TURİZMİN SESİ
1970'ten beri Gaziantep Mutfağı'nın bir numaralı ismi ve pek çok yeniliğin öncüsü olan Sahan Restoranları, Türkiye'de bir ilke imza attı. Artık Sahan'da severek yenilen pek çok yemeğin yanı sıra Türk Mutfağı'nın en özel lezzetleri de buzdolabından sofraya geliyor. Sahan Restoranları Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan konuyla ilgili düzenlemiş olduğu basın toplantısında gerçekleştirmiş oldukları yeni yatırım ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Tüm Dünya'yı sarsan ekonomik krizde işçi çıkarmak yerine krizi yeni yatırım fırsatı olarak değerlendiren Sahan, herkes tarafından beğenilen ve Türk damak zevkine uygun tek tek el ile hazırlanıp paketlere konulan 12 çeşit gıdayı % 100 doğal olarak dondurarak marketlerde satışa sundu. İK'ya verdiği değer sayesinde personelinin yanında olma ve onları işsiz bırakmama adına gerçekleştirdiği bu yatırım kısa zamanda geri dönüşüm sağladı. 10 Milyon Dolar'lık yatırımı ile başta Migros, Metro, A101, BİM, Carrefour, Tansaş olmak üzere tüm Marmara ve Trakya bölgesindeki zincir marketlerde satışa sunulmuştur. Marketlerde olmayan bir gelir kalemini piyasaya sunan Sahan önümüzdeki dönemlerde de sadece yöresel lezzetlerini değil Türk mutfağını oluşturulan lezzetlerinde üretimine geçecek.
Yaşadığımız toprakların yemek kültürlerini unutmamak adına kendi öz mutfağımızdan çıkıp paketlediği pazı, lahana, yaprak sarma, acılı kıyma kebabı, urfa, karnıyarık, kuşbaşılı, karışık, kabak, patlıcan, biber dolması, pide, içli köfte ve lahmacunu % 100 doğal tadı ile dondurdu. Sağlık açısından hiçbir yan tesir taşımayan dondurulmuş Sahan ürünleri gıdaların vitamin değerini de kaybettirmiyor. Defalarca kör tadımdan geçirilen dondurulmuş ürünler lezzet açısından hiçbir ayrıcalık yaşatmadı ve ayırt edilemedi. Türkiye içinde gurur kaynağı taşıyan bu yatırım kendi topraklarımıza ait yöresel yiyecekleri Tüm Dünya'ya tanıtmak prensibi taşıyor. Zincir marketlerden 7,5 8,5 TL arasında değişen fiyatlarıyla satın alınan dondurulmuş ürünler evde zamandan ve paradan tasarruf etmemizi sağlıyor.
Önümüzdeki dönemlerde Ortadoğu ve İran'dan gelen yoğun talep üzerine bu ülkelere ihracatımızı gerçekleştireceğiz. Avrupa ülkelerinden çok fazla istek ve talep olmasına rağmen ürünlerimizi gönderemiyoruz. Çünkü işlenmiş eti Avrupa'ya gönderemiyoruz. Eğer bu konuda önümüz açılır ise geleneksel Türk mutfağını tüm Dünya'ya tanıtıp reklamını rahatlıkla yapabiliriz. İlk ihracatımız ise birkaç ay içerisinde içli köfte ve lahmacun ile Dubai'ye gerçekleşecek.
Avrupa'ya ihracatımızı gerçekleştirmemizin tek yolu bizim için Bulgaristan da bir üretim sahası yaratıp Avrupa'ya ürün dağıtımımızı buradan gerçekleştirme yolunu bulduk. Şu anda bu konuyla ilgili gerekli çalışmaları yürütmekteyiz. Bu konu bizi oldukça üzüyor çünkü bizim yarattığımız bu gelir kaynağında ülkemizin kazanması gerekirken Bulgaristan'a gelir kapısı aralayacağız. Çok üzgünüz ki Türkiye'de bu gücü kaybedecek ve ilerleyen dönemlerde de eminim ki diğer üreticilerde benim gibi aynı yolu izleyecekler.
ÜRÜNLER HAKKINDA
Donmuş olarak satılan ürünlerimiz, besleyici özelliklerini ve tadını ilk yapıldığı andaki tazeliği ile korumaktadır. Yapılan AR-GE çalışmaları ile şoklamadan sonraki muhafaza koşulları raf ömrünü uzatıcı, ürünün bozulmasını önleyecek katkı maddeleri kullanılmadan -18 C de, 1 yıl olarak belirlenmiştir. Bu süre içerisinde üründe insan sağlığını tehlikeye sokabilecek herhangi mikrobiyolojik veya kimyasal bir bozulma olmadığı kanıtlanmıştır. Severek yediğiniz içli köfte ve lahmacunu yüzde 100 katkısız yüzde 100 doğal tadı ile evlerinizde kısa sürede ısıtarak servis edebilirsiniz.
