Yenilenen Yerebatan Sarnıcı, günde 10 bin ziyaretçi ağırlıyor

İstanbul’un en büyük kapalı sarnıcı olan 1500 yıllık Yerebatan Sarnıcı (#Bazilika #Sarnıcı), İBB Miras ekibi tarafından yapılan tarihinin en kapsamlı restorasyonunun ardından ziyarete açıldığı 22 Temmuz’dan beri yoğun günler yaşıyor

TURİZMİN SESİ


Günde ortalama 10 bin ziyaretçi ağırlayan Yerebatan Sarnıcı’nda suların içinden çıkan hayaletleri andıran heykeller, ışıklı ve mekânla uyumlu sanat eserlerinin yer aldığı “Daha Derine” #sergisi de ilgi çekiyor. 2018 yılında yaklaşık 1,5 milyon ziyaretçi ile İBB Başkanlığı’na bağlı müzeler arasında en çok ziyaret edilen müze olan Yerebatan Sarnıcı, “arkeolojik restorasyon” ilkesiyle İBB Miras ekipleri tarafından gelecek yüzyıllara da tanıklık etmek üzere koruma altına alındı. 

Tehlike oluşturulan yol kaldırıldı

Yapılan rezervasyon çalışmaları ile Sarnıç üzerinde yük ve tehlike oluşturan mevcut betonarme yürüyüş yolu kaldırıldı, yerine yapının kimliğiyle uyumlu, modüler ve daha hafif bir yürüyüş yolu platformu hazırlandı. Yeni yürüyüş yolu ile yapının heybetli yüksekliğini deneyimleme fırsatı sunan; sütunlarla, zeminle ve suyla bütünleşmiş bir seyir keyfi sunuluyor. 

Bu keyif daha önce ziyaret edenlerde bile ilk defa gidiyormuş deneyimi yaratıyor. Tepeden tırnağa yenilenen sarnıç, suların içinden çıkan hayaletleri andıran heykeller, ışıklı ve mekânla uyumlu sanat eserlerinin yer aldığı “Daha Derine” sergisiyle ziyaretçilerini ağırlıyor. Söz konusu sergide aralarında Ali Abayoğlu, Aslı İrhan, Berkay Buğdan, Güneş Terkol, Jennifer Steinkamp, Malik Bulut, Muzaffer Tuncer, Ozan Ünal ve Yasemin Aslan Bakiri’nin yapıtları bulunuyor.  

Yerebatan Sarnıcı Hakkında
Görkemli İstanbul tarihinin izini sürebileceğimiz kültür varlıklarının başında gelen Yerebatan Sarnıcı, 6. yüzyılda, Iustinianus tarafından inşa ettirildi. 80 bin tonluk su kapasitesiyle zamanında durgun bir derya gibi olan tarihi sarnıç, Latincede “Cisterna Basilica” olarak adlandırılıyor.Günümüzde Bazilika Sarnıcı olarak da anılan yapı, su yollarından ve yağmurdan elde edilen suyu, imparatorların ikamet ettiği Büyük Saray ve çevresindeki yapılara dağıtarak yüzyıllar boyunca kentin su ihtiyacını karşıladı. Şehrin en büyük kapalı sarnıcı olan ve diğer kapalı sarnıçlardan daha fazla devşirme taşıyıcı elemana sahip olmasıyla da dikkat çeken bazilika planlı Yerebatan Sarnıcı; doğu-batı doğrultulu 28, güney-kuzey doğrultulu 12 sütun sırası içinde toplam 336 sütunu barındırıyor. 52 basamaklı taş bir merdivenle içine inilen sarnıçtaki bu sütunların çoğunun, daha eski tarihli yapılardan toplandığı tahmin ediliyor.

140 metre uzunluğunda

Yaklaşık olarak 10 bin metrekare alanı kaplayan, 140 metre uzunluğunda, 65 metre genişliğindeki sarnıç; İstanbul’un 1453 yılında Osmanlılar tarafından fethinden sonra Topkapı Sarayı’nın ihtiyaçları için bir müddet daha kullanıldı. Tarihi sarnıcın, bölgede yavaş yavaş konutlaşmanın başlamasıyla halk tarafından su kuyusu olarak kullanıldığı da biliniyor. 16. yüzyılın ortalarına kadar Batılılar tarafından fark edilmeyen yapı, 1544-1555 yılları arasında İstanbul’da yaşayan bir doğa bilimci ve topografya uzmanı olan Petrus Gyllius tarafında adeta yeniden keşfedildi.

Osmanlı’da, III. Ahmet döneminde, mimar Kayserili Mehmet Ağa tarafından ilk kez, II. Abdülhamid döneminde ise ikinci kez onarım gören Yerebatan Sarnıcı, ilerleyen yıllarda da onarımdan geçmeye devam etti. 1955-1960 yıllarında sarnıcın kırılma riski altındaki 9 sütun kalın bir beton tabakasıyla kaplandı.

1985-1987 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği kapsamlı onarım ve temizlik çalışmalarında, Yerebatan’ın en önemli simgesi olan Medusa başları keşfedildi. Sütun kaidesi olarak kullanılan Medusa başlarından yapının batısında konumlanmış olanı ters, doğusundaki ise yatay olarak duruyor. Buradaki Medusa başları, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin bahçesinde ve Çinili Köşk’ün yakınında bulunan Medusa başı örnekleriyle benzer özellikler gösterdiğinden Çemberlitaş’tan getirildikleri düşünülüyor. Restorasyon sonrası 1987 yılında İBB tarafından müze olarak ziyarete açılan görkemli yapı, zaman içinde çeşitli ulusal ve uluslararası etkinliklere de ev sahipliği yaptı. İnsanlığın ortak mirası olarak kazandığı değeri, günümüzde de koruyan Yerebatan Sarnıcı’nın 1500 yılı aşan çok katmanlı hafızası, gelecek için de ilham kaynağı olmayı sürdürüyor.