TURİZMİN SESİ
Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar’ın moderatörlüğünde düzenlenen ‘X, Y, Z Alfa Derken Her Şey Birbirine Mi Girdi?’ paneli, Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşe Nilüfer Narlı, Accor Hotels Operasyondan Sorumlu Başkan Yardımcısı Orkun Petekçi ve Renosans İstanbul Ajans Başkanı Sedat Tunç’un katılımlarıyla gerçekleşti.
Kuşaklar arasındaki geçişler ve farklılıkların ele alındığı panelde ilk olarak, Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşe Nilüfer Narlı değerlendirmelerde bulundu.
Narlı, ‘‘Çok büyük bir dijital dönüşümün içinden geçiyoruz ve yeni normal inşa ediliyor. Z ve Alfa kuşakları bu değişimler içinde dijitalleşmeye oldukça hızlı uyum sağlıyorlar. İşlerini kaybettiler ve büyük stres içindeler ama aynı zamanda mevcut duruma daha hızlı uyum gösterebiliyorlar. Kuşakları birbirinden ayıran şey, ayrıntıların ötesini görüyorlar’’ cümleleriyle, bu nesillerin örgütsel tutumlarını, dünyaya bakış açılarını ve becerileri olduğunu vurguladı.
X, Y, Z, Alfa kuşaklarını turizm bağlamında anlamak adına yaptığı sunumda Narlı, 1965 ile 1979 yılları arasında doğan bireyleri kapsayan X kuşağı ile ilgili, ‘‘Buluşların yapıldığı, tüketimin hızla artmaya başladığı ve teknolojik birçok değişime şahitlik edilen bir dönemde doğan X kuşağı; hedef odaklı, bağımsız, teknolojiye ve bilgiye karşı istekli yapıdadır. İlk kez kişisel bilgisayarlara erişme imkânı bulan bu kuşak, gelişen teknoloji alışkanlıklarının da alt yapısını oluşturmuştur. Turizm açısından değerlendirilirse, gelirleri sonraki kuşaklara göre genellikle yüksek olan X kuşağındaki bireylerin seyahat eğilimleri fazladır. Ekonomik açıdan daha geniş olanaklara sahip olan X kuşağı temsilcileri, diğer kuşaklara göre daha çok tatile çıkma eğilimindedir. Yapılan araştırmalara göre; X kuşağının yılda 3 ve daha fazla sayıda tatile çıkma oranı %40 seviyesindedir. X kuşağının seyahat etme amaçlarının en başında dinlenme ve rahatlama gelirken, bunu tarihi ve doğal yerleri görme, yeni yerler tanıma, tanıdıkları görme ve eğlence takip etmektedir. Seyahat seçimlerinde ise etkili olan en önemli üç faktör; manzara-doğa, destinasyonun imajı ve güvenlik olmuştur.’’ dedi.
‘X kuşağının tatil yerine karar vermelerinde en fazla yararlandıkları üç bilgi kaynağını;
internet, geçmiş deneyimler ve tanıdık tavsiyeleri oluşturmaktadır.’
1981 ve 1995 yılları arasında doğan bireyleri kapsayan Y kuşağı ile ilgili, ‘‘İnternetin yeni ortaya çıktığı bir dönemde dünyaya gelen Y kuşağı, cep telefonu ve internet ile tanışan ve bu teknolojiler ile büyüyen kuşaktır. Y kuşağı temsilcileri, bireyci olmalarının yanında istek ve beklentilerini kolaylıkla ortaya koyabilen, girişimci, özgürlüklerine düşkün, teknolojiye merak duyan, istekleri oldukça fazla, sadakat duyguları az, rahatlığına düşkün, eğlenceyi, kazanmayı seven, hırslı ve sıradan olanı sevmeyen bireylerdir. X kuşağına nazaran daha rahat bir geçmiş döneme sahip olan y kuşağındaki bireylerin seyahat eğilimleri de X kuşağı gibi fazladır.’’ cümleleriyle Narlı, Y kuşağının seyahat etme amaçlarının en başında; eğlence ve yeni yerler görme isteği gelirken bunu tarihi ve doğal yerleri görme, rahatlama, tanıdıkları görme ve dinlenmenin takip ettiğini söyledi.
