TÜRSAB Başkan Adayı Hasan Erdem,  katıldığı televizyon programında dobra açıklamalarda bulundu

Hasan Erdem, “Daha önceden aday değilim diyen Ulusoy yaptığı toplantılarla kendine yeni bir zemin hazırlıyor

TURİZMİN SESİ


“Güçlü TÜRSAB muhalefetin dolayısıyla tabanımızın sigortasıdır. Tabanımızın gücüyle 25 Şubat tarihi Türk turizmi ve sektörümüz için bir milat olacaktır” diye konuştu. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin 24-25 Şubat tarihine ertelenen 23. Olağan Genel Kurulu öncesinde çalışmalarını sürdüren TÜRSAB Başkan Adayı Hasan Erdem, katıldığı bir televizyon programında gazeteci Ersel Peker’in sorularını yanıtladı.  Programda, “TÜRSAB Başkanlığına neden aday oldunuz?” sorusu üzerine konuşan Erdem, “Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ve bu gemide hepimiz birlikte yaşıyoruz. Yaşadığımız süre içerisinde herkes kendi mesleğinde mücadele etmeye ve en iyisini yapması gerekiyor.  Kendime her zaman şu üç atasözünü şiar edindim. Pers Hükümdarı Darius’a ait olduğunu bildiğim atasözleri şu şekildedir. “Yaptığınız işi en iyi şekilde yapın. Aklınızdan ve gönlünüzden daima pozitif şeyler düşünün.  Hem kendiniz hem karşınızdaki için…Bir topluluğa, bir kitleye hitap ediyorsanız onlara en iyi ve en anlaşılır şekilde hitap edeceksiniz ki insanlar sizi doğru anlasın. Bu çerçevede bir temsilyette ve yönetimde yıllardır iyi ve doğru yönetilmediğimizi düşünüyoruz.  Bugün 10 bin 400 acentamızın bağlı bulunduğu birliğimiz ve sektörümüzdeki ekonomik kriz had safhaya varmıştır. Türk turizmi bugün kriz içerisindedir. Bu krizi görmemek ve burada özellikle acentelerimizin feryadına kulak asmamak kimseye fayda getirmez” diye konuştu. TÜRSAB’ın kamu menfaatine yönelik bir kurum olmasına rağmen yıllardır ticarethane gibi yönetildiği söyleyen Erdem, katıldığı programda şunlara dikkat çekti:

“TÜRSAB KİMSENİN ÇİFTLİĞİ DEĞİL”
“TÜRSAB, Türkiye’nin turizm stratejisinin belirlenmesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan sonra gelen en önemli bir kurum olarak 45 yıl önce kurulmasına rağmen mevcut Ulusoy yönetimi tarafından yıllarca ticarethane gibi görüldü. Acentalar üzerinden kazanç sağlayan fakat onlara hiçbir şey vermeyen bu kurum gelinen noktada artık iflas etmiştir. Her 2 yılda bir olan genel kurullarımızda bir teamül olan acentalarımızın konaklama ve uçak bilet masrafları bu yıl karşılanamayacağı gerekçesiyle iptal edilmiştir. Gerçi Başkan Ulusoy kongreyi erteleme gerekçesini “güvenlik” olarak duyurmuştu ama sonra yaptığı itirafta 5 bin acentenin ulaşım ve konaklama bedelini karşılayamayacaklarını söylemiştir.  Kuruluş amacı çok önemli bir kurumun bu şekilde ticarethane gibi, bir kişinin babasının çiftliği gibi görülmesine artık son vereceğiz.”

“TÜRSAB’A ADAY OLMAK İÇİN SEBEPLERİMİZ VAR”
 TÜRSAB’a aday olmak için o kadar çok sebebimiz var ki…Bağlı bulunduğumuz birliğimiz o kadar zor durumda ki işin içinden kimse çıkamıyor. Halbuki biz 2007 yılından buyana kurumumuzun iyi yönetilmediğini gerekçeleriyle sıraladık. Bu süre içerisinde birçok bakan geldi geçti. Yaşanan bu gidişata artık bir dur demek ve birliğimizi üç beş kişinin eline bırakmamak için muhalefet olarak elimizi taşın altına koyduk. 2007 yılından buyana değişimi savundum. Bu yönde muhalefetteki tüm başkan adaylarına gönülden desteğimi verdim. Onlarla birlikte Anadolu’yu dolaştım. Başkanlığa aday olduğum Mart  2016’dan bu yana Anadolu’nun pek çok yerinde meslektaşlarımla toplantılar yapıyorum. Yeri gelmişken ben buradan muhalefetteki diğer aday arkadaşlarımı kutlamak istiyorum. Samimi olmaları halinde alnından öpülecek arkadaşlar hepsi.  

