Seyahat acentlarının korunup kollanması gerekiyor

TÜRSAB Başkanı Firuz B. Bağlıkaya’nın Bloomberg HT canlı yayınına katıldı 

TURİZMİN SESİ


Seyahat acentaları ülkemizde turizm adına üretilen ne varsa bu ürünlerin tamamını yerli ve milli dağıtım ağıdır. Bir kere bunu çok somut şekilde ortaya koymamız lazım. Seyahat acentaları insanların yurt içinde seyahat edip konaklamalarını sağlayamıyor mesleki ticari kuruluşlardır. Ülkeye gelen her turistin altında bir seyahat acentasının emeği vardır. 

Biz gerçekten önümüzdeki dönemde turizm yapacak isek 2020 sonrası turizm önemli bir sektör olacaksa Döviz açığının cari açığın kapatılmasında önemli rol oynayacaksa seyahat acentlarının korunup kollanması gerekiyor. Organize turizmin ülkemizdeki geçmişi 50 yıl. Önümüzde koskoca bir ağaç var. Koskoca bir gövde var. Dalları yaprakları konakla ve yeme içme sektörü ama kökleri seyahat acentalarıdır. Bunu kimse unutmasın. Seyahat acentasının olmadığı yerde turizm olmaz. Biz su alacağız ki dallar yapraklar yaşasın. 

Bu ağacın kökleri susuz kalıyor.  Zor sıkıntılı günler geçiriyoruz. Seyahat acentaları can çekişiyor, seyahat acentaları çok zor durumda. 10 bine yakın küçük ve orta ölçekli seyahat acentasının ayakta kalması için müracaat etmediğimiz merci kalmadı. Çalmadığımız kapı kalmadı. Bugüne kadar seyahat acentaları nezdinde elde ettiğimiz tek ayrıcalıklı yardım Bakanlık üzerinden alınma  şartı olan 50 bin liralık kredi imkanı oldu. Kullanabilen acenta sayısı ise mali yapılarının bozuk olması nedeniyle çok kısıtlı oldu. Türkiye’den KKTC’deki seyahat acentalarına kadar uzanan şefkatli elin Türkiye’deki seyahat acentalarına da uzanmasını bekliyoruz. 

Küçük ölçekli binlerce seyahat acentasına Kıbrıs’taki seyahat acentalarına yapıldığı gibi kredi değil hibe verilmesi lazım belli miktarda. Seyahat acentacılığı bir meslek, yetişmiş elemanların sektörü terk etmesi halinde uzun zaman yerine getirilemeyecek kayıplar oluşuyor.  

Her acentanın geçmiş senelerdeki cirolarına oranlı belli oranlar tespit edilip can suyu verilebilir. Kredi çok önemli ve hayati ama sonuçta ödenecek geri ödenecek bir para. Seyahat acentaları önümüzdeki seneyi dahi göremiyor. Belli miktarlarda belli bir süreyi geçirebilecekleri kaynağın hibe olarak aktarılmasında çok büyük katkı var. Seyahat acentaları sonuçta tanıtım ile ilgili katkıları da devlete ödüyorlar. Küçük de olsa katkı paylarını hala ödüyoruz. İstihdam anlamında çok önemli kayıplar yaşamak üzereyiz. İnsanlar sektörü bırakıp başka sektöre gidiyor.  Bu nedenle KÇÖ dışında, SGK primleriyle ilgili de istihdamı koruyacak özel desteklere ihtiyacımız var. 

İrili ufaklı seyahat acentaları yurt dışından turist getiriyorlar. Seyahat acentaları ve tur operatörlerine sektörel bazda pazarlama desteği verilmesi lazım. Sadece uygun bulunan 4-5 tur operatörüne değil herkese verilmesi lazım. İş çapına göre belli bir oran tespit edilebilir Bakanlığımız bununla ilgili bir çalışma yapılabilir, böyle bir destek verilebilir. Köklerimiz kuruyor bize can suyu lazım.  Hem de çok acil lazım.  Biz yaşayacağız ki sektör yaşasın.  Biz rekabete hazır olacağız ki yeni düzende pazar payımızı kaybetmeyelim. 

