Seyahat Acentaları Havayollarının dolgu malzemesi değildir 

Numan Olcar: Seyahat Acentaları,havayollarının rakibi değil iş ortaklarıdır 

TURİZMİN SESİ


TÜRSAB Havayolu Biletleme ve IATA İhtisas Başkanı Numan Olcar, havayolu biletlemesi yapan seyahat acentalarının sorunları ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede; “Başta bayrak taşıyıcı milli havayolumuz, Türk Hava Yolları’nın uyguladığı satış politikaları ile acentasını rakip görme anlayışı, diğer özel havayolu ve yabancı havayollarına da örnek teşkil etmekte, bu durum ise maalesef başta acentaları ve tüketiciyi olumsuz etkilemekte” diye konuştu.

Başkan Numan Olcar, 2003 yılında; “Her Türk vatandaşı hayatında en az bir kere uçağa binecek” hedefiyle başlatılan uygulamalar neticesinde, milyonlarca vatandaşımızın ilk defa havayolunu kullanmış olduğunu, bu potansiyel neticesinde de özel havayolu sayısının arttığını, yeni hatların açıldığını ve rekabet ortamının oluşmasıyla bilet fiyatlarında da ciddi düşüşler kaydedildiğini vurguladı.  

“Gerek havayollarının büyümesinde gerekse mevcudiyetlerinin devamında önemli bir iş ortağı olan seyahat acentalarının ise bu gelişmelerde çok büyük rol oynamasına, hatta Türk Hava Yolları’nın bugün geldiği noktada seyahat acentaları kanalının yadsınmaz bir önemi olmasına rağmen; havayollarınca özellikle son 6 yıldır seyahat acentasını kendine rakip gören pazarlama politikalarının, sektörün kendi bindiği dalı kesmesine ve havayollarının da ciddi zararlar açıklamasına neden olmaktadır” dedi.  

Olcar; “Turizm, hizmeti verilmeden alınan bir sektör değildir. Bu konudaki en önemli fedakarlık ise ürünlerin doğru tanıtılması ve talep yaratılmasındaki imkanların korunmasıdır. Havayolları için fevkalade öneme sahip, acentalarını bertaraf etmeye yönelik politikaların sonuçları da ortadadır. Bir ürünü en iyi şekilde tanıtıp, bunu tüm taraflara optimal bir kazanç haline dönüştürmek acentaların temel uzmanlık alanıdır. Oysa sözde, acenta maliyetinden fedakarlık etmeyi başarı saymak veya bypass etmek havayolunun bindiği dalı kesmesidir ” dedi.

“Seyahat Acentaları Havayollarının dolgu malzemesi değildir” 
Ulaşım coğrafyası açısından Türkiye’de havayolu ulaşımı fevkalade avantajlı bir öneme sahiptir. Ülkemizden 4 saatlik bir uçuş mesafesiyle neredeyse 2 milyarlık bir nüfusa ulaşılmaktadır. Yolcuyla birebir irtibatı olan seyahat acentaları ise sahanın nabzını doğrudan tutan bir konumda olup, arz-talep dengeleri konusunda havayoluna en iyi ışık tutacak durumdayken bundan istifade etmeyip, üstelik acentaları oyun dışında bırakacak uygulamaları desteklemek büyük bir hatadır. Bu sebeple havayollarının, ‘ben doldurduğum koltukları doldurayım, boş kalanını da acenta doldursun’ düşüncesi doğru bir strateji değildir. Zira bu gidişle mesleğini sürdürecek acenta kalmayacaktır.  

“Türk Hava Yollarının bugüne gelmesinde acentaların rolü büyüktür” 
Türkiye’deki seyahat acentacılığının bağlı olduğu kanun ve mevzuatlar dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Havayolları için yine bir örneği görülmeyen acenta altyapısı ve sektörel disiplin, Türk Hava Yolları’nın dünya ölçeğinde bu kadar büyümesine çok önemli katkı sağlamıştır. Aynı büyümeyi başka ülkelerin milli havayollarının sağlayamamış olması, bizdeki acenta yapılanmasının kendi ülkelerinde olmamasındandır.  Geldiğimiz noktada ise havayollarının en büyük hatası; bu gerceği göz ardı edip, doğrudan müşteriye ulaşma çabası içinde haksız rekabet yaratacak satış programları uygulamasıdır. 

