TURİZMİN SESİ
İstanbul'a seyahatini, bir tur operatörünün tavsiyesi, kataloglardaki tanıtımlar veya bu şehrin tarihine ilgi duyarak yapmayan gazeteci-yazar Cohen'in geliş hikayesi hayli ilginç. Buna göre, internetteki Facebook, Twitter, MSN gibi paylaşım sitelerindeki 350 arkadaşına, "Bugünlerde değişik ne yapması" gerektiği sorusunu soran ve aldığı "seyahat" cevabı üzerine, internette hiç bilmediği ve sadece internetten bulduğu arkadaşlar yardımıyla gezebileceği bir şehir arayan Cohen, sonunda "ucuz uçuş" seçeneği nedeniyle İstanbul'a gelmeyi seçiyor.
İstanbul'da sadece arkadaşları ve onların paylaşım sitelerindeki Türkiye'de yaşayan arkadaşlarıyla bağlantı kurarak, Topkapı, Ayasofya gibi İstanbul'un tarihi mekanları ile Büyük Ada'yı gezen, Türk kahvesi, nargile ve kebapların tadına bakan Cohen, yazısında Taksim Meydanı'nı, New York'taki Times Meydanı'nın "İstanbul versiyonu" olarak niteliyor ve Sultanahmet Camisi'ni gezmeden İstanbul'dan ayrılmamayı tavsiye ediyor.
Seyahatinde, vapurda giderken "birçok Türk'ün aynı görünümlü apartman dairelerini ve devasa iskan projelerini, kendisinin muhteşem bulduğu eski büyük camilere ve saraylara tercih ettiğini" fark ettiği yorumunda bulunan Cohen, yazısında, beğendiği mekanların adlarını, şehrin püf noktalarını ve görülmesi gereken yerlerin adreslerini ayrıntılarıyla veriyor.
Cohen, internetteki arkadaşlar yardımıyla bir şehri keşfetmenin "farklılığını" da şöyle anlatıyor: "İnternet üzerinden seyahat etmeye yönelik olumsuz durum, sadece doğrudan ya da doğal olarak sorduğunuz soruların cevabını öğrenmeniz. Oysa bilmediğiniz için soramayacağınız ayrıntılar da var. Bunu bir yana bırakırsak sadece yerel halkın bana gösterebileceği yerleri görerek, insanların nasıl yaşadığına yakından tanıklık ederek, kitapların bana sunabileceğinden çok daha geniş bir deneyime sahip oldum. Sosyal paylaşım ağının bundan sonraki seyahatlerimin her zaman bir parçası olmasına karar verdim."