TURİZMİN SESİ
Yürütmeyi durdurma kararı, bu kapsamda bir davadan ilk kez çıkması açısından büyük önem taşıyor. Görme engelli üniversite öğrencisi Yiğit ÇAKIN'ın, sınavlarda engeline uygun koşullar sağlanmadığı ve akabinde de derslere alınmadığı iddiasıyla açtığı ve Ege Üniversitesi Rektörü Prof Dr Candeğer YILMAZ ile Fen Fakültesi Dekanı Prof Dr Nadide KAZANCI hakkında da suç duyurusunda bulunduğu davada verilen yürütmeyi durdurma kararıyla, Türkiye'de bir ilk gerçekleşti ve benzer sorunları yaşayan tüm engelli üniversite öğrencilerine emsal teşkil etmesi açısından ÇAKIN'ın davası,
umut ışığı oldu.
En büyük hayali iyi bir fizikçi olabilmek olan görme engelli üniversite öğrencisi Yiğit ÇAKIN, kendi engeli bir yana okulunun önüne çıkardığı engelleri de bir bir aşarak hayaline doğru azimle yürümeye devam ediyor. 10 yaşından bu yana bilateral optik atrofi ve nistagmus hastalığı nedeniyle %15 görebilen ve görme engeline rağmen İzmir Amerikan Koleji'ni iyi derecede bitiren Yiğit ÇAKIN, üniversite sınavında da en büyük hayalim dediği bölümü kazandı.
Ege Üniversitesi
Fen Fakültesi Fizik Bölümü'nde okuyan ÇAKIN, hazırlık sınıfını geçtikten sonra başladığı birinci sınıfta, defalarca yaptığı sözlü taleplerine sonuç alamayınca bu kez dilekçeyle başvurduğu okul yönetiminden sınavları için yardımcı ekipman ve asistan desteği talep etmişti. Üniversite yönetiminden YÖK'ten görüş bekliyoruz yanıtını alan ÇAKIN, bu bekleme sürecisince engeline uygun ekipman ve asistan desteği alamadığı için ilk dönem derslerini veremediğini, bir yılını kaybettiğini iddia ederek avukatı Barış KAŞKA kanalıyla İzmir İdare Mahkemesi'ne başvurmuş ve 100 bin liralık tazminat davası da açmıştı.
Hemen akabinde ise, bahar dönemi için kaydını yenileyip alacağı derslerini seçmesine rağmen dersleri onaylanmadığı için listede adı görünmediği gerekçesiyle hocaları tarafından derse alınmadığını iddia eden Yiğit ÇAKIN, bu kez de Ege Üniversitesi Rektörü Prof Dr Candeğer YILMAZ ve üniversitenin Fen Fakültesi Dekanı Prof Dr Nadide KAZANCI hakkında suç duyurunda bulunmuştu.
Okul yönetiminden çözüm beklerken tam tersi gelişmelerle ve engellerle karşılaştığını ileri süren görme engelli Yiğit ÇAKIN'ın İzmir 2.İdare Mahkemesi'nde devam eden davasından,
Ege Üniversitesi Rektörlüğü'ne yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Türkiye'de ilk kez bu kapsamdaki bir davadan bir üniversite için yürütmeyi durdurma kararı çıkarken, karar kesinleştiği takdirde
benzer sorunları yaşayan tüm engelli üniversite öğrencileri için örnek teşkil edecek.
Karar metninde;
TC Anayasası'nın Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler başlıklı üçüncü bölümünde ve 42. maddesinde; Kimse, eğitim ve öğretim haklarından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir hükmü bulunmaktadır.
5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Eğitim ve Öğretim başlıklı 15. maddesinde ise, Hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim alması engellenemez. Özürlü çocuklara, gençlere ve yetişkinlere, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit eğitim imkânı sağlanır.
Özürlü üniversite öğrencilerinin öğrenim hayatlarını kolaylaştırabilmek için Yükseköğretim Kurulu bünyesinde araç-gereç temini, özel ders materyallerinin hazırlanması, özürlülere uygun eğitim, araştırma ve barındırma ortamlarının hazırlanmasının temini gibi konularda çalışma yapmak üzere Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Merkezi kurulur hükmü yer almaktadır.
Anılan yasanın 15. maddesi hükmü dayanak alınarak yayımlanan Yüksek Öğretim Kurumları Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliği'nin 9/1 maddesinde; Bütün öğrencilerin adil ve doğru bir şekilde ölçme ve değerlendirilmeye tabi tutulması, fırsat eşitliğini sağlamak ve eğitim sürecinin engelli öğrenciler içinde anlamlı hale getirmek için; özürlü öğrencinin sınavla ilgili süre, mekan, materyal, refakatçi ve özürün doğasından kaynaklanan farklılıklara göre alınacak gerekli tedbirleri almak, düzenlemeleri yapmak yükseköğretim kurumları özürlü öğrenci birimleri görevleri arasında sayılmıştır, denildi.
