Öncelikle ifade etmeliyim ki, ilk olarak TÜRSAB Başkanlığı görevine getirildiğim 1999 yılı Aralık ayından itibaren bugüne kadar geçen yaklaşık 14 yıllık süre içerisinde yanlış yapmamaya, haksız da olsa aleyhimde yazılan hiçbir yazıya cevap vermemeye çalıştım.
Ancak, takdir edersiniz ki, her insanın bir sabır sınırı vardır ve bir gün gelir bu sınır tükenir. Bugüne kadar tüm soğukkanlılığımla özen göstermiş olmama rağmen bugün itibariyle ne yazık ki benim de tükendi. Neden mi ?
Meslektaşımız ETT/ERONÇ Turizm Seyahat Acentası sahibi Sibel Eronç hanımın, 05.04.2013 tarihinde tursapnet isimli platformda yazdığı, aslı astarı olmaksızın, tamamıyla çarpıtmak suretiyle yazdığı bir yazı sebebiyle.
Nedeni ne olursa olsun, hiç kimsenin benimle bu kadar çok uğraşmaya, şahsıma yönelik bu kadar asılsız suçlamalar isnat etmeye hakkı yoktur!
Sibel Eronç hanımın iddialarının karşısında, tüm kanuni haklarım saklı kalmak üzere konunun bir de benden dinlenmesini rica ediyorum. “Kanuni haklarım” diyorum, zira bu haklarımı daha önce de bazı meslektaşlarım için kullandım. Birini affettim, diğeri ile de açılan davayı kazandım. Onlar kendilerini gayet iyi bilirler.
1) Sibel Eronç hanımın yazısında bahsettiği, 2003 yılı Genel Kurulu esnasında göz altına alınması konusunda; kendi ticareti ile ilgili bir borç alacak davasından kaynaklanan bir olumsuzluk (ki, bunun gerçek sebebini bilmiyorum.) nedeniyle olabileceği ihtimalini düşündüğüm olay, kendisinin Hilton Oteli’nden polislerce alınarak Emniyet’e götürüldüğünü öğrenince yanına gittim ve geçmiş olsun diyerek durumun çözümü konusunda elimden geldiğince müdahale etmeye çalıştım. Olayın çözümlenmesinin ardından kendisi ile yaptığımız görüşmede, “kendisinin alacaklı olduğu birinin böyle bir ihbarı yaptığını” düşündüğünü bizzat ifade etmiştir. Kaldı ki, bununla ilgili icra dosyasının daha sonra İstanbul’da nasıl kapatıldığını Sibel hanım çok iyi bilir ve dilerim ki kendisi açıklar.Bu durumu daha sonra kendisiyle defalarca konuştuk. Hatta, bu konuyla ilgili kendi el yazısı ile şahsıma yazmış olduğu mektup, ben de mevcut. Sibel Eronç hanım “açıklamamı” isterse, memnuniyetle paylaşırım.
Yazısındaki ifadesi ile, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne bir meslektaşım ile gittiğimi söylüyor. Doğrudur. Zira ben; prensip olarak, şahitsiz ve belgesiz hareket etmemeye daima özen gösteririm.
O gün kendisini ziyaret etmemin TÜRSAB Başkanlığı sıfatımla hiçbir ilgisi yoktur. Ben bunu, insanlık adına yaptım.
2) ETT/ERONÇ Turizm Seyahat Acentası’nın işletme belgesinin Bakanlıkça 2 kez iptal edilme sebebi ise; adres değişikliğini ilişkin evrak eksikliği (defalarca tamamlaması istenmesine rağmen, bugüne kadar tamamlamamıştır.) ve Teminat Mektubu’ndaki eksiklik.
Bir çok meslektaşım çok iyi hatırlayacaktır ki, sözlü ve yazılı şahsi kefaletimle pek çoğuna Bank Asya’dan teminat mektubu alma imkanını temin etmeye çalıştım. Kendisi de herhangi bir bankadan teminat mektubu alamadığı için bana müracaat etti ve kendisine de aynı şekilde yardımcı olarak Bank Asya’dan teminat mektubu almasını sağladım.
Ancak, Simena Turizm Seyahat Tic. Ve San. A.Ş. isimli bir firmanın (ki, bu firmanın yetkilisinin tarafıma yaptığı müracaatta, Sibel Eronç hanıma biraz süre tanımalarını, bu borcu kendisinin mutlaka ödeyeceğini ifade etmişimdir.) kendisinden olan alacağını tahsil etmek amacıyla icra yoluyla Bakanlığa yaptığı müracaat üzerine Bakanlık, bankaya talimat yazarak 3.880.- TL. tutarındaki borcun, alacaklıya ödenmesini istemesi üzerine banka teminat mektubunu bozarak işlem yaptı. (yasa gereği)
3) Sibel Eronç hanım, Bakanlık teminat mektubunu nakit ya da ipotek karşılığı almadığı için Banka, doğal olarak ödediği parayı geri istedi. Banka sözlü kefaletim olduğu için beni aradı. Ben de, bu parayı bankaya ödedim. (Makbuzu ektedir.) Makbuzunu da kendisine gönderdim.
4) Bu durumda banka alacağını tahsil etmiş oldu. Zira bu, Sibel Eronç’un borcu idi. Alacaklı firma alacağını tahsil etmiş oldu, çünkü haklıydı. Sıra geldi Teminat Mektubunu tamamlamaya. Bakanlık, yasa gereği (1) ay içerisinde tamamlamasını istedi. Banka ise, yeni Teminat Mektubu için nakit veya ipotek vermesini istedi. Sibel Eronç hanım da imkanının olmadığını söyleyerek ödeme yapmadı.
Bu durumda benim hatamın nerede olduğunu çözebilmiş değilim açıkçası..
Değerli Meslektaşlarım,
Sibel Eronç hanımın 14 yıldır şahsıma yazdığı yazılar, sanırım üçbin adedi geçti. Hepsi ben de mevcut. Ayrıca, bu süre zarfında kendisi ile yaklaşık yediyüz kere de telefon görüşmem olmuştur. Bunun da kayıtları mevcut..Ben, kurum Başkanı’mıyım, yoksa Doktor’muyum, çözebilmiş değilim…
Kendisi, istediği zaman, istediği şekilde cep telefonumdan rahatlıkla arayabilmiştir.
Özellikle ifade etmeliyim ki ben, manen çok müsterihim. Zira, elimden gelen desteği verdim. Madden çok daha müsterihim.
Ayrıca, üçüncü şahıslar kendilerine “durumdan vazife” çıkarıp da, bilip bilmeden cevap vermeye çalışmasınlar. Zira; onların cevapları ben de hazır ancak, henüz zamanı gelmedi..