Bizim yetişmiş elemanlarımız çok ciddi emeklerle yetişiyor. Sektör değiştiren de bir daha geri gelmiyor. Dolayısıyla gerçekten ayakta kalmamız lazım. Hiç kimse zenginleşmek için bir şey istemiyor. Yaşamak için bir şeyler istiyor. Dolayısıyla ümit ediyorum bu sesimizi duyar yetkililer. 4 -5 milyon kişinin ekmek parasıyla ilgili konuşuyoruz. 
Covid 19 sonrası süreçte uluslararası turizmde rekabetin bugün olduğundan çok daha keskin bir şekilde kendini göstermesini bekliyoruz İspanya, Yunanistan, İtalya gibi rakip olduğumuz bir çok ülke 2020 yılında turizmde dip seviyeleri görmüş durumda. Önümüzdeki süreçte bu ülkelerin Pazar paylarını geri kazanmak için rekabeti artıracak bir yaklaşım içinde olmalarını bekliyoruz. Bununla Birlikte dengelerin tamamen değiştiği bir ortamda henüz dünya turizminde söz sahibi olmamış ülkelerinde rekabetçi bir şekilde pazara gireceğini öngörüyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Türkiye’yi Uluslararası alanda çok keskin olacağı bir süreç bekliyor. Bu dönemde ülkemizi öne çıkaracak çalışmalara odaklanmamız lazım. Dünya genelinde turizm sektöründe yaşanan değişim ve dönüşüme ayak uydurmamız büyük önem taşıyor. Müsaade ederseniz rekabete hazır olması gereken en önemli unsurunda seyahat acentaları olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Pazarlama ayağı seyahat acentaları tur operatörleridir.

Covid’den zarar gören tüm sektörler için öngörüde bulunmak çok zor süreç tıbbi gelişmelere bağlı. Aşı ve tedavi varsa toparlanma sürecimiz kısa olacaktır. Ama böyle bir gelişme olmadığına göre tahminden öteye geçemiyoruz şu anda herkesin beklentisi yılın başında bu işin çözülmesi mayıs ve nisan ayında normalleşmeye başlayacağı. 2021 yine daha önceki seneler gibi olmayacaktır. 2021’e hazır olacağız gelişmelerle ilgili pozitif bir şey olursa zinde ve hazırlıklı işimizin başında olmamız gerekiyor. 

Temmuz ve ağustos ayında bölgesinde kayda değer yolcu alan tek ülke Türkiye. Biz bakıyoruz Yunanistan ve İtalya’ya Türkiye kadar rağbet yok ama yeterli mi derseniz yeterli olmaktan çok uzak. Biz gerçekten turizm kapasitesi çok yüksek bir ülkeyiz bize haftada gelecek 100 – 150 charter ile ülkenin turizm potansiyelini tatmin etmesi söz konusu değil.  Otellerin zaten yüzde 30- 35 ‘i açık. Dolayısıyla tüm Türkiye adına söylüyorum kıyı bölgelerinde belli bir doluluk yakalandı bir can suyu oldu mu tabi ki oldu sıfır geçmekten daha iyi bir dönem geçiriyoruz temmuz ve ağustos’ta. Sezonun uzama ihtimali var özellikle Rusya, İngiltere ve Ukrayna pazarında. Bu pazarlarda kasım sonuna kadar sezonun uzama ihtimali var.  Eski kapasitelerle değil daha düşük kapasitelerle çalışmalar devam ediyor. İç turizme bakacak olursak yaşanacak  hareketin maksimum yüzde 20’si 25’i gerçekleşmiştir bu şekilde de devam edeceğini düşünüyorum.