TGC’nin Basın Özgürlüğü Ödülleri verildi

TGC’nin Basın Özgürlüğü Ödülleri’nin dağıtıldığı törende konuşan TGC Başkanı Turgay Olcayto, 15 Temmuz’da gazetecilerin verdiği mücadeleyi anlattı

TURİZMİN SESİ


TGC Başkanı Turgay Olcayto  “15 Temmuz’da basının çeşitliliğinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı. Çünkü o gün gerçekten gazeteler, gazeteciler bu darbe girişimine karşı tek yürek olarak mücadele ettiler” dedi.Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)'nin basın özgürlüğünün önemini vurgulamak amacıyla 1989 yılından bu yana her yıl verdiği Basın Özgürlüğü Ödülleri, törenle sahiplerini buldu.Yapı Merkezi İnşaat ve Sanayi A. Ş ile Zen Pırlanta A.Ş.nin ana sponsorluğunda düzenlenen tören, Taksim’deki The Marmara Oteli’nde gerçekleştirildi. Her yıl 24 Temmuz’da yapılan toplantı darbe girişimi nedeniyle 18 Ağustos’a ertelenmişti.

Törene; TGC Başkanı Turgay Olcayto, TGC Önceki Başkanı Orhan Erinç,  TGC Başkan Vekili Vahap Munyar,  Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver,  Yönetim Kurulu Üyesi Celal Toprak, TGC Onur Kurulu’ndan Kamil Masaracı, Ergin Konuksever,  Engin Köklüçınar, Balotaj Kurulu Sekreteri Haşmet Yavuz, Başbakanlık Basın -Yayın Enformasyon İstanbul İl Müdürü Necmettin Altuntaş, TGS Genel Başkanı Uğur Güç, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Başkanı Kadri Gürsel, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, TGC Onursal Üyesi Dr. Mücahit Atmanoğlu,  Basın İlan Kurumu İstanbul Şube Müdürü Mehmet Köşker, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal, Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ,  gazeteciler Tuğrul Eryılmaz, Cem Erciyes, Zeki Efe,  Merdan Yanardağ, Serpil Özçakmak’ın da aralarında bulunduğu 500’e yakın davetli katıldı.

Sunuculuğunu Başak Şengül'ün üstlendiği tören,  Cumhuriyet’i kuran Mustafa Kemal Atatürk, silah ve çalışma arkadaşları, haber peşinde koşarken ölen-öldürülen tüm gazetecilerle darbe girişimi sırasında hayatını kaybeden vatandaşlar ve güvenlik güçleri için yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.Törenin açılış konuşmasını TGC Başkanı Turgay Olcayto yaptı. Başkan Olcayto,“Artık ‘zor günler’  lafını kullanmamaya karar verdim. Çünkü ne zaman kullansak daha da zoruyla karşılaşıyoruz. Türkiye, 15 Temmuz’da gerçekten kritik bir dönem yaşadı. Ülke, çok insafsız bir askeri darbe girişimine tanık oldu. Bu yüzden 24 Temmuz törenini bugüne ertelemek zorunda kaldık” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “2. Meşrutiyet Osmanlı tarihinde önemli yeri olan bir gün.  O zamana kadar 4-5 gazete var. Onların birçoğunu da yabancılar çıkarıyor. İlk defa 1908’de parlamentonun açılmasıyla bir basın patlaması yaşanıyor. Dergiler ve gazeteler çok sayıda çıkıyor,  sansür memurları o gün yine her zamanki ziyaretlerini yaptıkları sırada gazeteciler, sansür memurlarını içeri sokmuyorlar. Onun için ilk kez gazeteciler tarafından engellenmiş bir olay olduğu için çok önemli. Ondan sonra basın sansürü kalktı mı? Hem basın sansürü kalkmadı. Hem oto sansür bütün hızıyla devam etti. Halen de devam ediyor.

