TURİZMİN SESİ
Marcus, Alsancak'ta açtığı restoranda müşterilerine Türk kahvesi pişirmeye başladı. Şefika Blöchlinger (41), 11 yıl önce turizmle uğraştığını, İsviçre'den İzmir'e turist olarak gelen Marcus Blöchlinger ile alışveriş sırasında tanıştıklarını belirtti. Arkadaşlıklarının ilerlediğini ve Marcus'un kendisine nişan yüzüğü almak istediğini anlatan Şefika Blöchlinger, şunları söyledi: "Telefonla görüşüyorduk. Bana yüzük almak istediğini söylediğinde, Türk geleneklerine göre evlenmemiz gerektiğini anlattım. Bir yıl içinde evlendik ve İsviçre'ye yerleştim. Ailesini de çok sevdim. Çok doğal insanlar. Annesi aşçı, babası da fırıncı. Orada çok önemli bir restoranları var. Ama Marcus, sık sık Türkiye'ye gelmek istiyordu. Bir yılda 5-6 defa Türkiye'ye gelip gidiyorduk."
İsviçre'de yaşadıkları süre içinde Marcus Blöchlinger'in Türk vatandaşı olmak istediğini ifade eden Şefika Blöchlinger, 5 yıl önce İsviçre'deki Türk Konsolosluğuna gidip vatandaşlık başvurusunda bulunduklarını açıkladı.
Başvuru sırasında Türk Konsolosun kendilerini görmek istediğini söyleyen Şefika Blöchlinger, şunları kaydetti: "Konsolos çıkıp geldi, 'İlk defa bir İsviçrelinin Türk vatandaşlığı için baş vuru yaptığını görüyorum' dedi. Orada fotoğrafını çektiler. 1 yıl önce de Türkiye'ye, İzmir'e yerleştik. Dün de Karabağlar İlçe Nüfus Müdürlüğünden Türk nüfus cüzdanını aldık. Marcus, şimdi hem İsviçre, hem de Türk vatandaşı oldu."
Alsancak'ta bir fondue restoran hizmete açarak hayatlarını sürdürdüklerini anlatan Şefika Blöchlinger, şöyle devam etti:
"Marcus, İzmir'de hep bir restoran açmak istiyordu. İsviçre'nin, Fransa'nın, Avrupa'nın kebabı olarak bilinen fondue yapıyoruz restoranda. Marcus da müşterilerimize hizmet ediyor, kahve pişiriyor. Zaten kendi çayını da kahvesini de hep kendi yapar. Sabah uyanır uyanmaz yaptığı ilk şey bir Türk gibi çay demlemek, sonra da kahve pişirmektir."
Şefika Blöchlinger, kendisinin Müslüman, eşinin de Hristiyan olduğunu ifade ederek, birbirlerinin dini inancına saygı duyduklarını dile getirdi.
Birlikte kiliseye de gittiklerini söyleyen Şefika Blöchlinger, "Hristiyanların dini bayramlarını da kutluyoruz. Onların geleneğini yaşatıyoruz. Marcus şimdi 2 yaşında olan oğlumuz, Mark Baran'ı Türkiye'de Türk gelenekleriyle büyütmeyi istedi. Hatta sünnetini yaptırdı, doğar doğmaz mevlitini okuttu. Kurban bayramlarında 'Ne kurban edeceğiz' diye benden önce telaşlanır" diye konuştu.
Şefika Blöchlinger, eşi Marcus Blöchlinger'in de sünnet olduğunu söyledi.
Türkçe'yi çok iyi konuşamayan Marcus Blöchlinger de eşini, Türkiye'yi, İzmir'i, İzmir'in denizini, güneşini ve insanlarını çok sevdiğini, bu nedenle Türk vatandaşı olmak, Türkler gibi yaşamak istediğini söyledi. İsviçre'nin çok soğuk olduğunu, orada yaşayan insanların çoğunluğunun hep "para" hakkında konuştuğunu ve düşündüğünü dile getiren Blöchlinger, "Artık İsviçre'ye dönmek istemiyorum. Belki ailemi görmek için giderim. Burada hava çok güzel" dedi. Eşi Şefika'nın ailesi ile de çok iyi anlaştığını kaydeden Blöchlinger, "Eşimi de Türkiye'yi de çok seviyorum. Buradaki annemi, ablamı da çok seviyorum. Oğlumu da Türklerle büyütmek istiyorum" diye konuştu.