Turob üyeleri Dedeman Bostancı’da buluştu

TUROB geleneksel öğle yemeği Dedeman Bostancı Hotel & Conventıon Center’de gerçekleşti

TURİZMİN SESİ

Türk turizm sektörünün önemli sivil toplum örgütlerinden biri olan TUROB'un Temmuz ayı yemeği Dedeman Bostancı Otel'de yapıldı. 30 Temmuz Perşembe günü öğle yemeği olarak gerçekleşen buluşmaya TUROB Başkanı Timur Bayındır ve üyeleri katıldı. 

 
Toplantı öncesinde kokteyle katılan davetliler sektör ile ilgi bilgi alışverişinde bulunurken son zamanda gerçekleşen olaylar hakkında düşüncelerini paylaştılar.
 
 
Kokteylin ardında kürsüye çıkan TUROB Başkanı Timur Bayındır yaptığı konuşmada, Son zamanlarda, gerek ülkemiz gerekse sektörümüz adına çok da parlak bir dönem geçirdiğimizi üzülerek söyleyemiyoruz.2013 yılında başlayan düşüş, geçen yıl sektörün çabalarıyla bir nebze toparlansa da, bu yıl gerek global durum, gerekse ülkemizde devam eden kaygı ortamı, Ramazan etkisi ve genel seçimler sebebiyle yeniden karşımıza çıktı ve; Türkiye Haziran ayını, otel doluluklarında,  maalesef tüm Avrupa ülkelerinde en büyük düşüşü yaşayan ülke olarak kapattı.
 
 
Her zaman negatif konuştuğumuz yönünde bir takım eleştiriler alsak da, var olan durumu ve kaygılarımızı paylaşmaya devam ettik ve maalesef ki diyeceğim, haklı çıktık. Siyasi ve sosyal olayları yönlendirme etkimiz tabii ki bulunmuyor. Ancak bizim beklentimiz, ülkemize bu derece önemli ekonomik katkı ve imaj değeri sağlayan turizm sektörünün, devletimizce de desteklenmesi, gerekli önlemler alınarak, stratejik revizyonlar yapılması yönündedir. Durum bu, haklı çıktık diyerek asla bir kenara çekilmeyeceğiz, var gücümüzle yolumuza, çalışmalarımıza devam ederken, tüm sektör paydaşlarını ve otoriteleri inisiyatife davet ediyorum. Tabii dünyada da sektörel gelişmeler yaşanıyor. Global pazarda çelişkileri devam eden online rezervasyon siteleri malumunuz. Bu siteler,  otellerden ‘en düşük fiyat’ garantisi istiyor, bu durumda otel kendi internet sayfasında bile bu fiyatın altına düşemiyor. 
 
 
Bu durum, yarattığı haksız rekabetin yanında otelleri belli başlı online sitelere mahkum bırakıyor. Ancak, geçtiğimiz haftalarda, Fransa’da ortaya çıkan kanun bizim için önemli bir rol model olabilir. Online seyahat acentalarını artan pazar payları ve tüketici eğilimlerini kötüye kullanarak, otellere dayattıkları parite şartlarının, haksız rekabete yol açtığı gerekçesiyle, sivil toplum örgütlerince kamunun, konuyu takibi konusunda girişimlerde bulunuldu. Ulusal otelcilik örgütlerinin de çabalarıyla, Almanya ve Fransa'daki rekabet kurumları, otelcileri haklı bularak, online seyahat acentalarına, parite uygulamalarını sonlandırmaları gerektiği çağrısı yapmıştı. Gelinen son noktada, Fransa'daki karar, ücret parite şartlarını açıkça yasaklayan Avrupa'daki ilk yasal karar olması bakımında büyük önem taşıyor.Bildiğiniz üzere aynı konu, ülkemizde de gündemde. Online sistemlerinin, sundukları rezervasyon hizmeti kapsamında, müşterilerine vadettikleri “en iyi fiyat garantisi” uygulamasının 4054 sayılı Kanun’un 4. ve 6. maddeleri kapsamında ihlal teşkil ettiği iddiasını içeren şikâyet başvurusu üzerine yürütülen ön araştırma, Rekabet Kurulunca karara bağlandı ve malum şirket hakkında soruşturma açılmasına, karar verildi. Gelişmeleri yakınen takip ediyoruz ve sizlere aktaracağız.
 