YATIRIMIN NEDENİ
Tüm Dünya'yı sarsan ekonomik krizde işçi çıkarmak yerine krizi yeni yatırım fırsatı olarak değerlendiren Sahan, herkes tarafından beğenilen ve Türk damak zevkine uygun 12 çeşit gıdayı % 100 doğal olarak dondurarak marketlerde satışa sundu. İK'ya verdiği değer sayesinde personelinin yanında olma ve onları işsiz bırakmama adına gerçekleştirdiği bu yatırım kısa zamanda geri dönüşüm sağladı. Yaşadığımız toprakların yemek kültürlerini unutmamak adına kendi öz mutfağımızdan çıkıp paketlediği pazı, lahana, yaprak sarma, acılı kıyma kebabı, urfa, karnıyarık, kuşbaşılı, karışık, kabak, patlıcan, biber dolması, içli köfte ve lahmacunu % 100 doğal tadı ile dondurdu. Sağlık açısından hiçbir yan tesir taşımayan dondurulmuş Sahan ürünleri gıdaların vitamin değerini de kaybettirmiyor. Defalarca kör tadımdan geçirilen dondurulmuş ürünler lezzet açısından hiçbir ayrıcalık yaşatmadı ve ayırt edilemedi. Başta Migros, Metro, A101, BİM, Carrefour, Tansaş
vs olmak üzere tüm Türkiye çapında zincir marketlere dağıtımı sağlanmıştır.
TAHİR TEKİN ÖZTAN (SAHAN YÖNETİM KURULU BAŞKANI)
SAHAN Restoranlar zincirinin sahibi Tahir Tekin Öztan 1961 yılında Gaziantep'te 5 çocuklu bir ailenin 5'inci çocuğu olarak dünyaya geldi. 13 yaşında ailesiyle birlikte İstanbul'a yerleşen Öztan, Fenerbahçe Lisesi'nde okurken, babası ve eniştesinin Caddebostan'daki lokantasında çırak olarak işe başladı. 23 yaşına geldiğinde, çıraklık yaparak biriktirdiği parayla, Plaj Yolu'nda SAHAN markasıyla ilk lokantasını açtı. İki yıl boyunca usta almadı ve mutfakta kendisi çalıştı.
Empati yaparak, müşteri memnuniyetini her şeyin önünde tutan Öztan, 1970 yılında kurulan SAHAN'ı marka yaptı. Gaziantep tarih ve kültürüne de sahip çıkan Öztan, 1886 yılında, II. Abdülhamit'in padişahlığı döneminde yapılan Şirehan'ı da 80 odalı, 150 yatak kapasiteli bir butik otele dönüştürmek için çalışmalara başladı.
Spor ile iç içe büyüyen ve amatör olarak çeşitli takımlarda görev alan Öztan, bir dönem Gaziantep Büyükşehir Belediyespor ve Gaskispor'un da başkanlığını üstlenmiştir. Öztan, aynı anda iki spor kulübünün de başkanı olarak dünya tarihinde bir ilki gerçekleştirdi. İnşaat ve medikal sektöründeki başarıları ile de Türkiye'nin sayılı işadamları arasında gösterilen Öztan, yurtdışında da SAHAN Restoranları zincirine yeni parçalar ekleyerek, hem Türkiye'yi ve mutfağını tanıtmak hem de kariyeri için yeni atılımlar yapmayı hedefliyor.
Güneş herkese eşit doğuyor, herkesin şansı eşit dağılmıştır" ve "Başarılı olabilmek için risk almak önemlidir" felsefesini kendisine ilke edinen Tahir Tekin Öztan'ın başarı sloganı, "Ne kadar risk, o kadar başarı!" oldu. Karşısına çıkan fırsatları iyi değerlendirdiğini, yanı sıra dürüst ve sabırlı çalışmasının da başarılarına katkısı olduğunu belirten Öztan, "Bir şeyi yaratmak başarıdır ama muhafaza edip geliştirebilmek daha büyük başarıdır. Biz bir marka yarattık ve bunu geliştirmek için hem çok çalıştık hem de sabırlı davrandık" diyor.
Tahir Tekin Öztan, Türk mutfağının tanıtımının yanı sıra, eğitimli ve mesleki beceriye sahip eleman eksikliği konusuna da eğilmektedir. Yemeklerdeki yozlaşmanın önüne ancak eğitimli ustalarla geçileceğine inanan Öztan, Gaziantep Valiliği, Gaziantep Belediyesi ve Gaziantep Üniversitesi ile ortak bir çalışma içine girerek, Gaziantep Üniversitesi bünyesinde gastronomi bölümünün kurulması için çalışmalara başlamıştır.
Anadolu Mutfağını Araştırma Geliştirme ve Koruma Derneği'nin kurucu başkanı olan Öztan, Gaziantep'in unutulmaya yüz tutmuş ya da özünü kaybetmiş yemeklerinin yeniden hatırlanması ve mutfaktaki yozlaşmanın engellenmesi için Gaziantep mutfağını Gaziantep'in kadınlarının anlattığı arşiv niteliğinde bir kitap hazırlığındadır. Öztan aynı zamanda Okan Üniversitesi Gastronomi Bölümü Danışma Kurulu üyesidir.