Prof. Dr. Ayşe Nilüfer Narlı, 1996-2010 yılları arasında dünyaya gelen bireyleri kapsayan Z kuşağı ile ilgili, ‘‘Yüksek teknolojinin yaygın olarak kullanıldığı bir zaman diliminde dünyaya gelmişlerdir. Teknolojiyle iç içe yaşayan Z kuşağı; dijital kuşak ve internet kuşağı olarak da anılmaktadır. Erken yaşta eğitim almaya başlamaları, teknolojik imkânlar ile büyümeleri nedeniyle motor becerileri ve zekâ düzeylerinin diğer nesillere göre yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Bu kuşağın özellikleri arasında; işbirlikçi, yaratıcı, dikkatli ve güvenliğe düşkün, tasarruflu, dikkatli para harcayan, bireysel, teknoloji odaklı olmaları gibi özellikleri öne çıkmaktadır. Z kuşağı temsilcileri, teknoloji bağımlılıkları ve uzaktan iletişim kurmaları nedeniyle yalnız yaşamaya meyilli bir profil çizmişlerdir. Turizm açısından değerlendirilirse, X ve Y kuşaklarına göre daha genç olan Z kuşağı temsilcilerinin gelir durumu az olması nedeniyle seyahat alışkanlıklarında daha az harcama yapmaktadırlar. Seyahat seçimlerinde ise etkili olan en önemli üç faktör; eğlence olanakları, spor olanakları, tarihi ve kültürel çekicilikler olmuştur. Tatil yerine karar vermelerinde en fazla yararlandıkları üç bilgi kaynağı ise internet, tanıdık tavsiyeleri ve seyahat acentaları olmuştur.’’ cümlelerini ifade etti.
Son olarak, 2011 ve 2025 yılları arasında doğan/doğacak bireyleri kapsayan Alfa kuşağı ile ilgili ise, ‘‘Z kuşağında olduğu gibi yaşam tarzlarını şekillendiren baskın unsuru, teknoloji ve teknolojik gelişmeler oluşturmaktadır. Teknolojinin kucağında doğan bir kuşak denilebilir. Yoğun seviyede dijital dünyanın içinde bulundukları için dijital dönüşümden en çok etkilenen kuşaktır. Seyahat satın almalarının büyük bir bölümünü ebeveynleri ile yapan Alfa kuşağının seyahatleri sırasında tüketim şekilleri ve benzeri birçok konudaki kararların iyi analiz edilmesi, tüketim eğilimlerinin tanınması alfa kuşağının tercihlerini yönlendirmede önem arz etmektedir.’’ sözleriyle Narlı, geleceğimizi inşa edecek nesil olarak Alfa kuşağının önemini vurguladı.
Panelde paylaşımlarda bulunan ikinci isim, Accor Hotels Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Orkun Petekçi oldu.
Petekçi, ‘‘Eskiden rezervasyonlar ve seyahatler daha önceden planlanırken, şimdi her şey son dakika yapılır hale geldi. Rezervasyonlar çok daha yoğunken, şu an artık 0-4 gün gibi çok kısa bir periyoda döndü. Bunun getirdiği rezervasyon modellerinde ve pazarlama modellerinde tek düzen bir sisteme dönmüş durumdayız.’’ cümleleriyle, pandemi sebebiyle değişen rezervasyon alışkanlıklarına dikkat çekti.
Accor Hotels Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Orkun Petekçi, ‘‘X, Y, Z kuşaklarının etkilerine baktığımız zaman son birkaç senedir oldukça trend olmaya başlayan ortak ofis paylaşımı gibi, ortak ev paylaşımının da ön planda olduğu görüyoruz. Bir evin odalarının kiralanarak mutfak, salon gibi yerlerinin beraber kullanılması ön plana çıkmaya başladı. Şu an yaşanan süreç ile sekteye uğramış durumda, ancak pandemi etkilerinin bitmeye başlaması ile tekrardan trend olacağını düşünüyorum. Konaklama sektöründe kuşaklara göre hizmet ve yatırımlara çok önem veriyoruz. Accor grubu olarak 40 otel markamız var. Bir tarafta klasik dediğimiz oteller, diğer tarafta ‘lifestyle’ olarak tanımladığımız yeni bir gruplaşmamız var. Bunları, kuşakların beklentileri oluşturuldu. Bu noktada farklı stratejiler geliştirdik. Kimisinde yeme içmeyi ön plana koyduk, kimisinde tamamen müziğin ön planda olduğu konseptler geliştirdik. Kimisi tamamen yerelden esinlenerek tasarlandı, kimisinde de tarihi dokuyu koruyarak daha otantik bir atmosfer yarattık.’’ cümleleriyle, nesillerin ilgileri doğrultusunda otellerde geliştirilen yeni konseptlere dikkat çekti.