olanlar da olsa asıl büyük payı ve turizm gelirini yabancı tur operatörleri almaktadır. Bu sıkıntılı süreci bir fırsata dönüştürererek %100 yerli sermayeli, Türk elemanlarla istihdam edilmiş, global pazar paylarını kapabilmek için önemli destinasyonlarda temsilcilik ve satış noktaları olan, Tur Operatörü markalarımızla daha güçlü Türk Turizmini yaratabilmeliyiz. Kendi ülkemizi kendimiz pazarlayabilmeliyiz. %100 Yerli Türk Gücü ile yurtdışı temsilcilikler ve konsolosluklarımız, ticari ateşeliklerimiz ile huzurlu mutlu, özgür, laik insanlar ülkesi  imaj pazarlaması ve İletişim faalliyetlerimizi başlatacak politikalar üretilsin, uygulamaya konulabilinsin.
 
* 2016 yılı itibarı ile Türk turizmi gelen turist ve turizm geliri  itibarı ile 12 yıl önceki rakamlara geri döndü. İstatistikler’e göre; 2000 yılından; 2016 yılına kadar olan dönemde turizm verilerinde ülkemize gelen yabancı sayısına göz attiğimızda, Türk Turizm verilerinin çok sert bir şekilde hemen hemen 12 yıl öncesine geri dönmüş olduğunu üzülerek görüyoruz. 2000 yılında 10.428.153 kişi, 2001 yılında 11.618.969 kişi, 2002 yılında 13.256.028 kişi, 2003 yılında 14.029.558 kişi, 2004 yılında 17.516.908 kişi, 2005 yılında 21.124.886 kişi, 2006 yılında 19.819.833 kişi ülkemizi ziyaret ederek turizmde dünya ülkeleri arasında ilk on ülke durumuna gelmemizin yolunu açmayı sağlamıştı. 2006 yılı sonrasında 2015 yılına kadar her sene yaklaşık %15-20 büyüme kaydeden Türk turizmi 2015 yılında 36.244.632 kişinin ülkemize gelmesi ile bir önceki yılda gelen turistten 143.268 kişilik eksik ile de olsa 2016 ya umutla bakmamızı sağlamıştı. 2016 yılında ülkemize gelen turist sayısı Suriyeden gelen mültecileri istatistiklerden çıkardığımızda sayı 17 milyon civarında bir sayı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeniden can gelsin tüm sektörün ana damarlarıına Turizm sektöründeki kan kaybının 2017’de bitsin. 2016 sonuna doğru yasakların kalkması ile ay bazında yeniden toparlanarak 2015 seviyelerini yakalayan Rusya pazarından 2017’de önemli oranda bir gelişme bekleniyor. Diğer pazarlarda da olumlu imaj çalışmalarına devam edilebilinsin.
 
* Türkiye 2017’de ki beklentim %20’lik bir artış yakalamak, ayrıca azalan turist sayısına ters oranla turizm gelirlerimizin alternatif turizm ürünlerimiz ile %30 artabilmesidir. 2016’da 21 milyar Dolar’a kadar düşecek olan Türkiye’nin toplam turizm geliri ise (Yabancı + Yerli), 2017’de en azından 17 ila 22 milyar dolar arasında seyredebilmesi sağlanabilsin.
 
* 2017 yılında kurulabilecek; Türk Turizm Platformu veya Konseyi ile birlik beraberlik güçlü Türk Turizmi etkisi sağlanabilir. Türk Turizm STK’ların, Birliklerin tek bir çatı altında toplanarak Kültür ve Turizm Bakanlığına kanun ile bağlı bir Türk Turizm platformunda ortak hareket etmeleri sağlanabilsin.
 
