TURİZM YATIRIMLARI HIZ KESMİYOR

Türkiye dünya turizm pazarında büyüyor. Sektörün dünyadaki büyük oyuncuları pazara girmek için birbiriyle yarışıyor ve alt markaları ile Anadolu’daki otel yatırımlarına hız veriyor

TURİZMİN SESİ- BORA ÖZGEN

Turizmdeki çeşitliliğin Avrupalı yatırımcının gözünde Türkiye'nin cazibesini arttırdığını söyleyen  Ferzan Çelikkanat , “Avrupa piyasaları,  iç piyasanın da altında çok uygun krediler ile turizm yatırımcılarına kaynak sağlayarak, markaları ile  Türkiye’ye giriyor” dedi.Türkiye dünya turizm pazarında büyüyor. Dünyadaki  büyük oyuncular pazara girmek için birbiriyle yarışıyor. Yerli ve uluslararası otel zincirleri bir yandan bünyelerindeki otel sayılarını arttırıp yaygınlaşırken diğer yandan müşteri profilinin değişen yapısına paralel yeni alt markalar geliştirerek Anadolu’daki otel yatırımlarına hız veriyor. Yaşanan global ve politik olayların artık Türk turizm sektörünü etkilemediğini söyleyen Er Yatırım ve Turizm  Genel Müdürü Ferzan Çelikkanat, “Turizmdeki çeşitlilik Avrupalı yatırımcının gözünde Türkiye'nin cazibesini arttırdı. Turizm yatırımları 2013’de dünyadaki krizlere rağmen hız kesmeden devam etti. Aynı zamanda gelen kişi sayısı oranları da artış gösterdi.  Özellikle güvenli müşteri arayan Avrupa piyasaları iç piyasanın da altında çok uygun krediler ile turizm yatırımcılarına kaynak sağladı” dedi.
 
Son bir yıl içinde dünya genelinde iş seyahatlerinin toplam seyahatler içerisindeki payının yüzde 15 oranında arttığını vurgulayan Çelikkanat, 2012’de ticari amaçlı seyahat harcamalarının 1,7 trilyon dolara ulaştığını vurguladı. Dünya turizm gelirlerinin yüzde 30'unun iş amaçlı seyahatlerden elde edildiğini hatırlatan Çelikkanat, şu bilgileri verdi: “Türkiye artık turizmde deniz, kum, güneş üçlemesinden ve her şey dahil sisteminden uzaklaştı. İş amaçlı seyahatlerin, alternatif, kültür ve kongre turizmi gibi diğer faaliyetlerin de yükselen trendi ile doğru orantılı olarak dünya turizm pazarında büyüyor. 2012’de 4,5 milyon turist, kongre ve etkinlik için İstanbul'a geldi. Diğer illeri de kattığımızda bu rakam 6,5 milyon kişiye çıkıyor. Bu sirkülasyondan Türkiye'nin sağladığı net gelir ise 2,5 milyar dolar ve bu rakamın 5 milyar dolara çıkması hedefleniyor. Türkiye'nin turizmdeki yeni trendi ve otel yatırımları da bu yöne doğru kayıyor.”
 
Turizmin büyük oyuncuları Anadolu’da
Turizm sektöründeki yükseliş ile şehir içi otelciliğinin ülke ekonomisine sezonluk değil 12 aylık katma değer yarattığına işaret eden Çelikkanat, konuşmasına şöyle devam etti:  
“Şehir otelciliğindeki gelişim Türkiye ekonomisinin kazandığı ivmeyi gösteriyor. İstikrarlı büyümeyle İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya gibi büyük şehirlerin yanında Anadolu'daki şehirler de gelişiyor ve buralara otel yatırımları yapılıyor. 2013 yılının ilk yarısına baktığımızda Anadolu'nun 47 ilinde 161 proje için 1,8 milyar liralık teşvik sağlandığını görüyoruz. Bu projelerden 131 tanesi komple yeni yatırım ve yatak kapasitesi 30 bin adet. Bu yatırımlar içinde yüzde 34'lük pay ile Antalya birinci sırayı alırken onu yüzde 16 ile İstanbul, yüzde 5 ile Muğla ve Mersin izliyor.  Yatırımlarda Hatay, İzmir, Gaziantep, Kocaeli ve Konya gibi illerin de ilk yüzde 10'luk dilimde yer alıyor. Yerli ve uluslararası otel zincirleri de bir yandan bünyelerindeki otel sayılarını arttırıp yaygınlaşırken diğer yandan müşteri profilinin değişen yapısına paralel yeni alt markalar geliştiriyorlar. Otel zincirleri artık Türkiye'nin tüm bölgelerinde sadece üst segment markaları ile değil, 3-4 yıldızlı ve budget markalarıyla da yer alıyor.”
 
