Özgür Güvenç
İstanbul(Anayurt)- Türkiye’de meme kanserinin görülme sıklığının ve ölüm oranının son 20 yılda iki katına çıktığına dikkat çekilirken, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof Dr. Vahit Özmen; meme kanseri için tarama yaşının 40’a inmesi için Sağlık Bakanlığı’nın çalışma yürüttüğünü belirterek, böylece erken tanı ile tedavide başarı şansının artacağını belirtti.
Meme kanserinin nedenleri ve riskler
Meme kanserindeki artışa; yaşam tarzının değişmesi, obezite, geç evlilik ve geç doğum yapma, emzirme süresinin azalması gibi nedenler de sebeb olabiliyor. 30 yaşından sonra doğum yapan kadınların 20 yaşında doğum yapanlara göre 3 kat daha fazla meme kanseri riski taşıdığını belirten Prof. Özmen, erken adet görme ve geç menopozun ve kürtajın kanser riskini arttıran nedenler olarak açıkladı.
Meme taraması yaşın çok önemli
Türkiye’de halen 50 -69 yaş olan meme kanseri tarama yaşının 40-69 yaşına çekilmesi için Bakanlığın çalışma başlatmasının önemine değinen Prof. Dr. Vahit Özmen, erken teşhis ve tedavi ile meme kanserinin tamamen tedavi edilebilir ve memenin korunmasını sağlayan bir kanser türü olduğunu vurguladı.
Kadınlarda meme kaybı korkusu
Çalışan kadınlara oranla ev hanımlarında meme kanserinin daha geç teşhis edildiğini belirten Özmen, memenin alınması korkusunun da kadınlarda erken teşhisi engellediğini söyledi. Bu sorun için kadınların eğitiminin yanı sıra sağlık çalışanlarının eğitiminin de önemli olduğunu vurgulandı.Meme kanseri fark edilmesiyle tedaviye başlama arasında geçen süreye dikkat çeken Özmen, şu bilgileri de verdi: “Doğu ve Orta Avrupa’dan 11 ülke ile birlikte yaptığımız bir uluslar arası çalışmamızda, ülkemizde meme kanseri belirtisini fark eden bir kadının tedaviye başlaması için geçen ortalama sürenin, ülkemizde 13.8 hafta (3 ay) olduğu saptanmıştır. Bu süre, Polonya’da 11 hafta, İngiltere’de 8, Danimarka’da 9 hafta olup, Meksika ve Hindistan’da daha uzundur. Bu sürenin uzamasında etkili olan sisteme ve tedaviye güvensizlik, eğitimsizlik, organ kaybı korkusu gibi faktörler ortadan kaldırılmalıdır”