TÜRSAB 23. Olağan Genel Kurulu hakkında neler söyledi

Oliva MICE Kurucu Ortağı Hüseyin Kurt, 2-3 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek olan TÜRSAB 23. Olağan Genel Kurulu’na katılım çağrısı yaptı

TURİZMİN SESİ


Gelin sizin olana sahip çıkın…
Hüseyin Kurt, sektör olarak çok sıkıntılı günler geçirdiklerini vurgulayarak, “Kocaman bir taş var önümüzde. Bu taş ancak beraber olursak ve hepimiz taşın altına elimizi koyarsak kalkar” yorumunu yaptı. Hüseyin Kurt pastanın büyüdüğü, sorunların, sıkıntıların ve çözüm önerilerinin ilgili kamu ve özel sektör mercilerine iletildiği, tüm paydaşlarla aynı masada diyalog halinde olunduğu, demokrasinin, şeffaflığın, kurumsallığın hakim olduğu bir birlik için “Oyunuza SAHİP Çıkın” dedi.

“Kotor’da Old Town’ın giriş kapısında Yugoslavya eski lideri Tito’nun çok sevdiğim bir sözü yer alıyor. “Tude necemo svoje nedamo- Bizim olanı vermeyiz, başkasının olanı istemeyiz…

Oyunuza sahip çıkın. Kurum ve birlik hepimizin…
Sektör olarak çok sıkıntılı günler geçiriyoruz. Kocaman bir taş var önümüzde.. Bu taş ancak beraber olursak ve hepimiz taşın altına elimizi koyarsak kalkar… Pastamızın büyüdüğü, sorunlarımızın, sıkıntılarımızın ve çözüm önerilerimizin ilgili kamu ve özel sektör mercilerine iletildiği, tüm paydaşlarla aynı masada diyalog halinde olunduğu, demokrasinin, şeffaflığın, kurumsallığın hakim olduğu bir birlik için gelin oyunuza SAHİP çıkın!!!

Değişim ve gelişim hayatın kendisine karşı koyamadığımız kurallarıdır.. Doğa – içinde barındırdığı milyonlarca tür canlıyla birlikte- her an, durmaksızın değişir. Doğadaki canlıların hepsi, yaşamlarını değişebilme yeteneklerine borçludurlar. Değişime direnen canlılar elenir, uyum gösterenlerin soyları devam eder. Doğanın kanunu böyledir.

Bize Değişim ve Gelişim Gerek…
Modern toplumda değişikliklere olumlu yanıt veren kişiler ve topluluklar değerlidir. Değişim hem istenen hem de korkulan bir süreçtir. Değişimin sonu yoktur. Bu sonsuzluk, direnci getirir. Günlük yaşamda direnç, bazen iyi bazen kötü anlamlarda kullanılır. Direncin bu anlamını veren, kendisi değil direnilen şeydir. Değişim ise olumsuzluklar getirse de, ilerlemedir. Kötüye doğru olan gidişin adı gerilemedir. Gerileme ise değişim getirmez.

İstemek ve inanmak başarının yarısıdır…
Değişim için istemek şart. Ama bahsettiğimiz öylesine bir istek değil. Gerçekten istemek için, istediğiniz şeye çok fazla ihtiyacınız olmalı…

Peki biz neden değişim için direniyoruz?
İnsanın değişen koşullara uyum göstermesi bir zorunluluktur. Değişime uyum gösteremeyenler kaybederler. Fakat insan aklı değişimi kabullenmekte zorlanır. Çoğu insan yaşadığı çevreyi, içinde bulunduğu ortamı hiç değişmeyecekmiş gibi görür, değişen koşullara uyum göstermek yerine mevcudu (statükoyu) korumaya çalışır. Değişime direnir.

Genellikle değişime direnç gösteren insanların böyle davranmalarının ardında birden fazla neden vardır, bunlar;

· Alışkanlıklardan vazgeçmenin zorluğu,
· Mevcut durumdaki üstünlüklerin veya çıkarların kaybolacağı korkusu,
· Değişimin öngördüğü yeni şeyleri öğrenme zorluğu,
· Dar görüşlülük, vizyon eksikliği,
· Kendine yeterince güvenmeme,
· Daha işin başındayken olayın dışında kalmış olma,

Gelecek bize ait kendimize inanalım…
Doğa bize esnek olmanın değişime uyum sağlamada en önemli güç olduğunu öğretiyor.
” Her gün bir yerden göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti, cancağızım,
ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım. ”
Mevlana

Dostlukla kalın.”

huseyin.kurt@olivamice.com