“MUHALEFET ADAYLARININ ALINLARINDAN ÖPÜYORUM”
Zor şartlar içerisinde işimizi gücümüzü bırakarak ve tamamen bu sektörden kazandığımız kendi öz sermayemizle seçim çalışmasına girdik.  Türkiye’nin 81 ilinde faaliyet gösteren 10 bin 400 acentamıza ulaşmak için gece gündüz demeden çalışmalar yapıyoruz.  Fakat mevcut yönetim seçim çalışmasını bizler gibi kendi ceplerinden değil birliğimizin kasasından yapmaktadırlar. Bu adil bir durum değil. Fakat ne olursa olsun, tüm bu adaletsizlik ve hukuksuzluklarına rağmen inanıyorum ki muhalefetin ittifakı ile 25 Şubat’ta TÜRSAB’ta yeni bir süreç başlayacak ve bu yönetimin hegomonyasına hep birlikte  son vereceğiz.

“32 MAKRO PROJEMİZİ HAYATA GEÇİRECEĞİZ”
TÜRSAB’ta 20 yıldır sistem tersine işliyor. Mevcut yönetim acentaların hizmetkarı olması gerekirken bakıyoruz ki acentalar olarak bizler yönetime çalışıyormuşuz. Bizden toplandıkları aidatlarla bize hizmet etmektense kendi menfaatlerine hizmet eder hale gelmişler. Bizler bu sürece artık bir son vereceğiz. TÜRSAB’ı asıl olması gereken sistemine geri getirerek acentalarımıza hizmet edeceğiz. Bunun için de projelerimiz hazır. 32 makro projemizle birliğimizin ve sektörümüzün yaşadığı sorunlara el birliğiyle son vereceğiz. Hem de 20 yıl değil meslektaşlarımızdan sadece 2 dönem istiyoruz.  Biz acentalarımıza bir söz verdik. Projelerimizi hayata geçirerek 2 dönem içerisinde acentalarımızın refah seviyesini yükseltecek ve sektörümüzü hedeflediği rakamlara ulaştıracağız. 

“25 ŞUBAT’TA DEĞİŞİM KAÇINILMAZ”
Mevcut yönetim 5 Aralık’ta gerçekleşecek seçimi bir takım komik bahanelerin arkasına saklanarak erteledi. Çünkü 5 bin acentanın karşısına çıkıp hesap vermekten korktu. Şimdi etik olmadığı halde, kurumumuzun itibarını yerlere düşürmeyi de göz alarak tüm yetkilerini kullanıyorlar. Amaçları 24-25 Şubat tarihine kadar zaman kazanarak acentalarımızın kongreye gelişlerini engellemek. Kendilerine yakın acentalara el altından bilet ve konaklama vermeye başlayacaklar. Hatta aday değilim diye resmi açıklama yapan Ulusoy bile kendine yeni bir zemin arıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar. Neyin arkasına saklanırlarla saklansınlar. Her türlü oyunlarına rağmen 25 Şubat’ta değişimden kaçamayacaklar. 

“UÇAK VE KONAKLAMA GİDERLERİNİ KARŞILAYACAĞIZ”
Acentalarımızdan bir tek şey istiyoruz. Gelin demokrasimize, birliğimize, mesleğimize ve sandığa sahip çıkalım. 5 bin acentanın karşısına çıkmaktan korkan bu yönetime gelin bir tokat vuralım. 5 bin değil daha fazla katılımla değişimi hep birlikte gerçekleştirelim. Hakkımızı genel kurulda hep birlikte arayalım. Demokrasilerde hesap sorma yeri genel kurullardır. Hesap vermekten kaçamayacaklar.  Uçak ve konaklamaya bakmadan bir günümüzü demokrasimize sahip çıkmaya ayıralım. 24 Ocak’a kadar genel kurul katılım formlarımızı doldurup birliğimize ulaştıralım. Hasan Erdem olarak söz veriyorum ki göreve geldiğimizde uçak bileti ve konaklama giderlerinizi karşılayacağız.”