TURİZMİN SESİ
Avrupa’ya yönelik hızlı ve etkili bir tanıtımın Rusya’dan kaynaklanan kayıpları kısmen de olsa telafi edebileceğini ifade eden Bayındır, Türkiye’nin turizmde ana pazarı durumundaki Avrupa’nın ihmal edilmemesi gerektiğine işaret etti. Bayındır, “Yeni pazarlar araştırırken, mevcut pazarlarımızı güçlendirmek lazım. Bunun başında da Avrupa ülkeleri geliyor” dedi. Bayındır, Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerde olası bir yumuşama sayesinde şubat ayından itibaren bir toparlanma olabileceğini ancak eski seyrine dönmesinin zaman alacağını kaydetti. Bayındır, yumuşama olmaması durumunda ise ne yapılırsa yapılsın fayda etmeyeceğini de dile getirdi.
Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, gerekli tedbirlerin alınması halinde Türk turizminin içinde bulunduğu sıkıntıları aşabileceğini söyledi. TUROB Başkanı Timur Bayındır, turizm açısından 2015 yılı gelişmelerini değerlendirirken, 2016 yılı beklentilerini de dile getirdi. Avrupa’ya yönelik hızlı ve etkili bir tanıtımın Rusya’dan kaynaklanan kayıpları kısmen de olsa telafi edebileceğini ifade eden Bayındır, Türkiye’nin turizmde ana pazarı durumundaki Avrupa’nın ihmal edilmemesi gerektiğine işaret etti. Bayındır, “Yeni pazarlar araştırırken, mevcut pazarlarımızı ihmal etmeden daha da güçlendirmek lazım. Bunun başında da Avrupa ülkeleri geliyor” dedi. Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerde olası bir yumuşama sayesinde şubat ayından itibaren bir toparlanma olabileceğini kaydeden Bayındır, şöyle konuştu: “2014 yılı bitmeden, 2015 yılının biraz riskli olduğunu söylemiştik. Tabii bunu söylerken bu kadar ağır riskli olacağını tahmin etmemiştik. Rusya’dan 4.5 milyon kişi geliyordu. Önümüzde daha dört ay var. Rus turistlerin nispeten daha az geldiği aylar bunlar. Bu dört ayda Rusya’dan Türkiye’ye 50 bin kişi geliyor. Önümüzdeki günlerde Rusya ile Türkiye arasında bir yumuşama söz konusu olursa, şubat ayından itibaren toparlanma başlayabilir ancak, bu ülkeden aldığımız mevcut turist sayısına erişmemiz zaman alacaktır.” Bayındır, Rusya ile yumuşama olmaması durumunda ne yapılırsa yapılsın fayda etmeyeceğini de dile getirdi. ”
İran pazarı da etkilenebilir
“İlk etapta Avrupa’yı ihmal etmeden, bütün gücümüzle Avrupa’ya ağırlık verip, eski potansiyeli ne şekilde geri getirebiliriz diye düşünmek lazım” diyen Bayındır, şöyle devam etti: “Rusya ile ilişkiler umarım düzelir. Bir yumuşama olursa bir anda Rusya ile her şey düzelebilir. Yıllar boyunca birbirimizle iç içe yaşamışız. Bu kadar işin uzaması da yanlış. Türk turizminin Rusya’dan doğacak açığı Avrupa ile kapatma şansı asla yok. Ama en azından bir kısmını telafi edebiliriz. Avrupa’da da büyük bir ekonomik ve siyasi kriz algısı var. Avrupa’dan gelen misafirlerimizin sayısı düştü. Avrupa’daki bütün büyük turizm pazarlarımızda durum böyle. Yeni pazarlar, potansiyel pazarlar iyi ama ülkemizin kaybetmesi muhtemel turist sayısını karşılayacak büyüklükte olması mümkün değil. 80 birim emek 20 birim kazanç yerine 20 birim emek 80 birim kazanç prensibine yönelmeleliyiz. Mesela Katar’dan gelen turist sayısı yüzde 65 arttı, ama bu ülkeden gelen toplam turist sayısı ancak 33 bin oldu. Halbuki sadece İngiltere’den gelen turist sayısında kaydettiğimiz sadece yüzde 3 oranındaki düşüş karşısında yaklaşık 90 bin turist kaybettik. Bize en fazla turist gönderen ülkelerden biri de İran. Ancak son duruma baktığımızda İran ile Rusya aynı politikayı yürütüyor. Mesela Rusya doğalgazı kesmedi, ama İran kısmaya başladı. Aynı şey turizmde de olursa İran pazarında da çok büyük kayba uğrarız. Hiçbir yeni pazar bir anda 3.5-4 milyon kişi olmaz. Ruslar ilk gelmeye başladığında yılda 50 bin kişiydi. Sonra yıldan yıla sayı 4.5 milyonu bulana kadar yaklaşık 15 yıl geçti. Dolayısıyla birden bire Rusya’nın yerine ikame edilecek yeni bir pazar maalesef yok.”
