T.C. Eski Kültür ve Turizm Bakanı Bülent Akarcalı, Turizm sektörünün bir çatı örgütü olmayışından yalnız kalınıyor

T.C. Eski Kültür ve Turizm Bakanı Bülent Akarcalı, Seçim sonrası taksiciler %25 zam alırken, Turizm sektöründen devlet toplam cirodan 0.75  pay almayı konuşuyor

TURİZMİN SESİ


Haliç Üniversitesi, Turizm İşletmeciliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nur Ündey Kalpaklıoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı zirvede, 23 yıldan bu yana turizmin içinde olduğunu, sektördeki kişilerle bire bir iletişim halinde bulunduğunu 10 yıl Anadolu’da dağ bayır gezerek kültürel değerlerini turist misafirlerimize tanıtarak, sektörün içinden geldiğini dile getirerek ilk sorusunu Eski Kültür ve Turizm Bakanı Bülent Akarcalı’ya yöneltti.

Sektörde hep bir sıkıntı var. Turizm pastasından yeteri kadar pay alamıyoruz derler. Türkiye Turizmi istediği yerde değil derler. Dünya Turizm Örgütü verilerine göre, Turist sayısında  6’ncıyız, Turist gelirlerinde ise 14’üncüyüz. Avrupa ülkeleri içinde turist gelmesi açısından 4’üncü ama gelirlerde 6’ncıyız. Türkiye bu pastadan neden daha fazla pay alamıyor?

 

INTHA II. Uluslararası Turizm Zirvesi İstanbul'da deneyimlerini aktaran Eski Kültür Turizm Bakanı Bülent Akarcalı; “Türk Turizminde temel taşlar vardır. Bunların başında “BARLAS GÜNTAY” gelir. Türk Turizmi nereden nereye geldi önce ona bir bakmak gerekiyor. Barlas Güntay, 1978’lerde Turizm Bakanı olmuştur.

Barlas Güntay Türkiye’nin turizmde hamle yapması için, Dünya Bankası Başkanı Rober MC Namara’nın peşinden koşarak, 25 Milyon Dolar Türkiye adına alınca işte o para ile turizmin temelleri atılmış oldu. Bundan sonra gelen Bakanlar ise, üzerine bir şeyler koyarak büyüttüler. Turizm Bakanlığı, Dış İşleri Bakanlığı gibi dışa en açık ve en iyi kariyerden oluşmuş insanlardan seçilir.”

BİZ TURİZMDE SON 30 YILDA NEREDEN NEREYE GELDİK ONA BAKALIM
Eski Kültür ve Turizm Bakanı Bülent Akarcalı, Türk turizmi son yıllarda  bir başarıya imza atmıştır. Angola’da gerçekleşen Turizm Zirvesi’nde Türkiye hakkında pek övgülerle bahsetmeyen Fransa Cumhurbaşkanı François Gérard Georges Nicolas Hollande, açılış konuşmasında Angola’da bizleri çok şaşırttı. “Turizm konusunda örnek alınacak bir ülke varsa o da Türkiye’dir” dedi. Dolayısıyla Türkiye’nin turizmde geldiği bir nokta var. Gelelim Turizmde gelirler nasıl artar konusuna. Bu konu turizm sektörünün elinde olan bir şey değildir. Türkiye’ye turistin %90’ı uçakla geliyor. Türkiye’ye turistin tren ve arabayla gelme imkânı yok. Deniz yolu ile gelen turist ise günlük turist. Paris’e baktığımızda turistin yarısı dört bir yerden tren ile geliyor. Avrupa’da demiryolları özel programlar yapıyor. Avrupa’da gidilen şehirlerde belediyeler hizmet etmektedir. Biz bugün burada misafirperverlikten bahsediyoruz. Sultanahmet’te bir turist taciz edilmeden gezebilir mi? Nerede kaldı misafirperverlik?

MERKEZİ HÜKÜMET DESTEĞİ VERİYOR
Akarcalı, Merkezi hükümet desteği veriyor,  alt yapılar, yollar, köprüler, tabelalar gerekli tüm işlemler yapılmış. Ama mahalli idareler ise, Belediyeler, ilçe belediyeler, beldeler hiçbir hizmet vermeden kendilerine gelecek gelir olarak görüyorlar. Hiçbir hizmet vermeden turizmden nasıl gelir elde ederimin peşine düşüyorlar. Gelen turist parayı bizim için harcamıyor. Alacağı hizmet için harcıyor. Siz ne kadar kaliteli hizmet sunarsanız ona göre turistten gelir elde edersiniz.

TURİZM SEKTÖRÜNÜN ÇATI ÖRGÜTÜ YOK
Turizm sektörünün bir çatı örgütü olmayışından yalnız kalınıyor. İstanbul Şoförler Odası Turizmcilerden daha etkili çalışıyor. Seçim zamanı taksicilerle toplantı yapılıyor, görüşmeler yapılıyor, onların istekleri önerileri alınıyor, sonrasında ise seçim sonrası zamlarını alıyorlar. Bakın seçim sonrası taksiciler %25 zam alırken, Turizm sektöründen devlet toplam cirodan 0.75  pay almayı konuşuyor. Burada yanlış bir şey var. İşletmeci olanlar bilir, alınacak bir şey varsa o kârdan alınır, cirodan değil. Thomas COOK iflas etti. 500 milyon dolar turizmciler zarar gördü, kim gördü acentacı, otelci, taşımacı, bunlar bu 0,75  payı ödemeyecekler. Bu işlem taksicilere yapılsaydı Şoförler Odası  ayaklanır, kontak kapattırır, eylem yapardı. Sektörün böyle de bir temel sorunu var.

TURİZM ŞÛRASINDAN ÖRNEK ALMAK LAZIM
Geçen sene turizm şûrası gerçekleşti. Konusunda tecrübeli, birikimli, deneyimli 300 kişiden oluşuyordu. Turizmi masaya yatırıp, en ince ayrıntısına kadar çalışmalar yapıldı. Bu tecrübe ve birikimlerden Turizm Üniversiteleri derslerinde faydalanması gerekiyor. Eski Kültür ve Turizm Bakanı Bülent Akarcalı, “Ben gençlere şunu söyleyebilirim. Turizm yakından ilgileneceğiniz bir iş, bir sektördür. Önce turizmi ve çalışmayı seveceksiniz. Turizmde  ırkçılık olmaz. İnsanların teni, rengi, dili turizmde hep aynıdır. Turizmde insanlığınızı yaşarsınız. Turizm sektörü otelcilik ve acentadan ibaret değildir. Uzun bir zincirdir. Bu zincirin içinde yeme-içme, eğlence hepsi vardır. Buna ilaveten turizmde turizm teknolojileri vardır. Turizm teknolojileri uygulamaları vardır. Seyahat satın almadan, konaklamaya kadar rezervasyonu yapabilir, bu basit halidir. Uygulamalar içinde ise,  gideceğiniz yol üzerinde kültürel faaliyetlerden sizi haberdar eder. İnterneti ve sosyal medyayı doğru kullandığınızda çok verimli bilgiler alırsınız. Ürün diye baktığımızda satılan mal değil, aranılan şey  kültür ve sanat olmalıdır. İstanbul kültürel mirasıyla göz doldurmaktadır. Bugün Viyana ve Moskova’da bir bale ve operaya çok ciddi ödemelerle gidiyorsunuz. İstanbul, Antalya ve Kapadokya’da sanatsal faaliyetlerin artmasını sağlamak gerekir. Bu sadece müze ziyareti değildir, etkinliklerden de haberdar etmek günü doldurmak gerekmektedir” diyerek sözlerine son verdi.