Davanın kararına dair gerekçede; Davacı M.Yiğit ÇAKIN'ın ders notlarının dijital ve sesli olarak önceden tarafına iletilmesi, teknik bilgisi yeterli bir öğretim elemanının sınavlarda görevlendirilmesi ve sınav sorularının engeline uygun şekilde hazırlanması için öğretim üyelerinin bilgilendirilmesi taleplerinin reddine ilişkin kısmının açıkça hukuka aykırı olması ve davacının telafisi güç zararlarına sebep olacak nitelikte bulunması nedeniyle 2577 sayılı kanunun 27/2. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına oy çokluğuyla karar verildi denilerek ilk kez bir üniversite rektörlüğüne böyle bir dava kapsamında yürütmeyi durdurma kararı çıkmış oldu.
Kararı büyük bir sevinçle karşılayan ve tek isteğinin fizik bölümünü başarıyla bitirmek olduğunu söyleyen Yiğit ÇAKIN, engelliler yılı ilan edilen 2010'da verilen bu kararın kendi adına çok anlamlı ve sevindirici olduğunu ancak hukuk mücadelesini aynı zamanda Türkiye'de bu anlamda mağduriyet yaşayan tüm engelli üniversite öğrencileri için de sürdürdüğünü belirterek, kendisinin üniversitenin olanakları dışında bir talebi olmadığını, psikolojik olarak çok yıpranmasının yanında sene kaybı ile birlikte maddi ve manevi kayıp yaşadığını da ifade etti. ÇAKIN, Engelime uygun koşullar sağlandıktan sonra bu bölümü başarıp başaramamak benim sorunum, özellikle teorik fizik alanında başarılı olmak istiyorum, hukuk mücadelem insanların merhametine ihtiyacım olduğundan değil, kanunların bana verdiği haklardan yararlanmak adınadır, bu benim en doğal hakkım dedi.
Yiğit ÇAKIN'ın aynı zamanda İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan avukatı Barış KAŞKA ise, önce müvekkili sonra tüm engelliler adına kararı sevinçle karşıladığını belirterek, hiçbir öğrenci rektörüne ve dekanına dava açmak istemez. Ancak bilim adamı olmak isteyen görme engelli bir öğrencinin tüm şevki kırılmıştı. Halbuki yasalar idarenin, engelli öğrencinin eğitime eşit katılabilmesi için her türlü çabayı göstermesini zorunlu kılıyor. Müvekkilimin eğitim hakkını aylardır engelliyorlardı, üniversiteyi Avrupa Üniversite Birliği (EUA)'ne de şikayet ettik, dolayısıyla yargının bu mağduriyete dur diyeceğine inanıyordum. dedi.
Barış KAŞKA, kararın Türkiye'de görme engeli nedeniyle üniversiteye gitmekten çekinen ve daha ziyade sosyal bilimlere yönlendirilen birçok görme engellinin üniversitede okuyabilmesinin de önünü açabileceğini vurgulayarak, birçok üniversitemizde son derece yapıcı ve engellinin öğrenimini kolaylaştırıcı çalışmalar yapılıyor, 55 yıllık köklü bir geçmişe sahip Ege Üniversitesi'nin bu tavrını ve zihniyetini anlamak mümkün değil dedi.
Meşhur Dalton Atom Modelini bulan dünyanın teorik ilk atomcularından DALTON'un renk körü olan bir engelli olduğunu, tekerlekli sandalye ve bilgisayara bağlı yaşayan yüzyılın fizikçisi Stephan HAWKING'in de, Albert EINSTEIN'dan sonra en parlak teorikçi bilim adamı olarak kabul edildiğine dikkat çeken avukat KAŞKA, yargının verdiği yürütmeyi durdurma kararının kesinleştiği takdirde Türkiye'de bu yönde bir mağduriyeti olan tüm üniversiteli engelliler için umut ışığı
olacağını ifade etti.
Anayasa ve diğer kanunların olması gerekeni gayet net ortaya koyduğunu, 2005'ten itibaren AB mevzuatıyla uyumlu yasaların çıkarıldığını, Türkiye'deki engellilerin özellikle eğitim ve öğretim haklarına ilişkin mevzuatın iyi bir alt yapıya sahip olduğunu ancak sorunun,
yasanın uygulayacılarından kaynaklandığını belirten Barış KAŞKA, İzmir 2.İdare Mahkemesi'nin
Ege Üniversitesi Rektörlüğü'ne verdiği yürütmeyi durdurma kararının bu açıdan son derece anlamlı
ve önemli olduğuna dikkat çekti.