TURİZMİN SESİ
İSTANBUL- Ülkemizde opera ve bale sanatlarını toplumun tüm kesimlerinin yararına sunmak misyonuyla faaliyetlerini sürdüren T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün, Türkiye’nin kültür sanat yaşamına destek vermek amacıyla dokuz yıl önce başlattığı ve bu yıl 21 Haziran - 07 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek.
‘’9. Uluslararası İstanbul Opera Festivali’’, ses getiren opera yapımlarını yerli ve yabancı sanatseverler ile buluşturmaya devam ediyor. 9. Uluslararası İstanbul Opera Festivali kapsamında Dünya Sahnelerinde bir efsane olan “La Traviata” Türkiye’de sahnelendi.
Müzikleri, konusu ve dönemi yansıtan kostümleriyle unutulmaz izler bırakan “La Traviata” operası, ulusal ve uluslararası sanatçıların katılımı ile sanatseverlere bir opera şöleni sundu. Ünlü rejisör Henning Brockhaus’un sahneye koyduğu, özellikle ayna ve projeksiyon kullanılarak uygulanan dekoru ve kostümleriyle dünya sahnelerinin en çok ilgi çeken yapımı “La Traviata”, festival için özel olarak İtalya’dan geldi.
Opera denildiğinde akla gelen ilk isimlerden Giuseppe Verdi’nin ölümsüz eseri “La Traviata” operası; Henning Brockhaus rejisi ile Şef Alessandro Cedrone yönetimindeki Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrası ile sanatseverlerle buluştu.
Özellikle “Gece Kraliçesi”, “Olimpia” ve “Violetta” gibi zorlu rollerde Avrupa’ da aranan bir isim olarak ülkemizi başarıyla temsil eden, Türkiye’de aldığı şan eğitiminden sonra Fransa’da sanat yaşamını sürdüren, Avrupa’nın en önemli sahnelerinde başrol söyleyen gururumuz, Türk soprano Burcu Uyar’ın “Violetta” rolünü üstlendiği eserde yine birçok ünlü isim sahneyi paylaştı.
İtalya’da ünlü divamız Leyla Gencer’in öğrencisi olan, La Scala, Deutsche Oper in Berlin, Marinsky Theater gibi dünyanın en önemli operalarında başrol oynayan tenor Georgio Oniani, Wienstaatsoper, Opera de Paris, Covent Garden Teatro dell’ Opera di Roma gibi önemli operaevlerinde başrol söyleyen, dünyanın en önemli baritonları arasında sayılan Vladimir Stayanov, sahnelenen La Traviata ile iki gece üst üste İstanbullu seyircilerle buluştu.
Bestesi Giuseppe Verdi’ye, librettosu Francesco Maria Piave’ye ait olan ve Aleksandr Dumas’nın “Kamelyalı Kadın” romanından esinlenilerek sahneye aktarılan eser; görkemli dekor ve kostümleriyle kaçırılmaması gereken bir prodüksiyon olarak dikkat çekti.