TURİZMİN SESİ
Yaklaşık 60 yıldır meyan kökü şerbeti dükkanı olan Abdul Rıza Tahteravancı, şerbet geleneğinin Osmanlı döneminden kalmış olabileceğini söylüyor. Şerbetin bir dönem Şamlı aileler için prestij göstergesi olduğunu anlatan Tahteravancı, "Meyan köküne, içeceklerin sultanı derlerdi" diye konuşuyor.
85 yaşında olan ve 3 oğlu ile birlikte çalışan Tahteravancı, meyan kökünün sağlık açısından birçok faydasının olduğunu, mide ve sindirim sisteminin yanı sıra sinir sistemine iyi geldiğini anlatıyor. Tahteravancı, "Şerbet, aile huzuru için de faydalı. Kadınlar ramazanda daha sinirli olabiliyor. Ne kadar çok şerbet içerlerse o kadar sakinleşiyorlar" diyor.
Günde ortalama 100-150 litre şerbet sattıklarını anlatan Tahteravancı, Şam dışındaki şehirlerden de sipariş aldıklarını ve birçok ailenin şerbeti büyük miktarlarda alarak stok yaptığını söylüyor.
Ramazan ayında sadece meyan kökü şerbeti satan çok sayıda küçük dükkan ve tezgah, Suriyelilerin ihtiyacını karşılamaya çalışırken, şerbetin hazırlığı ramazandan birkaç ay önce başlıyor. Doğada kendiliğinden yetişen meyan kökleri toplanarak, kabukları soyulduktan sonra kurutuluyor. Ramazan geldiğinde kurutulan kökler, su karıştırılarak hamur haline getiriliyor. Torba içinde suya bırakılan köklerin suyu süzülerek şerbet elde ediliyor. Köklerin tatlı olması nedeniyle tatlandırıcı dahil herhangi bir katkı maddesi eklenmiyor.
Çekirge tatlısı ise iftar sofralarının hafif ve sindirimi kolay tatlısı olarak biliniyor. Tatlı hamurdan yapılan yufkaların güneşte kurutulmasıyla elde edilen tatlının üzerine pekmez eklenerek satılıyor. Yufkanın kuru olması nedeniyle, yerken çıkan ses nedeniyle çekirge tatlısı adını alan tatlı sadece ramazanda satılıyor. Tatlı yufkaları ramazan ayından yaklaşık 3 önce hazırlanarak, kurumaya bırakılıyor. Suriyelilerin sahur sofraları için neredeyse gelenekselleşmiş tercihi ise hurmalı ekmek. İçine hurma konularak yapılan ekmekler, iftara yakın saatlerde satışa sunulmaya başlanıyor.