15 Temmuz, Türkiye’de çok şeyi değiştirdi. Birincisi Laik Cumhuriyet’in ne kadar önemli olduğu anlaşıldı. İkincisi, basının çeşitliliğinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı. Çünkü o gün gerçekten gazeteler, gazeteciler bu darbe girişimine karşı tek yürek olarak mücadele ettiler. Halkın da payını inkar etmemek lazım. Artık darbelerin 10 yılda bir geri gelmesi istenmiyor.Bugün OHAL ilan edilişinin birinci ayı. İstatistiklere baktığımızda 100’ün üzerinde gazete, televizyon ve radyo kapatılmış. Yayın organları kapatılmış. 79 gazeteci arkadaşımız tutuklu veya gözaltında. Özgür Gündem’den gözaltına alınan arkadaşlarımız bugün serbest bırakıldı.Türkiye bir takım anlaşmalar yaptı. Bunlardan en önemlisi temel hak ve özgürlükler ile ilgili. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin  10. maddesi gibi. ‘İnsan hak ve özgürlüklerini askıya alıyoruz’ diyorlar ama bunun sağlıklı olduğunu düşünmüyoruz. Bunun evrensel boyutta söylem olduğunu düşünmek istemiyoruz. Türkiye’de demokrasinin yeşermesi için çaba harcıyoruz. Gazeteciler, sanatçılar, bilim insanları bunun için çaba harcıyor. Artık Türkiye’nin demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlediği bir ülke haline gelme zamanıdır diye düşünüyoruz. Umuyoruz iktidar da siyasetçiler de böyle düşünüyordur. Gazeteciler olarak düşünce, ifade özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, yaygın bir şekilde yerleşmesi en büyük dileğimiz.”

 GAZETECİLERİN DAYANIŞMASI ŞART
Açılış konuşmasının ardından ödül törenine geçildi. Bu yıl Basın Özgürlüğü Ödülü kişi dalında üç isme verildi. IMC TV Kameramanı Refik Tekin, halkın haber alma, gerçekleri öğrenme hakkı adına, uğradığı her türlü baskıya, sözlü ve fiziksel saldırıya rağmen görevini yapmaya devam eden basın emekçileri adına ödüle değer görüldü. Tekin, ödülünü TGC Başkanı Turgay Olcayto’nun elinden aldı. Tekin, “Zor bir dönemden geçiyoruz. Gazeteci arkadaşlarımızın yükünün ne kadar ağır olduğunu gördüğümüz günlerden geçiyoruz. Tutuklu, gözaltında bulunan arkadaşlarımız var. Türkiye’de gazetecilerin ciddi bir dayanışma içinde olması lazım. Bu ödülü zor şartlarda çalışan meslektaşlarım adına alıyorum” diye konuştu.İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü konusunda internet ve sosyal medyadaki hak ihlalleriyle ilgili verdikleri hukuksal mücadele nedeniyle ödüllendirildi. Akdeniz adına ödülü Avukat Altan Akdeniz aldı.  Akdeniz’e ve Altıparmak’a ödülünü TGC Başkanı Turgay Olcayto verdi.

BİLİM DÜNYASI DA GAZETECİLERLE AYNI KADERİ PAYLAŞIYOR
Prof. Dr. Kerem Altıparmak ise şöyle dedi: “Son 2 sene içinde bizim aldığımız ödüller, Türkiye’de ifade ve insan haklarının ne kadar kötüye gittiğini gösteriyor. 10 sene önce Türkiye’de internetle ilgili düzenlemeler başladığında biz akademik olarak yaptığımız çalışmayı Yaman Hoca ile beraber pratiğe dökme kararı verdiğimizde ‘bir sene içinde 10 tane vaka bulabilir miyiz’ demiştik. Şimdi her hafta 10-15 tane, çoğunluğu gazetecilerden olmak üzere talep geliyor. Bu üç önemli bileşene bağlanabilir. 2007’den beri giderek artan basın özgürlüğü, sadece basın mensuplarının değil kullanıcıların da hakkıdır. Çok sayıda internet sitesi, gazetelere, gazetecilere ait olan sitelere erişim engelleniyor. Biz ısrarla itiraz edip Anayasa Mahkemesi’ne götürüyoruz. Orada iddiamız şu; alternatif haberin alınması sadece haberi verenin değil alanın da hakkıdır. Ayrıca akademisyenler artık basın mensuplarıyla ortak kaderi paylaşıyorlar. Binlerce meslektaşımız görevlerini kaybetmekle yüz yüzeler. Tek suçları özgürce düşüncelerini ifade etmeyi istemeleri. Bu ödülü barış için akademisyenlere adıyorum.”