Er Yatırım olarak geliştirdikleri otel projelerinde, uluslararası çok büyük otel zincirlerinden ciddi ortaklıklar, equity fonlar ve joint-venture'lar gibi işbirlikleri teklifleri aldıklarını söyleyen Çelikkanat, “Bu da uluslararası zincirlerin kendi uluslararası müşteri portföyüne de güvenerek ne kadar iştahlı olduğunu gösteriyor. Markalar ellerindeki tüm alt markalarıyla birlikte pazara girme konusunda çok istekli; Hilton'dan Marriot'a, Sheraton'dan Accor'a kadar turizmin global oyuncuları ile birlikte pazara henüz girmemiş yeni markalar da Anadolu'ya geliyorlar” dedi. 
 
3 ve 4 yıldıza talep var  
Devam eden ve yeni başlayacak olan yatırımlarla birlikte 2016 yılına kadar 3 ve 4 yıldızlı otellerin sayısında artış olacağını ve özellikle de otel yatırımlarının Anadolu’da artış göstereceğine işaret eden Ferzan Çelikkanat, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yeni açılan havaalanları, şehirlerarası ulaşım imkânlarının kolaylaşması, uçak şirketlerinin uygun ve ekonomik maliyetleri insanların seyahat ivmelerini hızlandırdı. Bunun yanında son dönemlerde arazi fiyatlarının artması ve inşaat maliyetlerinin yükselmesi, yapılan işlerin ölçeklerinin küçülmesi zorunluluğunu getirdi. İşletmesel karlılıkların oluşabilmesi için pazar, fonksiyonel ama uygun maliyetli, az personelli yatırımlara doğru yatırımcıları yönlendirdi.  Sözü edilen bu durumlar hem yatırımcının hem de kullanıcının 3 ve 4 yıldızlı otellere meyletmesinin en büyük sebepleridir. Bu konuda Türkiye’nin özellikle Anadolu’nun hala çok ciddi 3 ve 4 yıldızlı otel ihtiyacı bulunmaktadır. Arz, hala talebi bu segmentte tatmin etmiş değil.”
 
Turizmde butik-private dönemi
Ferzan Çelikkanat,  alışılagelmiş klişe temel pazarlama argümanlarını değiştirerek kongre, iş, kültür, alternatif turizm, sağlık gibi alanlarda daha spesifik pazarlama başlıkları oluşturularak hareket etmemiz gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: “Dünyada kültür ve turizm destinasyonlarına baktığımız zaman hiçbir bölge veya ülke tek bir konu başlığı ile pazarlanmamakta ve algılanmamakta. Türkiye’ ye gelen turist sayısının %80’ inin resort dediğimiz deniz, kum ve güneş için geldiğini düşünürsek kalan %20’lik dilimin üzerine eğilerek bu oranı yükseltmek gerekmektedir. Bakanlığın ana stratejik hedefinin; her şey dahil sistemde konaklayan %80’deki büyük çoğunlukla, gelir düzeyi ve kişisel harcama seviyesi çok yüksek olan %20’lik dilimin yer değiştirilmesi olmalıdır. Böylelikle kitle turizminin getirdiği deformasyondan korunarak gelir düzeyi yüksek, bilinçli ve diğer sektörlere de yüksek katma değer sunabilen bir kitleyi kazanmış oluruz. Turizm politikalarımızı kitle turizmden, butik-private turizme dönüştürmemiz gerekmekte.”