Profesyonel Rehberler : Kariye Müzesi’nin Müze Konumu Devam Etsin

Profesyonel turist rehberleri, Kariye’nin ibadete açılması  kararına tepki göstererek “Tarih, kültür, sanat, eğitim ve öğretim açılarından çeşitli niteliklere sahip anıtın müze işlevinin devamı tüm insanlık için daha yararlıdır” dedi

TURİZMİN SESİ


Profesyonel Turist Rehberleri Kültür Girişimi ile Kariye müzesi önünde bir araya gelen rehberler “Unesco üyesi Türkiye Cumhuriyeti yadsınamaz sanat değerleriyle tüm insanlığın mirası Kariye’yi korumak ve gelecek nesillere müze işlevi ile emanet etmek yükümlülüğündedir” dedi.

Kariye Müzesi önünde toplanan rehberler, konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Başta Fransızca rehberi Serdar Oğuzoğlu olmak üzere, diğer rehberlerden de bilgi alan Le Monde Türkiye temsilcisi Marie Jego ise konuyla ilgili bir haber yaptı. Kariye’nin iç mekanında ibadetin topluma değil, çok küçük bir cemaate hizmet edeceğine dikkat çeken rehberler yaptıkları açıklamada şu görüşlere yer verdi:

Bizans Dönemi’nin en önemli sanat eserleri

Son dönemde İznik, Trabzon ve İstanbul Ayasofya Müzeleri camiye dönüştürüldü. İstanbul’daki en önemli Bizans sanat kalıtı Kariye Müzesi de camiye dönüştürüldü. Bu kararın uygulanmadan önce düşünülmesi gereken temel konular kararın yerinde olmadığını göstermekte. Kariye Müzesi’nin günümüzdeki işlevini sürdürülmesinin gerekli olduğunu açıklıkla ortaya koymaktadır. Bizans Dönemi’nin en önemli sanat eserlerinden Kariye Müzesinin cami olarak kullanılmasının anlamlı bir dayanağı, dinsel bir anlamı yoktur. Bu çok önemli kültür kalıtı İslam anlayışı ile ilgili değildir.

Kentsel Bizans sanatı ancak Kariye Müzesi gezilerek öğrenilir. Müze’nin cami olarak kullanılması anıtın evrensel kültüre katkısını yok edecektir. İstanbul’daki ilk manastırlardan tarihi 4. yüzyıla uzanan Kariye’nin ana yapısı olan kilisesi ancak 1510 yılında Atik Ali Paşa tarafından camiye çevrilmiştir. İç mekandaki mozaik bezemeleri ahşap panolarla kapatılmış, kubbeler ve pandantiflerdeki mozaikler ile dış ve iç koridorlardaki resimsel bezemeler olduğu gibi bırakılmıştır. Kariye’nin iç mekanında ibadet edilmesi çok küçük bir cemaate işaret eder.

Kariye hakkında ilk bilimsel araştırma 1877 yılında İstanbullu Dr. Alexandros Georges Paspates tarafından gerçekleştirilmiştir. 1886 yılında bezemelerinin, resimsel figürlerin, mozaiklerin ve fresklerin katalogu yayınlanmıştır. Osmanlı tarihçisi Joseph von Hammer tarihçesi ile birlikte resimsel bezemelerinden bahsetmektedir. 1945 yılında müze işlevi verilmesi kararlaştırılmış, onarım ve restorasyon sürecinden sonra Kariye 1948 yılında ulusal ve uluslararası toplumun ziyaretine açık bir müzeye dönüştürülmüştür. Anıt 19. yüzyıl sonlarında mozaik müzesi olarak tanınmaktaydı.

Müze işlevinin devamı tüm insanlığın yararınadır

Geçmişten günümüze yalnızca kilisesi kalan en eski manastırlardan Kariye, kentin dış çeperindeki bölgede önemli bir entelektüel merkezdi. Tarih, kültür, sanat, eğitim ve öğretim açılarından çeşitli niteliklere sahip anıtın müze işlevinin devamı tüm insanlık için daha yararlıdır.

Sahip olduğu eşi ve benzeri olmayan mozaik ve freskleri henüz yeni restore edilmişken, fresklerin restorasyonu sürerken, anıtın camiye dönüştürülmesi çelişkili bir tutumdur. Ayrıca, yedi yıldır sürdürülen restorasyon için harcanan masraf, verilen emek ve ayrılan zaman heba olmak üzeredir.

Unesco üyesi Türkiye Cumhuriyeti yadsınamaz sanat değerleriyle tüm insanlığın mirası Kariye’yi korumak ve gelecek nesillere müze işlevi ile emanet etmek yükümlülüğündedir. Acilen ve toplum yararı için alınan kararın gözden geçirilerek uygulanmamasını Kariye Müzesi’nin müze konumunu korumasını ve anılan işlevlerinin devam etmesini istiyoruz.