TURİZMİN SESİ-HANDE KURT
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Kültür ve Sosyal Daire Başkanlığı'nın yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı olarak 14 aydır görev yapıyorum. Başkanlığımıza bağlı Kültür Müdürlüğü,Turizm Müdürlüğü,Kütüphanemiz, Şehir Tiyatroları ve Kent Orkestramız var. Müdürlüklerimiz ve 1290 toplam personelle hizmetleri yürütmeye çalışıyoruz. İstanbul'da Çatalca'dan Tuzla'ya kadar bütün kültürel mekanların yönetimi,etkinlikler, seminerler, fuarlar ,açık oturumlar ,kültür fuarları,turizm fuarları,kitap fuarları gibi bize bağlı olarak çalışan beş müdürlükle birlikte,Kültür Sosyal İşler Daire Başkanlığı olarak hizmet veriyoruz .
Kültüre dahil kültürle ilgili,sosyal aktivitelerle ilgili çalışmalarımız var. Mesela, Cemal Reşit Rey'de ve diğer salonlarımıza dünyanın en prestijli müzik gruplarını davet ediyoruz. Özel seçici bir kurulla seçerek ,ince eleyip sık dokuyarak ; yurt içinde ve yurt dışında konularında zirve olmuş üst düzey sanatçıları sahneye çıkartıyoruz. İstanbullulara çok özel sunumlar yapmanın peşindeyiz; yurt dışında Madrid'de,Milano'da kişi başı 250-300 Euro bedelle izlenebilen sanatçıları ,biz Cemal Reşit Rey'e ,organizatörlerle ,menajerlerle uzun süren pazarlıklar sonucunda kişi başı 10 TL , 20 TL ,30 TL gibi sembolik rakamlarla getiriyor,İstanbullularla buluşturuyoruz .Bir çok etkinliğimiz de ücretsiz oluyor.
Şehir tiyatroları da ,birim olarak bizim dairemize bağlı olarak çalışırlar. Yedi yüze yakın sanatçımız var. Bu sanatçılarımızın en zaruri,en basit ihtiyaçlarına varıncaya kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak karşılıyoruz. Onlar bizi her ne kadar eleştirseler de .Tiyatro aykırı bir sanattır,siyasetçiyle kol kola gözükmekten hoşlanmaz ,eleştirecekler tabii ki de ,ama bu eleştiriler de yıkıcı olmamalı ,yapıcı yönde olmalıdır .
İstanbul ,Avrupa Kültür Başkenti seçildi. Kültür Başkenti olmak bize neler katmıştır ?
İstanbul'umuz bilindiği gibi 8500 yıllık tarihi olan bir şehir.Geçende Yenikapı kazıları sebebiyle orada bulduğumuz arkeolojik kalıntılar, tüm arkeologlara ,dünyanın bütün bu işlere kafasını yoran insanlarına İstanbul'un tarihi adına fikir verdi. Üç ayrı imparatorluğa ,üç ayrı defa başkentlik yapmış bir şehir; keza ilahi dinlerden ikisine ,daha önceki dönemde ilahi,semavi olmayan dinlerden birine mekan olmuş bir şehir İstanbul. Bizce, tarihi itibariyle İstanbul Avrupa'nın sadece bir dönemi için değil ,geçmiş gelecek bütün dönemleri için başkenti olmaya layık bir şehir.
2010 Kültür Başkenti oluşumuz da zaten bu tarihi, sanat değerinin, kültürel değerinin ışığında gerçekleşmiştir; çünkü Avrupa Birliği'ne henüz alınmamış ,müzakeresi dahi kabul edilmemiş bir ülkenin Avrupa'nın Kültür Başkenti ilan edilmesi bu açıdan çok büyük önem taşıyor.
Kültür Başkenti olmanın pek çok katkısı oldu bize. Bir defa kültür başkenti oluşumuzu görkemli törenlerle kutladık,yedi ayrı tepede üç yüz üç üst düzey sanatçıya sahne vererek kutladık .Bütün dünyanın ilgisini çeken kutlama törenleri yaptık ,ses ışık gösterileri,birbirinden coşkulu konserler yaptık.
İstanbul'a 2010'da 10 milyon turist gelecek ,bu geçen yılın tam 3 katıdır ; 10 milyon turist bekliyoruz 2010 Kültür Başkenti olmamız sebebiyle .2010 Kültür Başkenti olarak ; yeni sanat alanları açıldı; yeni kültürel mekanlar ,yeni salonlar kazandırılıyor. Ayrıca şehrin tarihini dünyayla paylaşacağız. Kendi insanımıza da kenti daha bir yakından tanımayı sağlayacağız. 2010 Kültür Başkenti münasebetiyle şehrimiz; İstanbulluların ,kendi kentini daha bir yakından tanımayı sağlayacak ,kentlilik bilincimizi arttırarak ,yaşam kalitelerine değerli ve önemli katkıda bulunacağımızı düşünüyoruz .
