TURİZMİN SESİ
Gökova Körfezinin dantel gibi koyları, masmavi denizi, çam agaçlarıyla körfezinin mavi, berrak sularının öpüştüğü, sürekli batıdan esen meltem rüzgarıyla sahile vuran dalgaların şiirselliği, denizine karışan iki azmağının (Akçapınar Azmağı ve Akyaka Kadın Azmağı) arasında kalan flora çeşitliliği içinde, nesli tükenmek üzere olan ve koruma altına alınmış su samuru, su tavuğu, kara batak, su yılanı gibi hayvanları barındırması, bu bölgede yaşayan herkese eşsiz güzellik ve heyecan tattırmasına fırsattanır.
Azmağın doğal bitki yapısının çeşitliliği, berrak akan suyu ve akvaryum özelliğini taşıması, içerisinde bulunan hayvan veböcek yapısını izlemeye fırsat tanıması, ayrıca yaz aylarında azmagın sürekli 14 derece soğukluğu, bunaltıcı sıcaklığı hafifleten klima gibidir.
Bu bölgenin doğal yapısının bozulmadan bugüne kadar gelmesinde, 1988 yılından itibaren Özel Çevre Koruma Kurumu, doğal sit alanı içerisinde kalmış olmasının yanısıra, gerçekliliği, göçebe hayatı yaşayarak yaşamlarını sürdürmüş, doğal yaşama sürecini gerçek tecrübelerle bilen bir hayat anlayışı yaşatmış yörüklerdir. Yaz aylarında Yılanlı-Seki yaylalarında hayvanlarını otlatmış, kış aylarında da sahil kesiminde hayvanlarını karın haşmetinden korumuşlardır.
Gökova Körfezinin dayandığı vadi boyunca dağılarak, bugünkü 9 köy, 2 belde (Akyaka, Gökova Beldeleri, Ataköy, Yeşilova, Çıtlık, Yazılıtaş, Haşımbahçesi, Şirinköy, Akçapınar, Gökçe, Çetibeli) konumunu almıştır.
Yörüklerin doğa ile uyumlu yaşayış tarzı bu alanın bu haliyle kalmasını sağlamıştır.Hayran bırakan coğrafyasıyla tarite birçok uygarlıga ev sahipligi yapmış bunlardan en belirgini İDİMA Uygarlıgı olup dogal aküstük özelligi olan tiyatro ve agorası gün ışıgına çıkarttırılmayı bekliyor.