TURİZMİN SESİ
Pekin, "Bu tip kriz dönemleri tam da kültür turizminin öne çıkarılacağı zamanlardır. Çünkü bu kültür turistleri, ortanın üstü gelire sahiptir ve dünyanın bazı yerlerine kafayı takmışlardır. Oralara hayatlarında mutlaka en az bir kez giderler. Ne yapıp edip, Efes´i, Nemrut´u, Afrodisyas´ı görmeye gelirler" dedi. Pekin, artık kıyı turizmi yerine kültür turizminin teşviklendirilmesini istedi.
Özlem Kapar / İsmail Toksoy - Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED) yönetiminin, üyelerinin bilgilerini güncellemeye yönelik başlattığı 'TUYED Sohbetleri'nin son konuğu, kültür turizminin duayeni Faruk Pekin oldu. Taksim´deki Eresin Otel´de gerçekleştilen toplantıya, TUYED üyelerinin yanı sıra, rehberler, acenteciler ve Haliç Üniversitesi Turizm İşletmeciliği bölümü öğrencileri de katıldı.
Kültür turu denince akla ilk gelen isim olan Fest Travel'ın kurucusu ve aynı zamanda İngilizce dilinden profesyonel turist rehberi olan Faruk Pekin, Türkiye´nin turizm tarihini özetleyerek başladığı konuşmasında genel turizm hareketinin içinde kültür turizminin önemini anlatarak devam etti. Kültür turizmini "Doğal ve tarihsel kültürel varlıklarını, kültürel etkinliklerini, güncel sanat eserlerini ve bazı sosyo-ekonomik olguları turistik bir ürün biçiminde gezginlerin hizmetine sunan bir turizm anlayışı olarak" tanımlayan Faruk Pekin, kültür turizminin yalnızca tarihsel olanı değil, günceli de kapsadığını vurguladı.
Özcan Deniz için yapılan tur, kültür turu değildir
Kültür turizmi kavramının zaman zaman yanlış kullandığını ifade eden Pekin, "Türkiye´de kültür turizmi kapsamındaki gezilerin çoğu herşey dahil yapılmaktadır. İçinde Pamukkale veya Kapadokya adı geçen her gezi, kültür turu değildir. Örneğin Kapadokya´ya Özcan Deniz´in Asmalı Konak dizisinde yaşadığı evin balkonunu görmek için gitmek başlı başına bir kültür gezisi sayılamaz" dedi.
Kıyı turizmine odaklanmak yanlış
Son yıllarda öne çıkarılan deniz-kum-güneş turizmine dayalı kıyı turizminin ve ucuz pazarlama politikalarının ülkemize zarar verdiğini savunan Pekin, "Türkiye bugün en güzel değerlerini, çok ucuz fiyatlarla yabancılara satarak dünyanın en ahmakça işini yapmaktadır. Oysa kıyı turizimi yerine kültür turizmi icra edilirse hem var olan değerlerimizin korunmasının önü açılır, hem de turizmden elde edilen gelir daha yükselir. Ancak ne yazık ki şu anda Türkiye´yi kültürel anlamda pazarlayamıyoruz." diye konuştu.
Kültür turisti kafaya takar
Kıyı turizminin dünyanın değişik yerlerinde bolca alternatifi bulunduğunu ve yoğun rekabet nedeniyle her an bozguna uğrama riski ile karşı karşıya olduğunu ifade eden Pekin, dönem dönem yaşanan değişik krizlerde kırılgan yapısı nedeniyle ilk etkilenen turizm türünün kıyı turizmi olduğunu savundu. Pekin, oysa ki kültürün hiçbir alternatifi olmadığını vurguladı. Kültür turistlerinin farklılıklarına işaret eden Pekin, "Çoğunlukla üst gelir gurubu insanlardır, bol vakitleri vardır, dünyanın bazı tarihi yerlerine kafayı takmışlardır. O yerlere hayatlarında mutlaka en az bir kez giderler. Ne yapıp edip, Efes´i, Nemrut´u, Afrodisyas´ı görmeye gelirler. Dolayısıyla kıyı turizminde olduğu gibi krizler onları etkilemez." yorumunu yaptı.