Mutlaka ve mutlaka tanıtım
Bayındır, neler yapılması gerektiği konusunda ise şu görüşleri dile getirdi: “Turizmde yatırımlar yavaşlatılmalı öncelikle, hatta durdurulmalı. Çok sıkı bir tanıtım, halkla ilişkiler ve yeniden bir imaj propagandası lazım. Türkiye ve İstanbul hakkında iyi bir imaj oluşturmuştuk, onu yeniden canlandırmamız lazım. Avrupa’ya yeniden çok önem vermeliyiz. Eğer turizmi geliştirmek istiyorsak eski müşterilerimizi hiç kaybetmeden elimizde tutup, buna yeni ilaveler yapmalıyız. Avrupa’da iyi bir tanıtımla kaybın bir kısmı hiç olmazsa oradan toparlanabilir. Yeni pazarlar araştırırken, mevcut pazarlarımızı güçlendirmek lazım. Mevcut pazarlarımızı güçlendirip yeni pazarları da ilave etmek lazım. Tabii bunları yaparken konaklama sektörüne hükümet tarafından bazı kolaylıklar sağlanmalı.”
Rakipler tırnaklarını çıkardı
Eğer bir takım düzelmelerle sağlam bir tanıtım ve PR çalışması yapılmazsa 2016’nın çok daha zor olabileceğine dikkat çeken Bayındır, “Hatta 2015 yılını aratabilir. Gereken adımlar atılırsa, bir anda toparlayabilir. Çünkü Rusya’da insanların tatil ihtiyacı var, buna alışmışlar artık. Ruslar muhakkak bir tatil yapmak isterler. Putin, ‘Türkiye’ye gitmeyin, Sochi’de tatil yapın’ diyor ama o kadar insanı oralarda ağırlayamazlar. Tabii bir de rakiplerimiz var. Herkes tırnaklarını çıkarmış hazır vaziyette bekliyor. Mesela Yunanistan burnumuzun dibinde hazır bekliyor. Bu yıl rakiplere turist kaptırabiliriz, ancak yine de ben Rus turistin geri geleceğini düşünüyorum. Çünkü burada aldıkları iyi hizmeti başka hiçbir ülkede bulamazlar” ifadelerini kullandı.
Otelciler bu tedbirlerin acilen alınmasını istiyor
1- SGK ve KDV ödemeleri Maliye Bakanlığı ile mutabakata varılarak 1 Ocak 2016 tarihi itibariyme 18 aya yayılıp faizsiz olarak ertelenmeli. SGK primlerinin bir kısmı İŞKUR tarafından karşılanmalı.
2- 2634 sayılı Kanun’un halen yürürlükte olan 16. maddesinde yer alan elektrik, su, doğalgazın en düşük birim bedelden ödenmesi teşvikleri en kısa süre içerisinde tekrar hayata geçirilmeli.
3- Konaklama işletmelerinin sürdürülebilirliğini sağlamak üzere, hazine garantili kredi kullanmaları, kredi faizlerinin yüzde 50’sinin ise Hazine tarafından karşılanması sağlanmalı. Kredilerin Eximbank veya özel bankalar tarafından kullandırılması sağlanmalı.
4- Asgari ücret miktarındaki yeni düzenlemeler sonrasında ortaya çıkacak maliyet artışını hükümet karşılamalı. Çalışma hayatına ilişkin işverenlerin mevcut yükümlülüklerine ilave bir maliyet getirilmemesi istihdamın sürdürülmesi ve işten çıkarmaların önlenmesi açısından önem taşıyor.
5- Konaklama sektörü hizmetlerinde geçerli KDV oranları departman ayrımı yapılmaksızın tüm yiyecek/içecek ve hizmetlerde yüzde 8, alkollü içecekte yüzde 18 olarak uygulanmalı. Böylece belgeli işletmeler ile belgesizler arasındaki haksız rekabet ortadan kalkacağı gibi, daha düşük KDV’li fiyatlar yabancı turist için cazip hale gelecektir.
6- 2634 sayılı Kanun uyarınca, belgeli işletmeler ihracatçı sayıldıkları halde, ihracatçılara sağlanan KDV indirimi ve diğer avantajlardan yararlandırılmıyor. Bu konuda atılacak adım sektöre önemli bir rekabet avantajı getirecektir.
7- Başta İstanbul ve Antalya olmak üzere kontrolsüz olarak süren otel yatırımlarının, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve sektör örgütlerinin katılımında oluşturulacak ‘Yatırım İzleme Kurulu’ gözetiminde, arz/talep dengesi dikkate alarak planlanması sonrasında verilecek izinlere göre yönlendirilmesi için çalışma başlatılmalı.
8- Meslek birliği artık kaçınılmaz oldu. Otelciler meslek birliği acilen kurulmalı.