 
Gelelim, defaatle dile getirdiğimiz yatırımlar konusuna.
Ekonomi Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre; 2015 yılını ilk beş aylık döneminde, bir önceki yıl ile kıyaslandığında, tesis sayısında yaklaşık %25 azalma görülürken, yatak kapasitesinin nerdeyse yarıya düşmesi yatırımların küçük kapasiteli otellere yöneldiğini işaret etmektedir. 2015 yılında 2 ve 1 yıldızlı otel yatırımı olmaması da dikkat çekicidir.2015 yılındaki yeni otel yatırımı projelerinde 5 yıldızlı yatırımlarda yarı yarıya bir azalma gözlemlenirken, 3 yıldızlı otel yatırımları tesis sayısı bakımından yerini korumaktadır.Israrla, kaynak pazar ve turizm çeşitliliği yaratmadan aynı tip oteller yapılarak hizmet sunmanın yanlışlığının altını çizdik. Türkiye turizminin İstanbul ve Antalya’dan ibaret olmadığını, turizmde 2023 hedeflerinin ancak diğer bölgelerin de etkinliğini artırarak yakalanabileceğini belirttik. Söylemlerimiz bir şekilde yerini buldu ki, bugün ki tablo bizi doğruluyor.Sektörümüz adına nispeten sevindirici bir gelişme de yaşandı diyebiliriz.Bildiğiniz gibi İran ile nükleer programını kısıtlaması karşılığında Tahran'a uygulanan yaptırımların hafifletilmesini öngören anlaşmanın taraflarca kabul edildi.  Bu anlaşma, birçok alanda olduğu gibi turizmde de ilişkilerin normalleştirilmesini sağlayacaktır. Yaptırımların hafiflemesi turizm hareketlerini daha da rahatlatacaktır. İran, turizmde bizim için çok önemli bir pazar. Bir dönem bu ülkeden gelen turist sayısı 2 milyona dayanmıştı.Bu yıl ilk beş ayda, Türkiye’ye gelen turist sayısında yüzde 1.2’lik düşüşe rağmen, İran pazarında yüzde 6.3 artış yaşandı ve İranlı turist sayısının 656 bin olarak gerçekleşti.İranlılar, alışveriş turizminde de ülkeye en fazla gelir bırakan turist grupları arasında yer alıyor. İstatistiklere göre, Türkiye’de yaptığı alışveriş sonrasında en fazla vergi iadesini İranlıların almakta. Özetle, İran Pazarı bizim için önemli ve doğru girişimlerde bulunursak gelecek vaat ediyor.Bugün, üzülerek can sıkıcı bir konuşma yapmış olabilirim ancak hepimizin bizzat yaşadığı gerçekleri göz ardı edip, başımızı kuma gömemeyiz. Sadece sektör olarak değil, ülke olarak sevimsiz günler geçirdiğimiz bu dönemde, başta karar verici otoriteler olmak üzere, hepimizin huzur ve barış ortamı için gerekli çabayı göstermesi gerektiğini düşünüyorum.
 
 
Bu güzel ve değerli ev sahipliğinden ötürü, Başta Sevgili Dedeman Ailesi, Dedeman Bostancı Hotel ve Convention Center Genel Müdürü Sayın Nadir Kadakal'a ve değerli ekibine teşekkürlerimi sunuyorum.
 
 
İstanbul Gönen Hotel, Lazzoni Hotel, Troya Hotel Balat, TUROB'un yeni üye otelleri arasında yer alırken, Divan Otel Çukurhan, Divan Otel Ankara, Divan Hotel Çorlu, Divan Hotel İstanbul Asia, Divan Suites İstanbul G Plus'a da  yeşillenen otel sertifikaları verildi...