TURİZMİN SESİ
Gül, Hilton Oteli Convention Center'da düzenlenen "Avrupa Olimpiyat Komiteleri Birliğinin (EOC) 37. Genel Kurulu" açılış töreninde yaptığı konuşmada, Avrupa ülkelerinin Milli Olimpiyat Komitelerini bir araya getiren böyle önemli bir buluşmaya İstanbul'da ev sahipliği yapmaktan büyük sevinç duyduğunu belirterek, "Hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum. Türkiye'ye ve İstanbul'a hoş geldiniz" diye konuştu.
Genel kurul toplantısının en iyi şekilde düzenlenmesi için gösterdiği çabalardan ötürü Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Togay Bayatlı'ya ve diğer yetkililere teşekkür eden Gül, "Bu sene, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesinin 100. kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz. Bu yıl dönümünün, benim Türkiye Milli Olimpiyat Komitesinin Onursal Başkanlığını üstlendiğim bir döneme rastlaması şahsım için de özel bir mutluluk kaynağı olmuştur" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, bir asrı geride bırakan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesinin kuruluş yıl dönümünü, Avrupa ve dünya sporuna yön veren ki şilerle kutlamanın ayrı bir anlam ve önem taşıdığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk Milli Olimpiyat Komitesinin ilginç bir kuruluş öyküsü var. Modern Olimpiyat oyunlarının kurucusu Baron Pierre de Coubertin, olimpik harekete yeni üyeler kazandırmak için büyük bir yolculuğa çıkar. 1907 yaz aylarında bugünkü buluşmamıza ev sahipliği yapan İstanbul'a gelir.
Galatasaray Lisesi'nde görev yapan bir Fransızca öğretmeni vasıtasıyla ülkemizde spor ve özellikle atletizm sevgisinin yerleşmesine büyük katkıda bulunan Selim Sırrı Tarcan'la tanışır. Kendisine Türkiye'nin de olimpik harekete katılmasını teklif eder. İşte ülkemizin olimpiyat macerası bundan bir asır önce Baron de Coubertin'in yolculuğu ve Selim Sı rrı Tarcan'la buluşmasıyla böyle başlamıştır." Sporun bir yolculuk ve buluşma olduğunu dile getiren Gül, "Tüm kıtalardan ve renklerden sporcular tarafından taşınan olimpiyat meşalesi, aramızdaki sınırların ne kadar kolay aşılabilir olduğunun göstergesidir.
Olimpiyat oyunları, tüm insanlığın anlaşmazlıklarına ve ayrılıklarına son vererek, ortak bir ideal etrafında toplanabileceklerinin belki de en somut kanıtlarından biridir" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, bundan bir kaç ay önce bir sportif müsabaka vesilesiyle komşu ülke Ermenistan'ı ilk kez ziyaret ettiğini hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti: "Ermenistan Cumhurbaşkanı sayın Sarkisyan'ın daveti üzerine gerçekleştirdiğim bu ziyaret, sporun diyalog için yeni bir zemin hazırlanmasına vesile olabileceğini bir kez daha göstermiştir. Olimpiyat ruhu, ülkeler ve halklar arasındaki dostluğun, kardeşliğin ve barışın en eski ve en önemli itici güçlerinden birini teşkil etmiştir.
Sporun, toplumlardaki ortak coşkuyu harekete geçiren, ekonomik, sosyal ve kültürel farklılıkları ortadan kaldıran, ayrımcılığı ve ö n yargıyı reddeden özellikleri, insanlığa bir katkı oluşturmaktadır. Nitekim spor faaliyetleri, aralarındaki coğrafi mesafe ne olursa olsun, halklar için bir tanışma ve kaynaşma fırsatı olmaktadır. Dolayısıyla, olimpiyat ruhunun bu birleştirici özelliğinin çağımızda da titizlikle sürdürülmesinin, sporun sadece bir ticari faaliyet olarak algılanmamasının önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, olimpiyat oyunlarının ve sporun yalnızca belirli ülkelere ve halklara tanınmış bir ayrıcalık olarak kabul edilmemesi gerektiğine inanıyorum."
Abdullah Gül, ekonomik refah seviyesi daha düşük ülkelerin Milli Olimpiyat Komitelerine, spor kuruluşlarına ve sporcularına yardımcı olunmasının ortak bir sorumluluk olduğunu dile getirerek, "Bu anlayışla, olimpiyat ruhunun evrensel niteliğinin, ilk günkü coşkusu ve heyecanıyla yaygınlaştırılması ve kuvvetlendirilmesi de hepimizin hedefi olmalıdır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin, Avrupa'nın en eski Milli Olimpiyat Komitelerinden birine sahip olduğuna vurgu yaparak, şunları kaydetti: "Türkiye, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı koşulları nın getirdiği tüm güçlüklere rağmen, özel bütçe ayırarak 1924 olimpiyatlarına katılm ıştır. Dönemin ciddi mali sıkıntılarına karşın böyle bir kararın alınmış olması, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ilk yıllarından itibaren spora verdiği önemi göstermektedir. Günümüzde de sporun, tüm dallarıyla geliştirilmesine büyü k önem atfediyoruz. Spor bugün, Türk toplumsal hayatının en pozitif ve dinamik boyutlarından biri haline gelmiştir.
Bu çerçevede, Türkiye'nin büyük çaplı uluslararası spor etkinliklerine ev sahipliği yapması samimi arzumuzdur. Bunların başında da kuşkusuz olimpiyatlar gelmektedir. İstanbul'un olimpiyat oyunlarına adaylığı, bu konudaki kararlılığımızın ve olimpiyat ideallerine olan inancımızın bir göstergesidir. Türkiye olarak, olimpiyat ruhuna uygun şekilde katılmanın ve kazanmak için çaba harcamanın heyecanıyla bu istikametteki kararlılığımızı sürdüreceğiz. İstanbul, 2020 olimpiyatlarına aday olmaya hazırlanmaktadır.
Olimpiyatlara ev sahipliği yapmak için tüm imkanlarımızı seferber edeceğimizden emin olabilirsiniz. Siyasi, iktisadi ve toplumsal atılımları sayesinde, bugün, modern ve büyük bir ekonomiye, canlı bir kültür hayatına ve çoğulcu demokrasiye sahip olan Türkiye'nin, Olimpiyat oyunlarına en mükemmel şekilde ev sahipliği yapacağına kuşkumuz yoktur. Olimpiyat ruhunu, olimpiyatların coşkusunu ve heyecanını kıtaların ve kültürlerin buluştuğu İstanbul'a taşımanın hepimizin sorumluluğu olduğuna inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avrupa Olimpiyat Komiteleri Birliği 37. Genel Kurulu dolayısıyla toplantıya katılanları İstanbul'da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade ederek, çalışmalarda başarı diledi.