TURİZMİN SESİ
Turan, The Marmara Grubu olarak, pazarlama, satış faaliyetleri ve uygulamalar açısından, kriz ortamındaki yapıya uygun şekilde hazırlandıklarını ve bunun sonucunda hedefledikleri mali sonuçlara ulaştıklarını açıkladı. Grup genelinde, 2009 için yüzde 2'lik büyüme öngörüsü olduğunu kaydeden Turan, beklentilerinin, haziran-temmuz döneminde krizin etkisinin bir nebze azalacağı, eylül-ekimde toparlanmanın başlayacağı şeklinde iken, şu ana kadar bu çerçevede gerçekleşmediğini, haziran-temmuz döneminde krizin ciddi şekilde hissedildiğini hatırlattı.
Turan, "Yüzde 2'lik büyüme hedefimizi de yıl sonunda gerçekleşecek organizasyonlara da bağlayarak planlamıştık. Bunu da büyük ölçüde başardık. Ciroda yüzde 2'lik büyümenin kara olan etkisi lehte gelişme olarak gerçekleşti, bu da yüzde 4,75 civarında" dedi. The Marmara Grubunun kurumsallaşma sürecini tamamlamasıyla, rotasını satış pazarlama odaklı işletme anlayışına çevirdiğini aktaran Turan, sadece Türkiye'de yapılacak pazarlama ve satışın, uluslararası rakiplerle rekabet edebilme gücüne sahip olabilme anlamında yeterli olmadığını düşündüklerini belirtti.
Turan, kurumsal ve turistik amaçlı seyahatlerde kendilerine çok misafir gönderen ülkelerdeki satış-pazarlama ağını geliştirdiklerine dikkati çekerek, İspanya'da böyle bir yapılanmaları, Fransa'da arayışları olduğunu söyledi. Fransa'da golf oyuncularını hedeflediklerini, bu ülkede golf oynayanlara özel geliştirilmiş pazarlama ve satış aktiviteleri uygulayacaklarını ifade eden Turan, "Böyle çok sayıda planladığımız, spesifik olarak hedeflediğimiz segmentler ve ülkeler var" dedi. Serdar Alp Turan, kümelenmiş yerlerde otel işletmeciliği ve sahipliğini öngördüklerini ifade ederek, New York'ta hotel & residance olarak hizmet veren bir yatırımları bulunduğunu hatırlatarak, "New York'ta ikinci bir otel arayışımız var, hatta neticelenmek üzere. Bir yer beğenildi, görüşmeler devam ediyor. Burası alınacak ve otele dönüştürülecek, New York'ta 2 tane otelimiz olacak" diye konuştu.
İstanbul'da Taksim, Zincirlikuyu, Maslak'ta karşılarına çıkacak fırsatlarla ilgilendiklerini belirten Turan, İstanbul'da fırsatın her an karşılarına çıkabileceğini ve çıktığı anda bunu hayata geçirebilir durumda olduklarını söyledi. Turan, "2010 yılında iştahımız, İstanbul'da ve New York'ta en üst düzeyde. Biz, bilançosu, mali yapısı oldukça güçlü olan bir kurumuz. O bakımdan fırsat çıkması durumunda, bu fırsatı değerlendirmeyi bekliyoruz" dedi. Grubun büyüme hedefi olduğunu ve bunu, yatırımcı-işletmeci ve işletmeci kimlikleriyle devam ettireceklerini vurgulayan Turan, şehir otelciliğinde büyümeyi hedeflediklerini, marka ve operasyon standartlarını şehir otellerinin hizmet verme biçimine göre oluşturduklarını dile getirdi.
Türkiye'de turizm sektöründe büyüme yaşanmasına rağmen, kişi başına yapılan harcamanın önceki yıla göre düştüğünü, turistlerin harcamalarında yiyecek-içeceğe ayırdığı porsiyonda tasarrufa gittiğini anlattı. Kendisini bu krize adapte etmiş şirket ve işletmelerin fiyatlarını biraz geriye çektiğini, bu durumun kişi başına turist harcamalarının gerilemesine neden olduğunu belirten Turan, "Ama Türkiye hala konuşulan bir turizm ülkesi oldu. Kısa vadede fiyatların indirilmesi dezavantaj gibi gözükse de uzun vadede bir turizm ülkesi olarak algılanmaya çok önemli katkısı var" dedi.
Turan, kriz döneminde ziyaretçilerin oda başına ödemeyi göze aldıkları tutarın değiştiğine ve İstanbul'da oda fiyatlarında yüzde 5 gerileme olduğuna işaret ederken, şu bilgileri verdi: "İstanbul'a gelen satın alma kararındaki turistlerin gözden çıkardıkları fiyatlar aslında bir önceki yıla göre yüzde 15 düştü. Gerek İstanbul, gerek Antalya, gerek Bordum için 2008 yılı turizm sektörünün altın yıllarından biriydi. İstanbul'da IMF-Dünya Bankası toplantıları ortalama oda fiyatlarına çok pozitif etkide bulundu ve misafirlerin göze aldıkları oda fiyatlarının yüzde 15 düşüş payı yüzde 5'e çıktı. Aslında yüzde 5 doğruyu yansıtan rakam değil. Yüzde 10 ila 15 nispetinde fiyatlar düşmüştür, IMF-Dünya Bankası toplantılarının etkisiyle yüzde 5'lere gerilemiştir diyebiliriz."
2008 gibi bir yıla geri dönmenin "en az" 2 yıl süreceğini vurgulayan Turan, aksilik olmadığı takdirde 2010 yılında da, 2009'a benzer portreyle karşılaşılabileceğini dile getirdi. Turan, "Her şey bu şekilde giderse, yani normal şartlar altında, 2011 yılı 2008 yılına yaklaşan bir yıl olur. Bu da, turizm sektöründe ve sektörü etkileyen diğer alanlarda büyümenin yavaş ve tedbirli olacağını ifade ediyor" diye konuştu. Serdar Alp Turan, kriz döneminde tüketici davranışlarını değerlendirirken, The Marmara Grubunun mülkiyetinde bulunan Esma Sultan Yalısı'nın herkesin organizasyon yapmak istediği bir yer olduğuna değinirken, şunları anlattı: "Orada tüketici davranışları eskiden, ne koşul altında olursa olsun bizim sunduğumuz menüyü, ortamı bedeli mukabilinde alma şeklindeydi. Orada da şimdi hali vakti yerinde olanlar dahi gelip bir miktar pazarlık yapma yolunu tercih eder oldu.Aynı şekilde restoranlarımızdaki kullanım frekansında eskiden haftada bir gelen misafirler artık 15 günde bir gelir oldular. Bazı restoranlarımızın müdavimi olanların geliş sıklıkları azaldı. Neden? Psikolojik olarak. Belki gelirleri azalmadı ama kendilerini iyi hissedebilmek adına ve toplumdaki genel davranış eğilimlerinin dışında kalmamak adına, onlar da bunun içerisine dahil oldu. Yiyecek-içecek giderlerinde geçen yıllara göre daha önemli ölçüde azalma oldu."