2010 Avrupa Başkenti olmakla ne gibi projelere başlandı ve bu etkinlikler geniş kitlelere yayılabilecek mi ?
Kültür politikası olarak hükümetimiz de, değerli başkanımız Kadir Topbaş Bey de her vesileyle dillendiriyorlar ,her ortamda dile getiriyorlar , anlatıyorlar . Gerçekten biz ,kültürel mekanları ve hizmeti şehrin merkezine değil; varoşlara ,kenarlara yaymakla tanınmış bir kuruluşuz .
Çatalca'ya normal olarak yüz yılda yapılabilecek hizmeti alt yapı olarak götürdük,sportif mekan olarak götürdük .Çatalca'da bir kapalı salon toplantısında, bir öğretmen hanım ayağa kalktı ve Bana anlatın ,bana bırakın, köşe yazarları gelsinler ,benimle konuşsunlar. Bizim musluklarımızda evlenecek yaşa geldim, hep solucan akıyordu. Kuyu suyu içmekten hepimiz bağırsak enfeksiyonu geçirdik İnsan olduğumuzu şimdi anladık biz dedi. Belediye başkanı da, Çatalca'da 200 trilyon bütçem var bize son beş yılda yapılan hizmet bunun 100 katıdır. 100 yılda yapamayacağımız hizmetleri yaptınız ,şehir olduk ,terk edilmiş bir kasabaydık biz diye anlattı.
Kağıthane'ye tiyatro sahnesi ,kültür sarayı götürdüğümüz zaman veya Ümraniye'ye götürdüğümüz zaman çoğuları espri ,şamata konusu yapıyorlardı. Çıplak vücuda, ipek kravat takıyorsunuz. diyerekten. Çocuk tiyatrosu nere, Tuzla nere ,tiyatro nere diyorlardı. Ümraniye'yi, Kağıthane'yi küçük ve varoş görüyorlardı . Tiyatro demek ,Taksim demektir, Cemal Reşit Rey demektir , Muhsin Ertuğrul demektir, diye koca koca köşe yazarları bizim götürdüğümüz hizmetleri hafife alıyorlar,alay konusu yapıyorlardı ama şimdi gördük ki son bir yıl içinde bu saydığım tiyatrolar kapalı gişe oynuyorlar .Duvarlar bile insandan tuğlalarla örülü oynuyorlar .Bir tane boş koltuk bulmak bile mümkün olmuyordu .
İstanbul taktir ederseniz ,30-35 Avrupa devletinden büyük . Koskoca Danimarka 4 milyon, ama İstanbul 15 milyon . Yani 4 Danimarka ,İstanbul'a hizmet bitmez. İstanbullu hizmete doymaz yapabildiğimiz kadar, koşabildiğimiz kadar koşacağız .
Büyük Şehir Belediyesi olarak 2010 Kültür Başkenti olmakla, yeni iş sahaları açmayı, yeni iş imkanları açmayı da düşündük ,düşünüyoruz . Mesela Büyükşehir Belediyesi olarak 25-30 bin yatak kapasiteli otel inşaatı yapıyoruz ;aşağı yukarı 60 bin ,70 bin insana iş imkanı demektir. Biz bunu düşünüyoruz,planladık. Şehir bir dünya markası olacak. Bir çok yerde yapacağız. İstanbul'u, bir çok ortak proje ile Avrupa'nın önemli bir cazibe merkezi haline getirmeyi düşündük.
2010 yılında yıpranmaya yüz tutan tarihi doku mirasımızı gün ışığına çıkarmayı düşündük. Kültür,sanat dış mekanlara, varoşlara yayılacak ; bu vesileyle yeni açılacak sergiler, konser,gösteri alanları şehrin merkezinde değil uzak yerlerinde faaliyet gösterecek.Şehrin alt yapı merkezi yenilenecek .Şehrin uzun yıllar ihmal edilmiş alt yapı , kanalizasyon , yollarını yenileyerek ; Avrupalının ve dünyanın gezginlerinin gözlerine en yatkın ve lâyık şekle getirmeyi de düşündük, bunun çaba ve gayretleri de devam ediyor . Kültür başkenti olmak ,alt yapıyı da yenilemekle olur.
Ayrıca İrlandalı efsane rock grubu U2 ,6 Eylül'de Atatürk Olimpiyat Stadı'nda konser verecek ,bunu planladık,projelendirdik, programladık. Bu manada dünyanın en büyük sanatçı gruplarını İstanbul'a çağırmayı , 182 ayrı büyük etkinlikle dünyaya pencere açmayı düşündük.
Çok teşekkür ediyoruz .