 
* Travel Bond sistemi Türkiye’de uygulanmaya başlansın. Türk Seyahat Acentalarıda tüketicilerde, tedarikçilerde, yabancı misafirler, tur operatörleri de bu sayede devlet destekli güvenli turizme başlasın. Travel Bond Sistemi ile; firmanın büyük veya küçüklüğü ile değil, tamamen güvenirlilik, işgücü ve elbette şirketin kapasitesi kadar teminata dayalıdır. Tüm kaynakların bir arada kullanıldığı havuz sitemi ile; Sigorta şirketinin %100 mağduriyete karşı şirketi ve tüm yolcularını güvenceye alabilir. Bu konunun Türk Turizmcileri Platformu çatısın ilk projelerinden birisi olması verimli olabilsin.
 
* Ülkemize yurtdışından karayolu ile girişlerde; tüm gümrük kapılarının modern, teknolojik alt yapı ile donatılmış, Türkiye’ye yakışan bir standartta getirilebilsin, diğer bir dileğimdir. 
 
* Cruise gemilerinin tekrar limanlarımıza geri dönmelerini sağlamak amaçlı gemilerden ve yolculardan alınan tüm harç ve vergilerin tekrar gözden geçirilerek cazip hale getirilmesini sağlanmalıdır. Türk Cruise Gemi markalarının aynı yerli tur operartörü mantığı ile uluslararası sularda Türkiye’ye turist getirmesi için teşvikler sağlanabilsin.
 
* Ülkemizde turistik hizmetler veren otellerin, restaurantların, lokantaların, müzelerdeki yiyecek içecek mekanlarının, içkili ve içkisiz olarak ayrılmaması, ülkemize gelen turistlerin ve yerel halkın özgürce her istedikleri yerde her istediklerini yiyip içerek Türk kültürünü öğrenebilmeleri ve yaşayabilmeleri sağlanabilinmelidir. Ayrıca üniversitelerin gastronomi derslerinde içki tadım derslerinin yeniden seçmeli olarak konulmasında fayda vardır. Herkesin özgür olduğu ülkemizde, uluslararası eğitim kurumlarının müfredatlarına uygun olabilinsin.
 
* Köylerden kasabalara eğitim enstitüleri yeniden açılmalı laik ortamda verilecek mesleki eğitimlerle, çiftçilik, hayvancılık, Türk El Sanatları teşvik edilmeli, kadınlar ve kızların okuma yazma düzeyleri artırılmalıdır. Okuma Yazma bilmeyen kimse kalmamalıdır. Köylerde mesleki eğitimlerle köy hayatı teşvik edilerek, üretim artırılmalıdır. Yerli Yabancı turistlere karşı yöre halkının ürünlerinin tanıtımı satışı, turiste Türk misafirperveliğini gösterebilme ile ilgili farkındalık eğitimleri verilmeye başlansın.
 
* T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığının  Sürdürülebilir turizm politikası ön planda olmalıdır. Sanatın gücünün tekrar farkına vararak ülkemizdeki sanat etkinliklerinin sayılarının artırılması ve Sanat konusunda tanıtım pazarlama projelerinin hayata geçirilmesi için tüm kaynakların seferber edilmesi gereklidir. Turizm Birliklerinin, STK’ların ülkenin turizmine katkı sağlayacak artı değer katacak projeler üretilsin. Destinasyonların marka değerlerinin oluşabilmesi için; destinasyon Belediyeleri ve Ticaret Odaları ile ortak hareket ile destinasyonların ürünleri pazarlanabilinmeli ve sürdürülebilir projelerle örnek destinasyonlar yaratılabilinsin. Mesela; 2018 takvimi için Formua1 yarışlarının İstanbul’a geri gelmesi için tüm girişimlerin başlaması ve takvime girmeye hak kazanabilsin.2017 yılı tüm Türkler için fırsatlar yılı olsun. Türk Turizmine ve Türkiye ye gelen turistlere sahip çıkma yılı olsun…Bizler herzaman iyimser düşünülelim, çevremize olumlu mesajlar verelim, Birlik, Beraberlik içinde sağlıklı musmutlu güzel günlerle dolu yıllar geçirelim… 
 
Sevgi ile kalın; Çiğdem Dinç /