OTTOMAN OTEL’DE PERSONEL EĞİTİMİ

Ottoman Group Otelleri'nde personelin bilgilerini güncel tutmak amacıyla düzenlenen yeni eğitim dönemi başladı

TURİZMİN SESİ


Ottoman Group Otelleri Genel Müdürü Serdar Balta, eğitimlerin açılışında yaptığı konuşmada, konaklama sektöründe eğitimin 'olmazsa olmaz' olduğunu belirterek, “Herkes turizmci olamaz. Turizmcilik gönül işi. Bu meslekte misafire hizmet edeceklerin güler yüzlü olması gerekiyor.

Güler yüz için de eğitim şart. Bazen şartlar güler yüzlü olmayı zorlaştırabiliyor. Ancak, böyle durumların eğitimle aşılacağına inandığımızdan eğitim çalışmalarını başlattık” dedi.

Otel çalışanlarına deneyimlerini aktaran Ottoman Grup Otelleri Turizm ve Eğitim Danışmanı Şaban Ali Yaşaroğlu ise misafire doğru hizmet verilmesi halinde otelin yıldızı veya özel belgelerin içinin doldurup hakkının verileceğini söyledi. Otellin misafirlerine hizmet etmenin daima profesyonelce yapılması gerektiğini vurgulayan Yaşaroğlu şöyle konuştu: “Turizm; bir insan olayı ve tamamen insan ilişkisi üzerine kurulu. Otelin yıldızları veya özel belgelerin içini asıl sizler doldurup, hakkını vermelisiniz. İşte o vakit, o yıldız veya ve özel belgenin cazibesiyle kıymeti daha da artar. Müşterilerinizin memnuniyetini sağlamada görevlerinizi tutkuyla yapıp, işyerinizde var olmanın başarısını kanıtlamalısınız. Bunu yaptığınızda, Ottoman Grup Otelleri ile Matbah ve Tabbah restoranlarının profesyonel çalışanı haline gelirsiniz.”

Nereden Nereye?
Otel çalışanlarına “Uluslararası bir sektör olan turizm, sizler için bir hayat üniversitesidir” diye seslenen Yaşaroğlu, “Soru sorulduğunda; 'bilmiyorum- I don't know' kelimesi beyninizde yer etmemeli. Sizler bilmeye ve öğrenmeye tutkun Türkiye'nin birer turizmcileri olmalısınız” önerisini yaptı. Yaşaroğlu, yılların deneyimi ışığında Türk turizminin geldiği nokta hakkında da bilgiler verirken şunları söyledi: “60 yıl önceye baktığımızda; 1890'larda inşa edilmiş ve o yılların 5 yıldızlı Pera Palas, Tokatlıyan ve küçük boy birkaç oteli görüyoruz. Bugün sadece İstanbul'da 70'in üzerinde 5 yıldızlı oteller mevcut. O yıllarda İstanbul'da Abdullah, Façyo, Mısır Çarşısı, Liman ve Ankara'da ise Karpiç gibi birkaç kaliteli lokanta vardı. Günümüzde ise sadece İstanbul'da 100'ü aşkın lüks lokantamız hizmet veriyor.”

O yıllarda Tokatlıyan'da Nikola Sabievski, Park Oteli'nde Aram ve Liman Lokantası'nda Fontana gibi sayısı 7-8'i geçmeyen yarı otel ustası (maitre d'hotel) olduğunu belirten Yaşaroğlu, “Günümüzde turizm okullarından mezun, yüzlerce profesyonel görevinin başında. Eskiden Serkis Takesyan gibi birkaç barmenimiz varken, bugün sayısı bini aşan barmenimiz Shaker derneğinin çatısı altında toplanıp, katıldıkları yarışmalardan ülkemize madalyalarla dönüyorlar” diye ekledi. Geçmişten günümüze Türk turizmindeki değişimi özetleyen Yaşaroğlu, sözlerini şöyle noktaladı: “Kıtaların birbirleriyle bağlayıp kaynaştığı Türkiye, evrenselliğe açık bir müze ve tatil ülkesidir. Ülkemizin bu özelliğinden dolayı turizmden beklentimiz de o ölçüde büyük ve önemlidir. Turizm, çalışanlar için bir hayat üniversitesidir. Hiçbir işi küçümsemeden, misafirleriniz arasında ayrım yapmadan hizmet verin. Misafirinizin kalbini kazanmanın yolunun ona kendi adıyla hitap etmekten geçtiğini unutmayın.”