“Haksız rekabet şartları” 
Havayollarının uyguladığı bazı kampanyalar çerçevesinde ürünü sadece kendi web sitesinden veya aplikasyonundan veya çağrı merkezinden satması ve yaptığı bir indirimde acenta kanalını devre dışında bırakarak uygulaması veya bazı ücret sınıflarını acentasına göstermemesi, fevkalade haksız bir rekabet örneğidir.  Oysa ülkemizde bulunan yaklaşık 11 bin seyahat acentasından 6 bin civarı geçimini bu meslekten sağlamakta ve minimum istihdam ettiği ortalama 5 personelle de ciddi bir istihdam yaratmaktadır. Hiçbir havayolunun koltuklarının tamamını internetten satması mümkün değildir. Her şeyden önce bu kapasitede hizmet verecek bir çağrı merkezi altyapısı yoktur ve olamaz da. Halihazırda biletini internetten almış olan yolcuların deneyimlerinde biletleri ile ilgili iptal, değişiklik konularında dakikalarca robot santrallarla muhatap oldukları ve bir sonraki deneyiminde yine seyahat acentasını tercih ettikleri de önemli bir tespittir. Hal böyle iken, havayollarının acentalar olmasa da olur şeklindeki tutumu, kendi gelir kayıplarının da büyümesine neden olmaktadır. Oysa; acentaları ile geliştirebilecekleri programlar gerek maliyet, gerekse müşteri memnuniyeti açısından çok daha faydalıdır.

Numan Olcar; “Acentaların tahamülü kalmamıştır” 
Havayolları bilet satış sektöründe, mevzuatla çalışmaları kurumsallaştırılmayan ve havayollarının elinde sahipsiz bırakılarak, bir bakıma deneme tahtası olan acentalar mevcut haksız rekabet şartları altında ezilmekte, çoğu da faaliyetini sonlandırmak durumunda kalmaktadır. Bu konuya süratle müdahale edilmelidir.    
  
“İlgili Kurumları göreve çağırıyoruz” 
Ülkemizde sivil havacılık alanında kural koyma, denetleme ve yaptırım uygulama faaliyetlerinden sorumlu olan bir Bakanlığımız ve Bakanlığımız uhdesinde de Sivil Havacık Genel Müdürlüğümüz (SHGM) vardır. Sivil havacılığa dair her şeyi denetlemeye ve mevzuatlarını geliştirmeye dair yetkisi olan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden, özellikle havayollarının bayileri yani acentaları ile olan ilişkilerini düzenleyecek, haksız rekabet ortamı yaratmayacak ve dolayısyla tüketicinin mağduriyetini önleyerek, satış kanallarında eşitliği sağlayacak düzenlemeleri bekliyoruz. Acentalar kadar bu mevzuat eksikliğinin önemli mağdurları tüketicilerdir.

“Kimse kendini dev aynasında görmesin” 
Havacılık tarihi, pek çok batmış havayolu ve başarız havacılık örnekleri ile doludur. Çok uzağa gitmeyelim; bugün Avrupa havacılık tarihinde dahi zamanın en büyük en erişilmez havayolu olmasına ragmen iflas etmiş, el değiştirmiş hatta bayrak değiştirmiş milli havayolları vardır. Çok maliyetli olan operasyonlarda hatalı kararlar ve hatalı pazarlama yolları sonun başlangıcı olabilir. Ülkemizde de pek çok kapanmış havayolu örneklerinin altında da benzeri sebepler vardır. Bu örneklerin yaşandığı ülkelerde hatalı startejilerin yanısıra; acentalık teşkilatının yeterince geniş ve güçlü olamamasının da etkileri büyüktür. Şimdi ise havayollarının uyguladıkları politikalarla acentalar bir bir kapanırken, başta Türk Hava Yolları’nın da en önemli kalkanı hızla zayıflamaktadır. 

“Yolcular da Acentalarına sahip cıkmalıdır”
En ufak bir hava muhalefetinde, uçuş iptallerinde, havayolu grevlerinde v.s. internet kanalı ile alınan biletlerde yolcuların muhatap bulamadıkları saatlerce robot santrallerle muhatap kaldıkları yüzlerce kere kanıtlanmış bir gerçektir.  Bu sebeple acenteleri havayollarından çok yolcuların ayakta tutması gerekir. Gerektiğinde havayolları karşısında yolcuların haklarını profesyonelce arayabilecek kesim yine acentelerdir. Unutulmasın ki acenteler birer seyahat danışmanıdır ve acentesiz yolcu seyahatinde yalnız bir yolcudur.