TURİZMİN SESİ
Bugünler de İstanbul da otellerde boş oda bulmak imkansız, bu bizi inanılmaz sevindiriyor, taksiciler hakkında şikayetler de çoğalınca sevincimiz yarım kalıyor. Bazen diyorum ki acaba taksicilere de eğitim verilse mi? Eğitim alırlar ise belki ülkemizdeki taksici profilide değişebilir.
Düşüncemde belki haklıyım ama benimkisi de imkansızı istemek, yani mucize istemek gibi bir şey sanırım. Bu soruna Devletinde herhangi bir çözüm önerisi olamadı bu zamana kadar, çünkü bu konuda polislerde çaresiz durumda.
Turistin bu taksici benden fazla para aldı şikayeti geçerli olmuyor, neden çünkü ispatı yok, yalan söylemek bunu yapan kişi içinde çok kolaydır, almadım dediği zaman kanununda eli kolu bağlı. Benim aslında çok basit ama bir o kadarda etkili bu sorunu azaltacak çözüm önerim var.
Nedir bu sorunu azaltacak çözüm önerisi?
Öncelikle tüm taksi duraklarına merkezi kamera sistemi kurulmalı, ayrıca her taksiye de her alanı görecek şekilde kameralar yerleştirilmeli.
Taksi duraklarına yaptırılan merkezi kamera sistemindeki kayıtlar için en az haftalık periyodlar halinde silinme zorunluluğu getirilmeli.
Her taksicin kilometre cihazını açma zorunluluğu zaten var, bunun yanında birde fiş verme zorunluluğu getirilsin, daha doğrusu yaptırım olsun. Hakkında şikayet yapılan taksicinin bu şekilde yalan söyleyerek suçunu inkar etmesinin önüne geçilebilinir. Taksici hayır ben götürmedim yalanını söyleyemez, çünkü kamera kayıtları olacak, hayır ben o kadar almadım diyemez çünkü fiş ispatı olacak.
Belki bu çözüm önerisi tüm sorunu çözmeyecektir ama çok etkili olacağına eminim. Gelelim şu günlerde yaşanan taksici olaylarına, daha doğrusu taksici kazıklamalarına. Amerikalı bir çift Türkiye'ye tatil için geliyor, Türkiye'ye ikinci gelişleri. Sultanahmet ten Sarıyer'e gidecekler taksi ister misiniz diye otelin belboy'u soruyor.
Amerikalı çift ikisi birlikte, aynı ağızla asla diyor, hayır istemiyoruz diyor. Bu sözleri duyunca kendilerine bu korkunun nedenini sordum. Önceki gelişlerinde Sultanahmet ten havalimanına dönüşlerinde taksicinin kendilerinden 70 dolar istediğini, kendilerinin buna itirazı olunca taksicinin kendilerine saldırdığını söylediler.
Eh be kardeşim Sultanahmet ten havalimanına tutacak ücret en fazla 30 liradır. Nasıl vicdanın razı geldi de sen 70 lira fazla aldın. Aynı soruna benzer sorunu da bir Alman çift yaşıyor, Alman çift Beyazıt tan Taksime gidiyor. Taksici kilometre cihazını açmıyor, ücret olarak 15 lira istiyor, Alman çift itiraz edince de kaba kuvvet deniyor.
Bu olayları yaşatan şoför kardeşlere birkaç lafım olacak.
Sevgili şoför arkadaşlar siz hangi çağda ve nerede yaşıyorsunuz? Kaba kuvvet neyi çözmüş ki siz çözeceksiniz. Bir turiste kaba kuvvet kullanacak kadar, aciz misiniz? Şimdi desem ki bu olayı yaşatan şoför arkadaşlara siz hırsızsınız, hepsi birden aşırı tepki gösterecektir. Peki çalmak ile fazla almak arasında bir fark var mı? Hayır yok, o zaman siz hırsızsınız arkadaşlar. Türklerin aile kültüründe bu yüz kızartıcı bir suçtur. Taksiciler, sizler turistlerden fazla para almakla, hırsızlık yapmış oluyorsunuz.
RECEP ARISOY