Seçim yaklaştı ya, Her gün onlarca telefon alıyorum. Soru aynı; TÜRSAB seçimleri…

Her plartmonda önde yer alan girişken turizmci Cem Polatoğlu'na sen bilirsin abi ne olur bu seçimler diye soruluyor

TURİZMİN SESİ


Cem Bey, kafamız karışık. Diğer adayları tanımıyoruz. Bir tarafta iyi-kötü 20 senedir tanıdığımız bir marka aday, diğer tarafta sadece CV'sini okuduğumuz adaylar var. Bize bir yol gösterin Allah aşkına. Kime oy verelim? Bak kardeşim. Kimseye şuna oy ver buna oy ver baskısı diyemem. Ben en iyisi Başkanımızın da sık sık yaptığı gibi bir hikaye anlatayım, karar sana kalsın. 

20 küsür yıl öncesi. Kökenim rehberlik. Her hafta Kapadokya "KUZU"dayız. Yani, Peri bacalarında Türk eğlencesi. Müşterilerim şaraptan iyi anlayan İspanyol ve İtalyanlar. Restoran, menüsünde en ucuz şarabı bulunduruyor. Bırakın İspanyol'u, İtalyan'ı, bana bile küflü sirke tadında geliyor. Kısaca, şarap diyarı Kapadokya'da dünyaya rezil oluyoruz. 20 senedir aynı kötü şarabı içiriyorlar bize. 

Bir gün şef garson Rıza geldi masama, önüme koyduğu iki bardağın birine her zamanki marka, diğerine menüye yeni ekledikleri şarabı koydu. Ve sordu

Abi, bi tat bakalım hangi şarabı istersin?
Diğerini tabi ki…
Abi, ama tatmadın bile
Uzatma Rıza. Ver diğerini. Onun daha kötü olma ihtimali yok.