TÜRKİYE’NİN NARENCİYE DEPOSU

Türkiye'nin narenciye deposu olarak adlandırılan Çukurova'da, üreticiler; tarlada 50 kuruştan satılan ürünlerin, özellikle büyük alış veriş merkezlerinde gösterişli ambalajlarla yüksek fiyattan satışa sunulmasının sıkıntısını yaşıyor

TURİZMİN SESİ


İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde, seçme ürünlerin albenisi yüksek şekilde sunulmasının, fiyatı artırırken, tüketimi ise düşü rdüğü belirtiliyor. Narenciyede bol sulu ve kaliteli çeşitlerle ön plana çıkan Doğu Akdeniz'deki üreticiler, bu yıl hem ürün bolluğu hem de ihracatla adeta "altın yıl" yaşarken, yurt içi tüketimde umduklarını bulamadı. Yaklaşık üç milyon ton olan Türkiye narenciye üretiminin, bir milyon tona yakınının karşılandığı Adana'da, üretilen narenciye, özellikle bol sulu olması hasebi ile tercih edilirken, son yıllarda bazı firmaların ürünü ambalajla albenili hale getirip yüksek fiyattan pazara sunması ise iç tüketimi olumsuz etkiliyor.

Yörede üretilen bütün ürünlerin aynı kalite de olduğunu belirten Ziraat Odaları temsilcileri ise tarlada 50 kuruş olan, ancak ambalajı nedeniyle marketlerde 2-2,5 TL'den satılan ürünler yerine filelerde daha düşük fiyattan satışa sunulanları tercih etmelerini tavsiye ediyor. Seyhan Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen, Türkiye üretiminin önemli bir bölümünü karşılayan Doğu Akdeniz'de, bütün üretimlerin yüksek kalitede olduğunu söyledi. Ürünlerin tarlada 40-50 kuruştan alıcı bulduğunu anımsatan Girmen, "Ancak, bizim ürünlerimiz büyük şehirlerdeki marketlere ulaştığında ise neredeyse 3 TL'ye kadar ulaşan fiyatlardan tüketiciye sunuluyor. Yüksek fiyatı gören tüketici ise istediğimiz ölçüde tüketim yapamıyor" dedi.

Girmen, vatandaşlardan ambalajlı ürün yerine filelerde olanları tercih etmelerini isteyerek, "Narenciye, barındırdığı bol miktardaki C vitamini ile başta grip olmak üzere çeşitli hastalıklara iyi geliyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Ancak, yüksek fiyatı nedeniyle çoğu kişi, bu doğal ilaçtan yoksun kalıyor. Büyük marketler yerine özellikle semt pazarlarında filelerde ve kilogram usulüne göre satılanlar tercih edilse, hem tüketici hem de üretici kazanır. Yöremizde yetişen ürünlerin hepsi bol sulu ve yüksek kalitede, görünüşüne aldanılmaması gerek. Görünüş yerine lezzeti dikkate alınmalı" diye konuştu. Girmen, iç tüketimin arttırılabilmesi için küçük yaştan itibaren çocuklara asitli içecekler yerine daha fazla narenciye suyunun sevdirilmesi gerektiğini söyledi. Girmen, okul kantinlerinde taze sıkılmış narenciye suyu satışının zorunlu hale getirilmesinin de tüketimi arttıracağını savundu.