Kıyı yerine kültür turizmine teşvik verilmeli
Türkiye'de yıllarca kıyı turizmine önem verilerek teşvikler sağlandığını hatırlatan Faruk Pekin, buna karşılık kültür turizminin ihmal edildiğini ve devletin bu noktada herhangi bir politikası olmadığını savundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2023 yılı için ilan ettiği çalışmanın bir master plan olmadığını iddia eden Pekin, Bir 'master' planı, stratejisi olmadığından devlet teşvik, yatırım, turizme tahsis bölgeleri ve tanıtım açılarından yanlış bir yaklaşım içinde olmuş, haksız rekabete yol açabilecek bir biçimde bazı bölgeleri ve kuruluşları desteklemiştir dedi.
Pekin, Türk turizminin önünün açılması için artık kıyı turizmi yerine kültür turizminin teşviklendirilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Krizden en az kültür turizmi etkilenecek
Son aylarda dünyada yaşanan ve ülkemizi de birebir etkileyen mali krizin en az kültür turizmini etkileyeceğini savunan Pekin şunları söyledi: "Bu tip kriz dönemleri tam da kültür turizminin öne çıkarılacağı zamanlardır. Çünkü kırılgan olmayan tek turizm ürünü kültürdür. Nitekim geçenlerde Fransız turistlerle çalışan bir rehber arkadaşımla yaptığım sohbette, krizden sonra satışlardan etkilenmediklerini öğrendim. Çünkü bu kitle ortanın üstü gelire sahip bir kitle. Örneğin ben Nepal´de iç savaş varken 10 yıl boyunca bir tek turumu iptal etmeden bu ülkeye gittim. Oysa Nepal´de sadece deniz-kum turizmi olsaydı turistler gitmezlerdi. Gelecek yıl kültür turizmi açısından çok büyük oynamaların olacağını sanmıyorum."
2010 bir kent kültürü projesidir
Kültür turizmi denildiğinde ana hedefin o kentte, o ülkede yaşayanların olması gerektiğini kaydeden Fest Travel kurucusu Pekin, İstanbul sözkonusu olduğunda kültür turizmi içeriğinin temel hedefinin de İstanbullular olması gerektiğini kaydetti. Ne yazık ki İstanbullu´nun İstanbul´u tanımadığını savunan Pekin, müzeleri, sergileri gezen İstanbullu sayısının çok düşük olmasından yakındı. Pekin şöyle devam etti:
"Bir İstanbullu bilinci oluşmuş değil. Müzelerimizde yerli-yabancı ayrımı yapılarak istatistik tutulan son yıl olan 2005´in sayılarına bakar ve o yıl Topkapı Sarayı´nı gezen yerlilerin hepsinin İstanbullu olduğunu varsayarsak bile gezen kişi sayısı 768 bindir. Londra ve New York´un en önemli müzelerinin ziyaretçi sayısı 7-8,5 milyon kişidir. Esas olarak İstanbulluların gezmesi gereken Türk İslam Eserleri Müzesi´ni gezen yerli turistlerin oranı yüzde 33´tür."
Öte yandan 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesinin bir rant kapısı haline getirilmek istendiğini öne süren Faruk Pekin, İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti olduğunu ve UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'nde bulunduğunu, yani tüm dünyaya ait olduğunu kabul ediyorsak, Bizans konseptine, Roma'dan, Osmanlı'dan gelen tarihsel kimliğine sahip çıkmak gerekir diye konuştu. Pekin, 2010 bir turizm değil, bir kent kültürü projesidir. 2010 İstanbul için bir şans olabilirdi. Halkın katılımının sağlanacağı projeler yapılmalıydı. Ancak böyle olmadı. Ama henüz herşey bitmiş değil. Yine de bir şeyler yapılabilir dedi.