KURUM DALINDA ÖDÜL KAZANDILAR
2016 Basın Özgürlüğü Ödülü Kurum dalında Uluslararası Basın Özgürlüğü Örgütleri Koalisyonu’nun oldu. Koalisyon, “Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), Gazetecileri Koruma Komitesi  (CPJ), Uluslararası PEN, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Sansür İndeksi (Index of Censorship), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ),  Etik Gazetecilik Ağı, Article 19 ve Gazete Sahipleri Birliği’nden (WAN-IFRA) oluşuyor.Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) adına ödülü TGS Başkanı Uğur Güç, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü ve Etik Gazetecilk Ağı (EJN) adına ödülü Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü İstanbul Temsilcisi Erol Önderoğlu, Uluslararası PEN adına ödülü PEN Türkiye Merkezi Başkanı Zeynep Oral, Uluslararası Basın Enstitüsü  (IPI) adına IPI Yönetim Kurulu Üyesi Kadri Gürsel,  TGC Başkan Vekili Vahap Munyar’ın elinden aldı.

Uluslararası Basın Özgürlüğü Örgütleri Koalisyonu adına açıklama yapan Uluslararası Basın Enstitüsü

(IPI) Yönetim Kurulu Üyesi Kadri Gürsel, şunları söyledi: “Bu ödül gazeteciler arasında mesleğin özgürlüğü ve geleceği için yapılan uluslararası dayanışmanın hakkaniyetle değerlendirildiği ve takdir edildiğini gösterdiği için çok değerli.  Halkın gerçeklerden haberdar olmasını ve kanaatini özgürce mukayese ederek oluşturmasını istemedikleri için medyayı baskı altına alan, gazetecileri hapseden rejimlere karşı uluslararası  gazeteci dayanışması büyük önem taşıyor. Şu günlerde de uluslararası dayanışma önem kazanıyor. Bu gerçeğin bilinciyle bizlere bu ödülü layık gören TGC’nin değerli jüri heyetine teşekkür ederiz.”

GAZETECİLER MESLEKLERİNİ ÖZGÜRCE YAPABİLSİN
Uluslararası Gazeteciler Federasyonu IFJ adına ödülü alan Başkan Philippe Leruth, ise “Burada bulunmaktan çok mutluyum. Ülkeniz çok zor bir dönemden geçiyor. Bu zor günlerde demokratik bir tavır göstermek önemli. Demokratik tavır yurttaşların demokratik değerlerine saygı duymaktan geçer. Demokratik değerler dediğimiz zaman da anahtar önemde  basın özgürlüğü vardır” dedi ve ekledi:
“Geçen sene geldiğimizde de hak ihlalleri ile karşılaştık. Gazetecilerin, gazetecilik faaliyetinden değil ceza kanununu ihlal ettikleri gerekçesiyle tutuklandığını söylediler. Biz gazetecilerin özgür bir şekilde mesleklerini icra etmelerini savunuyoruz. Çok ağır koşullarda mesleklerini  icra eden meslektaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. Dünyadan tüm meslektaşlarımızın selamlarını iletiyorum.”Törenin gerçekleşmesine katkıda bulunan  ana sponsorlar Yapı Merkezi İnşaat ve Sanayi A.Ş adına İnsan Kaynakları Genel Müdürü Yardımcısı Yücel Karadağ’a, Zen Pırlanta A.Ş. adına Kurumsal İletişim Direktörü Sinem Irmak’a şükran plaketini  TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş verdi. Törende daha sonra son bir yıl içinde Sürekli Basın Kartı almaya hak kazanan 71 TGC üyesine anı plaketi verildi.  Tören toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi