TURİZMİN SESİ
Dünyanın değişik ülkelerinden turistler Saraybosna'da dramı, Mostar'da da savaşın sembolü haline gelen köprüyü görmeye geliyor. Pronto Tour tarafından Balkan ülkelerine düzenlenen turların tanıtımı amacıyla bir basın gezisi yapıldı. Bu turlarda en önemli ayaklardan birini Bosna-Hersek oluşturuyor.
Savaşın ardından geçen 14 yılda, ülke ekonomisinde en fazla atılım yapan sektörlerden biri turizm... Savaştaki yıkımı ve yaşanan acıları görmek için dünyanın her yerinden meraklıları çekmesiyle turizm hareketliliği artan ülkede, sektörün gelecek yıllarda hem yaraların sarılmasına hem de ilk ağızdan Bosnalıların dramının dünyaya anlatmasına daha çok katkı yapacağı görülüyor. En fazla Türkiye, Slovenya, Almanya, Fransa, İtalya gibi ülkelerden turist çeken ülkede, çoğunlukla savaşın yarattığı yıkım görülmeye gelindiği için bir nevi "savaş" turizmi yapılıyor.
Ülkede en fazla ilgi gören yer, 3 yıl kuşatma altında kalan ve büyük acılara sahne olan başkent Saraybosna... Henüz küresel ekonomi çarkının kendini tam olarak hissettirmediği, tertemiz doğası, hormonsuz gıdaları ve kır evleri tarzındaki binalarıyla dikkat çeken Saraybosna, bir yandan kültür turizmi için cennet izlenimi verirken, "suçiçeği" çıkarmış gibi mermi ve roket atar izleriyle dolu binalarıyla da 1990'lı yıllara damgasını vuran kanlı savaşın cehennemi yaşatan günlerini hatırlatıyor. Yani Saraybosna, bir yandan gezenlerin yüreklerini sızlatan, diğer yandan doğal güzelliğiyle insana huzur veren bir şehir izlenimi veriyor.
Tüm bu savaş anılarına karşın şehrin, gelenlere nefes aldıran mekanı ise Başçarşı... Başçarşı'daki doğu ile batıyı, Osmanlı ile Avrupa mimarisini birleştiren Ferhadiye Caddesi, hem halkın hem de turistlerin buluşma yeri. Yöre halkı da yaşanan tüm acılara rağmen toparlanmaya, turizmle dünyaya açılmaya çalışıyor. Her ne kadar her gün evlerinden çıkarken duvarlardaki kurşun izleriyle o günleri hatırlasalar da Mostarlılar, turistleri misafirperverlikle karşılıyor, dostane selam veriyor
Türkçe konuşulduğunu gördüklerinde sempatiyle yaklaşıp "selamünaleyküm" diyor. Mostar Köprüsü'nün etrafındaki kafe ve restoranlarda yöreye özgü yemekler sunuluyor, hediyelik eşya dükkanlarında el işleri sergileniyor, turistlere gösteri yapmak isteyen Boşnak gençleri de evlenmek isteyen gençlerin yaptığı eski bir geleneği yerine getirerek köprüden atlıyor.